Yöntem, en büyük özelliği ameliyatın hasta uyanıkken yapılması ve bu sayede birkaç saat içinde hastanın taburcu edilebilmesi olarak gösteriliyor. Bunun dışında bir diğer önemli avantaj da kemik yapılara dokunulmadığı için hastaların ileride ameliyat nedeniyle yaşayabilecekleri bel kayması riskinin ortadan kalkması olarak vurgulanıyor.
Bugüne kadar yaklaşık bin 500 uygulama yapan yöntem öncülerinden Alman Dr. Guntram Krzok, Ankara’da Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı olan Dr. Hakan Yakupoğlu ile birlikte ameliyatlara girdi.
Yöntemi, kapalı bel fıtığı ameliyatlarında “devrim” olarak nitelendiren Krzok, yaptığı açıklamada, TESSYS yönetiminin standart bel fıtığı ameliyatlarına alternatif yeni bir sistem olduğunu söyledi.
Yöntemin, dünyada 2002 yılından beri başarı ile uygulandığı belirterek, “Sistemin en büyük özelliği, ameliyatın hasta uyanıkken yapılması ve bu sayede birkaç saat içinde hastanın taburcu edilebilmesidir” diye konuştu. Dr. Hakan Yakupoğlu da yöntemin başarı oranın yüzde 90’ların üstünde olduğunu belirterek, “Ameliyatın bir diğer özelliği de kemik yapılara dokunulmadığı için hastaların ileride ameliyat nedeniyle yaşayabilecekleri bel kayması riskinin ortadan kalkmasıdır” dedi.
Yöntemin hastalara üstün bir konfor sağladığını anlatan Yakupoğlu, şunları kaydetti:
Klasik cerrahi de operasyon sonrasında hastalar ağrı sorunu yaşayacakları için genel anestezi uygulanıyor. Bu durumda da hastanın mutlaka bir gün hastanede yatması gerekiyor. Endoskopik yöntemlerin uygulanmasıyla hastanede yatış süresi azaldı. Şimdi uygulanan endoskopik yöntemde lokal anestezi yapılıyor. Bu nedenle hasta 2-3 saat içinde taburcu edilebiliyor.
Hastayı, operasyon sonrasında hemen ayağa kaldırarak ağrı şikayetinin geçip geçmediğini kontrol ediyoruz. Teknik olarak da diğer yöntemlerden farklılık içeriyor. Bu yöntemde, fıtığa yan hattan yaklaşıyoruz. Bu da sinir paketinin arkasına geçildiğinden kolaylık sağlıyor. Bir başka avantajı ise kötü iyileşme dokusu diğer yöntemlere göre çok daha az oluyor. Bu sayede, sinir üzerinde daha sonra oluşabilecek baskılar ortadan kalkmış oluyor.”
Yakupoğlu, yöntemin her türlü bel fıtığı sorunu bulunan hastalara uygulanabileceğini vurgulayarak, “Bel kayması ya da yoğun kireçlenmesi olan hastalara uygulanamabilir” dedi. Yurt dışında özellikle sporcuların bel fıtığı ameliyatlarında bu tekniği tercih ettiğini dile getiren Yakupoğlu, yöntemin SGK tarafından geri ödeme kapsamında olduğunu söyledi.
Dr. Yakupoğlu ve Dr. Krzok’un verdiği bilgiye göre, öncelikle tanı konulan hastaya röntgen çekilerek hedef belirleniyor. Hastanın operasyon yapılacak bölgesi temizlendikten sonra yaklaşık 0.5 santimetrelik tek bir kesi açılıyor. Operasyon, bu delikten 0.4 cm çapında bir endoskopla gerçekleştiriliyor. Uygulama ile fıtık buradan parça parça çıkarılıyor.
Kapalı endoskopik bel fıtığı ameliyatına (KEBFA), aynı zamanda artroskopik bel fıtığı ameliyatı adı veriliyor. Ameliyat prensipleri, diz artoskopisiyle aynı oluyor. KEBFA, bel fıtığı nedeniyle ameliyat olması gereken tüm hastalara uygulanabiliyor. Ameliyat iki farklı teknikle yapılıyor. Ameliyatın uygulanabilmesi için özel endoskopik cerrahi aletler ve uygulayacak cerrahın bu konuda eğitimli ve uluslararası sertifika sahibi olması gerekiyor.
Bel fıtığı ameliyatı dünyada 3 farklı yöntemle uygulanıyor. Bunlar, açık cerrahi, mikrocerrahi/mikroendoskopik cerrahi ve tam kapalı endoskopik cerrahi olarak isimlendiriliyor. Her 3 yöntemde de ameliyat edilen binlerce hastada ameliyat sonrasında ortalama yüzde 5 oranında ameliyat mesafesinde nüks olduğu belirtiliyor. Nüks eden vakaların yüzde 90’ı ilk altı ayda nüksediyor. Hangi yöntem uygulanırsa uygulansın, nüks oranı değişmiyor.
Ancak diğer yöntemlerde nüks eden hastalarda yeni ameliyatta komplikasyon oluşma riski endoskopik ameliyatlara göre daha yüksek olarak gösteriliyor. Bu nedenle endoskopik ameliyatta nüks gelişse bile ikinci ameliyatın komplikasyon riski yok denecek kadar az oluyor. Ayrıca mikrocerrahi ya da açık cerrahi sonrası nüks eden hastalarda da endoskopik girişim güvenle uygulanabiliyor.
Kaynak: Hastane.com.tr