Karşınızdakinin beden dilini nasıl çözeceğinizi biliyor musunuz? Peki ya kadın ve erkek arasında beden dili farkı olup olmadığını? Haberimiz beden diline dair ipuçlarını veriyor…
“İnsan diliyle kolay, ama bedeniyle zor yalan söyler” diyor beden dili uzmanları. Öyleyse karşımızdakinin jest ve mimiklerinin anlamını nasıl çözebiliriz? Söyledikleriyle hareketleri birbiriyle bağdaşmıyorsa hangisine güvenmeliyiz? Peki kadınlarla erkeklerin beden dilleri birbirinden farklı mıdır? Bu soruların yanıtlarını Tiyatro Sanatçısı Dilek Öztekin veriyor…
Beden dili nedir?
Beden dili, bedenimizdeki bütün enstrümanların hareketlerini kapsar. Buna mimik denen yüz hareketleri; jest denilen eller, kollar ve baş hareketleri; enerjimizi ilettiğimiz bütün organlarımız dahildir.
Beden dili ile karşımızdakinin hangi düşüncelerini çözebiliriz?
Bacak hareketleri açısından ele alırsak, erkek bacağını kadına doğru, kadın da bacağını erkeğe doğru attıysa, bu iki insanın mesleki ya da özel anlamda birbirleriyle sohbet etmekten ya da ilgilenmekten zevk aldıklarını gösterir. Beden dilini anlamak için bir insanın gözlerine bakmak yeterlidir aslında.
Kadın ve erkeklerin beden dilleri farklı mı?
Temel olarak beden dilini anlatırken enerjiden yola çıkıyoruz. Eğer yaptığımız şeyden memnunsak, bulunduğumuz ortamda huzurluysak, bu beden dilimize de yansır. Auramız, bu enerjinin çıktığı organlara yansır. Öncelikle gözlere, gözlerden sonra diğer organlara yansır.
Beden dili enerji ile ilgili olduğu için bunun kadın ve erkekte olması fark etmez. Tabii çok kadınsı ve erkeksi hareketler vardır. Örneğin bir erkeğin konuşurken saçını bir kadın gibi geriye atması ya da bir kadının kollarını erkek gibi iki yana açarak oturması bize çok uygun gelmez. Kadın ve erkek arasında fizyolojiden ve hormonlardan kaynaklanan bazı beden dili farklılıkları vardır ama bunun dışında büyük bir farklılık yoktur.
Karşımızdaki kişinin beden dilinden anladıklarımıza ne kadar güvenebiliriz?
Eğer karşı tarafın beden dilini çözmek istiyorsak, önce dinlemeyi öğrenmeliyiz. Karşı taraf bir şey aktarırken, bazen konuşmadan da bir şey anlatıyor olabilir, önce ona gerçekten değer verip ne demek istediğine yoğunlaşmalıyız.
Bazı göz hareketlerinden karşı tarafın memnun olup olmadığını anlayabiliriz. Çok aydınlıksa, bizimle birlikte olmaktan, bir şeyler paylaşmaktan hoşnut demektir. Eğer bu renk yoksa, enerjisi kapalıysa, kollarını kavuşturmuşsa bizimle irtibat kurmak istemiyor demektir.
Kolları kavuşturma hareketinin bir başka anlamı daha vardır: Birine bir suçlama yöneltirseniz, bir müddet sonra kollarını ve bacaklarını kavuşturduğunu görürsünüz. Bu bir savunma pozisyonudur. İnsanlar, kendini ifade edemedikleri zaman genellikle enerjilerini kapatırlar.
Biz derslerde öğrencilerimize “Hiçbir şekilde elinizi kolunuzu bağlayıp enerjinizi kapatmayın” diyoruz. Bu “Seninle iletişim kurmak istemiyorum” demektir. Bunu bilerek yapmazsınız belki ama kendinizi kapana kısılmış hissettiğinizde enerjinizle birlikte vücudunuz da kapanır. Buna dikkat ederseniz enerjiniz daha iyi yayılacağı için daha iyi dinlenilirsiniz.
Beden dili ülkeden ülkeye değişir mi?
Beden dili profesyonel hayatta dünyanın her yerinde aynıdır. Ama eğer folklorik öğelerden söz ediyorsak o zaman çok büyük farklılılar vardır. Bize çok uzak kültürleri o ülkelere gitmeden önce çok iyi incelemek gerekir. Bizim iyi değimiz bir hareket orada hakaret anlamı taşıyor olabilir zira.
İnanışlar, gelenekler, yıllardan beri süregelen gündelik hayat gibi daha kapalı anlamda dünya üzerinde beden dili fark ediyor; ama profesyonel, yani evrensel anlamda fark etmiyor.
Söylenenler ve hareketler bağdaşmıyorsa hangisine güvenmek gerekir?
Karşınızdakinin beden dilinden anladıklarınıza kalbinizle yüzde yüz güvenebilirsiniz. Çok dikkatli incelerseniz her şeyi çok net görebilirsiniz. Ama karşınızda çok profesyonel biri varsa, beden dilini çok iyi kamufle ediyor olabilir ve kandırılabilirsiniz tabii.
Söylenenlerden ziyade hareketlere güvenmek gerekir; çünkü sözlerle kandırmak kolay, hareketlerle kandırmak ise zordur. İşin içinde enerji olduğu için onu zaptetmek daha zordur ve bu nedenle hareketlere güvenmek gerekir.