Biyoenerji hakkında açıklamalar
Oysaki mükemmel birşekilde çalışan insan bedeni hastalık durumunda , yine kendi bioenerjisiyle,iyileşme potansiyiyelini çalıştırabilir.
Ancak bütün bunlara rağmen insandaki mantık ve yanlış inanışlardan bundan birhaber olarak yaşar gider.İşte bu konunun gerçekliğini anlatmak için yine bioenerjiyle ilgili yazıları eklemeye devam ediyorum buyrun : )
Biyoenerji Nedir ?
Biyoenerjinin kelime anlami; dogal olan enerjidir. Bilim; insan organizmasinin yalnizca moleküllerden ibaret fiziksel bir yapiya sahip olmadigini dogrulamaktadir. Tüm kainatta oldugu gibi insan vücudu da , bir enerji alanina sahiptir.
Vücut içerisinde, devamli bir titresim ve düsük voltajli elektromanyetik akim vardir. Bu elektromanyetik akim; fiziksel bedenle sinirli degildir. Böylece, bir bedenden digerine akis yapilabilir. Bu elektromanyetik akim; yani Biyoenerji akisi sadece insanla da sinirli degildir.
Saglikli bir vücutta negatif bir enerji bulunmaz. Vücudun herhangi bir yerinde problem varsa; o bölge negatif enerji üretmeye baslar. Daha dogrusu; beyin ile o bölgenin iletisimi kopmus demektir. Bu nedenle; bedenimizin tümünü ayakta tutan beyinin düsünce ve yapilandirma bölümü ile aradaki bagi kopartmamak gerekir.
Bizim biyoenerji dedigimiz; Sanskrit dilinde kelime anlami yasam gücü demek olan Prana, iyi saglik durumunu muhafaza eden ve bedeni canli ve diri tutan yasamsal enerjidir.
Japonlar; bu esrarengiz enerjiye KI, Çinliler CHI, Yunanlilar PREVMA, Polonyalilar MANA, Ibraniler RUAH derler.
Bilim, Seçkin bilim adamlari tarafindan yönetilen bilimsel deneylere dayanarak, biyoenerjinin varligini ve fiziksel bedenin iyi ve saglikli olusuyla ilgisini anlasilir sekilde ispatlar. 1982’de, Paris Üniversitesi Uygulamali Fizik ve Teorik Optik Enstitüsünde, fizikçi Alain Aspect bilim tarihindeki muhtemelen en mükemmel kesfi yapti. O ve ekibi, içinde yasadigimiz dünyanin mekansiz ve ayrilamaz oldugunu kanitladi.
Baska bir deyisle, onu algiladigimiz sekliyle uzay mevcut degildir. O sadece duyularimizin bir illüzyonudur. Hepimiz tek bir dev enerji okyanusunun parçasiyiz ve gerçekten hiçbir sey sizi baska herhangi bir seyden ayirmaz. Gördügünüz ayrilik sahip oldugunuz bes duyunun neden oldugu bir illüzyondur. Tüm ‘uzay’ enerji ile doludur, sizi ve baska her seyi yapan ayni enerjidir. Sizin görme, isitme, dokunma, tat ve koku duyulariniz evrende mevcut olan bir çok diger farkli tipte ve frekanstaki formlari fark etmekte yetersizdir.
Einstein ve onu takip eden diger kuantum bilimcileri ortaya attiklari teorilerinde bahsettikleri savlarini ispatladiklari pek çok deneyin sonunda insan bedeni dahil tüm fiziksel maddenin uzay ve zamana bagli olmayan enerji paketlerinden yapildigini kanitlamislardir. Bu Evrensel Enerji Alaninin sinirlari yoktur.
Degerli Rus bilim adami Semiyon Kirlian kendi buldugu ultura hassas bir kamera yöntemi ile fotografladigi insanlarin, hayvanlarin ve bitkilerin fiziksel bedenlerinin etrafindaki renkli isik enerji alanini göstermistir. Vücudumuzu bir ipek böcegi kozasi gibi saran bu enerji alanina Aura denmektedir.
