Biyolojik Çeşitliliğin Korunması
Biyolojik Çeşitliliğin Korunma Alanları ve Yönetimi
Daha önce de belirtildiği üzere nüfus artışına bağlı olarak artan çevre sorunları yüzünden insanoğlu için hayati öneme sahip olan biyolojik çeşitlilik hem dünyada hem de Türkiye’de giderek yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu nedenle de biyolojik çeşitliliğin korunmasında önce durum tespitinin yapılması ve ardından da buna göre sürdürülebilir bir koruma anlayışı ile hareket edilmesi ve başarılı bir koruma için ise bu kaynakların miktarının ve risk durumlarının saptanması suretiyle koruma önceliklerinin belirlenmesi gerekir.
Günümüzde biyolojik çeşitlilik yapay koruma (ex situ) ve doğal koruma (in situ) olmak üzere iki şekilde korunmaktadır. Yapay koruma teknikleri, biyoteknolojik yöntemler (in vitro), dondurarak saklama, tarla koleksiyonları ve gen bankaları olmak üzere dörde ayrılır. Halen 100’e yakın cinse bağlı 200 türden 30 000 bitki materyali uluslararası (ICARDA, SMITH, FAO, UNEP, CGIAR, EUCARPIA gibi kuruluşlar ve bunlara bağlı alt kuruluşlar) ve ulusal (A.Ü. Ziraat Fakültesi Osman Tosun Gen Bankası, Ankara Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Gen Bankası, Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Gen Bankası, İzmir-Menemen Bitki Araştırma ve Introdüksiyon Merkezi) gen bankalarında korunmaya çalışılmaktadır.
Doğal alanların korunması ile türlerin, toplulukların ve ekosistemin işlevinin korunması sağlanır. Çünkü canlıların hayatı, yaşadıkları ortamlara bağlıdır. Bu yüzden dünyanın birçok ülkesinde doğal alanlar koruma altına alınmışlar ve sadece bulundukları bölge için değil, aynı zamanda bütün dünya için kültür mirası görevi yapmaktadırlar . Örneğin, ormanların iklim, su rejimi, tehlikeli doğal olaylar, sağlık ve turizm üzerinde olumlu etkilerinin olmasının yanı sıra, birçok canlıya yaşam ortamı oldukları bilinmektedir. Bir başka örnek olarak sulak, alanlar verilebilir. Sulak alanlar, doğal veya yapay, devamlı veya geçici suları durgun ya da akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu, denizlerin gel-git hareketlerinin çekilme devresinde altı metreyi geçmeyen derinlikleri kapsayan bütün sular, bataklık, sazlık ve turbiyeler olarak tanımlanmaktadır. Sulak alanlar bulundukları bölgenin su rejimini dengeler, bulunduğu yörenin iklimini stabilize eder, tortu ve zehirli maddeleri alıkoyarak ya da besin maddelerini kullanarak suyu temizler, yeryüzünün en fazla biyolojik üretimini yapan ekosistemleri arasındadırlar, çok zengin biyolojik çeşitliliğe sahiptirler, yüksek bir ekonomik değere sahiptirler, bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlarlar, eğitim ve bilimsel çalışmalar ile su yolu: taşımacılığına olanak sağlarlar.