Kanseri önlemek için nasıl beslenmeli?
Medyada her gün başka bir isim altında, yeni bir diyetin tanıtıldığı bir ortamda neye inanacağını şaşıran insanlar, gerçek bilimin desteğinde geliştirilen güvenilir bir beslenme rejimine nasıl erişeceklerini bilmiyor.
Clare Shaw – Kamuoyuna sunulan pek çok bilginin yeterli bilimsel kanıta dayandırıldığını söyleyemeyiz. Dolayısıyla insanlar neyin güvenilir, neyin yalnızca birinin fikri olduğunun ayırdına varmakta zorlanıyor.
Pek çok insan diyet hakkında bir fikri olduğunu sanıyor ve yeni bir görüş ortaya atıldığında oltaya geliyor. Çoğunlukla sağlıklı beslenme olarak ortaya atılan görüşler, insanların istekleri ile örtüşmüyor. Bazı durumlarda bu tavsiyeler hükümet politikaları ve gıda sektörünün talepleri ile de uyum sağlamıyor.
Beslenme ile ilgili bir şey söylüyorsak, söylediklerimin bir araştırmaya dayandırılması gerekir. Doğru kanıta ulaşmak ve bu kanıtın zaman içinde değişebileceği gerçeğini kabul etmek çok kolay değildir.
Kamuoyu çoğunlukla söylenenlere güven duymuyor, çünkü bilim adamları bir gün bir şey söylüyor, 10 yıl sonra bunun tam tersini söyleyebiliyor. Yeni çalışmalar tamamlandıkça ve yeni kanıtlar ortaya çıktıkça insanların vermek istediğimiz mesajı doğru olarak anlamadığını anlıyoruz. Ancak bilimin doğası budur.
İnsanların kalp hastalıkları ve yiyecekler arasındaki ilişki konusunda yeterli bilgiye sahip olduğunu düşünüyorum. Ancak yiyecekler ve kanser arasında ilişki konusunda aynı şeyleri söyleyemeyeceğim.
İngiltere de son günlerde yapılmış bir kamuoyu araştırmasında hangi kanser türünün çevre ile ilgili olduğu soruldu. Sonuçta insanların bazı kanser türlerinin çevre ile ilgili olduğunu bilmediği ortaya çıktı. Kaldı ki bu bağlamda diyet çok önemli bir unsurdur.
Diyetin bazı özel kanserlerle ilintili olduğu gerçeği çok önemli. Sarkom, lösemi ve çocukluk kanserlerinin pek çoğu gibi bazı kanserlerin yemekle, diyetle ilgisi yoktur. En iyi tahminle yumurtalık kanserinin de beslenmeyle ilişkisi çok azdır. Oysa sindirim sistemi kanserleri, özellikle yutak, mide ve bağırsak kanserleri ile yediğimiz yiyecekler arasındaki ilişki çok güçlüdür. Bu ilişkinin orta düzeyde seyrettiği kanser türleri arasında hormonlarla ilgili Ğmeme ve prostat kanseri gibi- olanları sayabiliriz.
Rahim boynu kanserinin viral olduğu düşünülüyor. Ancak çalışmalara bir göz atarsanız, risklerin meyve ve sebzelerle bertaraf edilebileceğini anlayabilirsiniz. Akciğer kanseri ile de aynı şey geçerlidir. Sigara birinci derece önemli çevresel bir faktör iken, bazı çalışmalar yetersiz meyve ve sebze tüketiminin de bu hastalığa yakalanma eğilimini de artırdığını gösteriyor. Bu arada beden ağırlığı şeklinde kendini gösteren çevresel faktörlerin de menopoz sonrası meme kanserlerinde önemli bir rol oynadığını biliyoruz.
Bilim adamları bugün insanların geçmişte nasıl beslendiğine bakarak, ileride kanser riski taşıyıp taşımadıklarını araştırıyor. Bugün bizim yapacağımız en olumlu şey, Kanser ve Beslenme adı altında Avrupa ülkelerinde yürütülmekte olan geniş kapsamlı çalışmalardan elde edilen sonuçları doğru değerlendirmek.
Ev yemeklerinin yerine ne konduğunu araştırmak çok zor. Evlerde nişaştalı yemekler pişirmek zorundasınız ve bazı sebzelerin yararlı olması için evlerde doğru şekilde pişirilmesi gerekir. Çiğ gibi görünen bazı tahıl ve sebzeler aslında pişirilmiştir. Sağlıklı bir yemek oldukça çabuk hazırlanabilir: Bir parça balık, folyoya sarılarak pişirilmiş patates, buharda pişirilmiş sebze. İşte size çabucak kotarılmış bir mönü. Yapacağımız tek şey mutfağa girip biraz zaman harcamak. Yiyecekler herkes için çok önemlidir. Ancak tedavinin tam ortasındaki bir hasta için farklı bir diyet uygulamak daha doğru olabilir.
Son günlerde şarap ve çikolatanın orta düzeyde tüketildiğinde yararlı olduğuna ilişkin çok sayıda yazı okuyoruz. Ne yazık ki günde bir bardak şarabın bile meme kanseri riskini artırdığı doğrultusunda bilimsel kanıtlara sahibiz. Bu mekanizma henüz bilinmiyor, ama az miktarda şarap içenlerde bile meme kanseri riskinin, hiç içmeyenlere oranla daha yüksek olduğu biliniyor.