Bu alani görüntüleyen teknige de Kirlian Fotografçiligi adi verilmektedir. Enerji alani (Aura) görülebilir fiziksel bedene nüfuz ederek, cilt yüzeyinden yaklasik 8 yada 10 cm yayilir. Kirlian fotografçiligindaki deneyler, daha hastalik fiziksel bedende tezahür etmeden önce, bedenin enerji alaninda (Aura’da) olusan hastalikli enerjileri de ortaya çikartmistir.
Biyoenerji nasil çalisir ?
Vücudumuz en genel islevi ile bir transformatör olarak çalismaktadir.
Farkli köklere yada frekanslara sahip hava, su, günes isini ,yiyecek ,su gibi maddesel; duygu, düsünce gibi süptil kaynaklari transformasyona ugratarak ihtiyacimiz olan yasam enerjisine dönüstüren enerji merkezlerimizi Chakra diye tanimlamaktayiz.
Chakralar, ihtiyacimiz olan yasam enerjisinin üretilmesinde, bizi kusatan enerji okyanusu ile düzgün bir biçimde iletisimde kalmamizda birinci derecede etkilidirler. Vücuttaki hormon üretimini saglayan endokrin bezlerini de yönetmekte olan Chakralar, ait olduklari bölgedeki organlarin görevlerini tam ve saglikli yürütmelerinden sorumludurlar.
Vücudumuzdaki daha fizik bedene intikal etmeden önce enerji bedenlerinde ortaya çikan bu negatif enerjiler önce aurayi zayiflatmakta, delmekte, yirtmakta daha sonrada vücudun enerji kapilari olarak adlandirdigimiz merkezleri (chakralar) tikayarak enerjinin düzgün dolasimina engellemektedir.
Chakra’larin tikanmasi yada düzensiz çalismasi sonucu kontrol ettikleri bölgelerdeki bezler çalismalarini yavaslatmakta yada tamamen durdurmaktadirlar. Devaminda da sistemin balansi bozulmakta denge kaybi süreci yasanmaktadir.Bu süreci sagligin bozulmasi takip etmekte, bölgede olusan negatif enerjiler daha sonra o bölgede fiziksel, yada ruhsal saglik problemleri olarak ortaya çikmaktadir.
Biyorenerji niçin bütün hastaliklara iyi gelir ?
Bilim ayrica zihnin sinirlari olmadigini kanitlamistir.Bir kisinin düsünceleri ve hisleri, yasama enerjisini çok büyük ölçüde etkilemektedir. Buda fiziksel yada psikolojik bütün saglik problemlerinin %90 ‘inin zihinsel nedenlere dayanmasini net bir sekilde izah eder.
Geriye kalan %10 da ise genetik (karmik) ve çevresel faktörler söz konusudur. Iste bu yüzden holistik (bütüncül) bir evren modeli ile desteklenen biyoenerji Terapisi, holistik (bütüncüldür) ve sifa süreci boyunca bütün vücudu ele alir. Bu yönüyle çok olaganüstü bir terapi metodudur.
Biyoenerji seanslarinda daima bütün vücut ile çalisilmakla birlikte, sikayet konusu bölge için biraz daha fazla zaman ayrilir. Netice olarak, Biyoenerji Terapisi, yani Sifa vücutta olusmus veya olusmakta olan bütün rahatsizliklari (sistem bozukluklarini) ortadan kaldirir, kisiyi sagligina kavusturur.
Kisaca, Sifa’nin çalisma alani, asla yasanan rahatsizlik yada semptomlarin ortaya çiktigi bölge ile sinirli degildir.
Sifa (Biyoenerji Tedavisi), tüm vücudun balans ayarinin yapilmasi islemidir.
Biyoenerji Terapisi ile sagligin korunmasi nasil saglanir ?
Biyoenerji terapileri ile var olan fiziksel, zihinsel, duygusal, ruhsal problemleri çözmenin disinda, gerçeklestirilen sifa uygulamalari ile olasi problemlerden korunma, terapiden daha önemli ve önde kabul edilir.
Kusursuz saglik, hasta olmama durumu degildir.
Hasta olmasak bile sinirlenmemize sebep olan her hangi bir sey ; kan basincimizi yükseltir, trombositlerimizi yapiskan hale getirir, kardiyo – vasküler hastaliklara ve kansere yakalanma ihtimalimizi artirir. Herhangi bir konuda endise hissediyor ve stres altinda isek vücudumuz adrenalin ve kortizon salgilar. Sakinlestigimizde ise yada sakinken valyum salgilamaya baslariz. Egleniyorsak bazi baska hormonlar salgilariz.
Yani vücudumuz sürekli hislerimizi molekülere çevirir. Düsüncelerimiz ve hislerimiz biyolojimizi etkiler.
Arzu edilen, insanlarin hiç hasta olmamalaridir. Hastalik, negatif enerji frekanslarinin vücutta birikim yaparak, zayif bulduklari bir bölgede anarsik eyleme baslamalari, o organ veya sistemde hakimiyet kurmalari ve böylece sistem bozukluguna yol açmalarina denir.
Bu açidan negatif enerji birikimlerinin kisileri hastalik haline düsürecek seviyeye yükselmesine firsat verilmemelidir. Evrensel yasalar açisindan, herhangi bir hastaligi olmayan, kendini saglikli kabul eden bilinçli kisilerin periyodik olarak bir seans pozitif enerji almasi tavsiye edilir. Böylece vücutta birikmis olan negatif enerji tahliye edilir, vücudun balans ve akordu düzeltilir.
Bu koruyucu seanslar kisinin seçimine göre haftada ,ayda, üç ayda, ya da en geç alti ayda bir kere uygulanir. Aynen bilinçli bir kisinin en geç alti ayda bir kere dis hekimine basvurarak agiz ve dis sagligi açisindan kontrole gitmesi, dislerini kaybetmeden bakim ve onarimlarini yaptirmasi gerektigi gibi.
Bu koruyucu biyoenerji seanslarina son derece önem verilmelidir. Zira çevre kirliligi unsurlarinin tesirinden insanlarin kaçabilmelerine imkan yoktur.
Biyoenerji terapisi nasil uygulanir ?
Bir kisinin biyoenerji terapisi alabilmesi için bir tek seye ihtiyaç vardir: O da kisinin, Biyoenerjistin yardimini içten ve açik sekilde kabul etmesidir.
Terapiye katilan insan isin içine kendi düsünce, aliskanlik ve kabullerini kattigi zaman bilinçalti kaliplari Biyoenerjist’in çalismalarina zorluk çikartmaktadir. Bu yüzden sifayi isteyen açisindan; güçlü iyilesme istegi, teslimiyet, olaganüstü çaba ve sürece katilim gerektirmektedir. Aksi halde kendisine yardim edilmesine müsaade etmeyen bir kisiye kimse ulasamaz. Bu bakimdan biyoenerji terapisi bir ekip çalismasi olarak algilanmalidir…
Terapi, ihtiyaca göre degisen sayida yapilan seanslar seklinde yürütülür. Bir seans yaklasik olarak 35 – 60 dakikadir. Uygun bir çalisma ortaminda, biyoenerji yatagi üzerine sirt üstü yatirilan sifa almakta olan kisinin vücudunun seçilmis merkezleri üzerine, biyoenerjist avuç içlerinden kisinin vücuduna pozitif enerjiyi pompalar. Bu suretle sistemin balansini bozucu eylem yapmakta olan negatif enerji blokajlari bulunduklari bölgeden kazinir, dagitilir ve vücuttan disari atilmalari saglanir. Böylece vücut, tabii ve saglikli sistemini yeniden kurar. Bu isleme, vücudun balans ayarinin yapilmasi denir.
Terapi esnasinda biyoenerjist bireye, sifanin sürekliligi için zihinsel bedeninin ihtiyacina uygun düsünce modellerini sunar. Tamamen olumlu olan ve sonuç alinmasinda vazgeçilmez bir agirlik tasiyan bu düsünce modellerine bireyin yüksek bir bilinçle uyum göstermesi, sifaya kavusmasi yolunda mutlaka yerine getirmesi gereken ödevidir.
Dönemin en popüler konusu bio-enerji ve şakralar. Birçok insan bu konuyu takip ediyor ve karşılaştıkları sorunlar üzerine bio-enerji uzmanlarına başvuruyor. Bu sebep ile öncelikle Bio Enerjinin, yaşadığımız sıkıntılarda ya da zorluklarda bize nasıl yardımcı olacağını paylaşalım istedim.
Bio-enerjinin kelime anlamı doğal olan enerjidir. 20. yy. başında Rus bilim adamları tarafından ortaya atılmış ancak Marksizim Leninizme aykırı olduğu için yasaklanmıştır. Vücut da mevcut olan titreşim ve düşük voltajlı elektromanyetik akım fiziksel beden ile sınırlanmamıştır, bir bedenden diğerine akış yapılabilir. Elektronik akım vücudun sağ tarafında toplanmıştır. Bio enerji akışı insan ile sınırlı değildir tüm maddeye akar, bitkilerin ise insanlarınkine zıt bir kutbu vardır. Onlar ile aramızda hür bir kanal açılır. Çok eski doğu kültürlerinde halk doktorları insan vücudunda “Qİ” denilen bir enerjinin olduğunu, bel kemiğinde yedi noktada oluşan bu enerjinin sinir merkezine bağlandığını keşfetmişlerdir.
Bio-enerji içimizde uyuyan güzelliktir. Birçok anlam ve isim ile karşımıza çıkabilir. Evrensel enerji, yaşam enerjisi, çi, ki prana kozmik enerji ancak hepside aynı şeyi anlatmaktadır. Tüm canlılarda bio-enerji mevcuttur. Kozmik enerji tepeden girer ve şakralar vasıtası ile bedenin çeşitli bölgelerine dağılır. Fazlası el ve ayak uçlarından çıkar. Şakraların kapalı olması halinde enerji dağılamadığı için o bölge beslenemez ve hastalık kaçınılmaz olur. Sağlıklı bir vücutta negatif enerji bulunmaz. Vücudun herhangi bir yerinde problem var ise o bölge negatif üretmeye başlar. Daha doğrusu beyin ile o bölgenin iletişimi kopmuştur. Demek ki bedenimizin tümünü ayakta tutan; beynin düşünce ve yapılandırma bölümü ile aradaki bağı kopartmamak lazım. Vücudumuz da bulunan elektrik akımı beden etrafında bir alan oluşturuyor buna (aura) deniyor. Aura eksi ve artı elektriklerden oluşuyor. Bu iki akımın dengede olması vücut sağlığı için şart. Denge sağlanamadığı zaman sağlık sorunları kaçınılmazdır. Enerjisi güçlü olan bir kişinin zayıf durumdakine bunu aktarmasına bio-enerji denir. Bunu ancak bio-enerji uzmanı yapabilir.
NELER SÖYLEMİŞLER
İbni Sina
Orta çağın en ünlü hekimi. İnsanların diğeri üzerinde getirdiği iyi veya kötü TESİR’lerin varlığını kabul etmek ile kalmaz, insanın uzak mesafelerden ETKİ edebileceğine inanır.
İlyada Homer
İnsan ellerinin ŞİFA verici olduğunu, sadece bu YÖNTEM ile iyileştirmelerinin mümkün oldunu söyler.
İtalyan Flozof Pomponace
İyileştirici ve güçlü YETENEKLERE sahip insanlar vardır. Bu yeteneklerle istek gücü ile dışarı çıkar, onu alan bedenlerde ETKİLER oluştururlar. AFSUN’ların etkisini kabul eder, DOĞAL etkenler der.
Uan Helmot
Belçikalı kimyager ve hekim.(1577-1644). Manyetize edilmiş cümlelerin ETKİ’sine inanır, GÜÇ yükleyip iyileştirici ETKİLER meydana getirebilir. İnsanda öyle bir ENERJİ varki, kendi dışında bir ETKİ oluşturabilir. Modern deneycilerden, uzaktan ŞİFA’nın olabileceğini kabul edenler çoktur. Olayın gerçek oluşunu daha öncelerden söylerler.
Deleuze (Jean Philippe Françolis 1753-1835)
İnsan beden ve ruhtan oluşmuştur. İnsanlara karşı, iradeci yolu ile ETKİ etme MELEKESİNE sahiptir. Bu MELEKEYE MANYETİZM adı verilir. MANYETİZM doğa güçlerini kullanmak düzenlemek işidir.TABİATIN gidişi yabancı ETKENLERLE rahatsız edildikçe MANYETİZÖRE onu yeniden kurmak güç gelir. TANRININ insana verdiği çok güzel ve kıymetli bir YETENEK…
alintidir.
ayrica bknz http://www.tamtip.com/kategori.php?iid=4
http://www.tsev.org.tr/files/downloads/e…enerji.pdf