Eğer bebeğinize kendiniz bakıyor ve bir yardımcınız yoksa, ev hanımlığının ne kadar zor olduğunu bilirsiniz.
Ben çalışan bir anne olup, işimden vazgeçip evde bebeğime kendim bakmaya karar verdiğimde; “acaba sıkılırsam ne yaparım” diye düşünmüştüm.
Çok kısa bir zamanda bebekli bir annenin evinde hiç bir zaman sıkılmaya vakit bulamadığını ve hatta çalışmaktan daha da yorucu olduğunu öğrendim:)
E tabi bebek de anneyle her saniyesini geçirmenin verdiği güven ve mutlulukla; bu durumunu her zaman kendi insiyatifine kullanıyor.
Her şeyi anne yapsın, yürümekten yorulunca baba değil anne kucağında taşısın, anne uyutsun….
Alış verişe beraber çıkacaksanız, en az iki saat öncesinden hazırlık yapıyorsunuz:
Bebeğin suyu, ara öğünü, bebek çantasının içindekiler kontrol edilir, şapka, yedek giysi v.s…
Bir bakarsınız ki bebeğin herşeyini eksiksiz almışsınız ama kendi cep telefonunuzu evde unutmuşsunuz:)
Bebek arabasıyla mağazaya ya da markete girilir, e tabi Elacık arabada oturmaktan sıkılmıştır, inmek ister. İşte o zaman alışverişe bebekle yanlız gelmenin hiç de iyi bir fikir olmadığını anlarım. Ela her yere koşturup her şeyi ellemek, rafları aşağı indirmek ister (tıpkı evdeki gibi).
Zaten çocuklar kendi dünyalarında hep oyun oynarlarmış, biz kızdığımızda veya “hayır” dediğimizde de “ne olduki şimdi, oyun oynuyoruz şurda” derlermiş :)
Mağaza yetkililerine mahçup olursunuz, bazıları “aaaa yapsın hiç sorun değil” der, bazıları kibarca ” bebeğiniz düşebilir kem küm..” der.
Ben, çoğu zaman Ela’yla alış verişe çıkmak zorunda kalıyorum.
- Önce mağazaya gitdiğimde eline evden getirdiğim, unuttuğu bir oyuncağını tutuşturuyorum. Bu onu 10 15 dakika oyalıyor.
- Arabasından inmek isteyene kadar indirmiyorum.
- İndirdiğimde de bebek arabasını yanımda taşıdığım kilidiyle uygun bir yere kilitliyorum.
Böylece bir de arabayla uğraşmak zorunda kalmıyorum.
- Bebek çantası ben ve Ela, koşa koşa alış veriş yapıyoruz.
- Eğer “onu alamayız” ya da “elindekini ablaya ver çıkalım” dediğimde beni dinlemiyor ve yaramazlığa devam ediyorsa; “haydi o zaman eve gidelim, sen beni dinlemiyorsun” diyorum.
Bunu çok kararlı bir ses tonuyla söylemeyi bir psikoloğun yazısında okumuştum.
- Yine devam ediyorsa gerçekten kucağıma alıp kararlı davranıp, arabasına oturtuyor ve eve götürüyorum.
Bu yöntem tabiki zor oluyor, alış veriş yapamamış ya da işinizi halledememiş oluyorsunuz ama; çocuğunuzun ilerdeki yaşamı için çok iyi bir davranış sergilemiş oluyorsunuz.
(Bir daha dışarı çıktığımızda aniden eve geri dönmek istemediği için daha fazla söz dinliyor.)
Diğer bir tutum da; çocuğun her istediğini almak, eline “sussun” diye bir sürü oyuncak tutuşturmak ve keyifli keyifli alış veriş yapmak….
Ama bu çocuklar büyüdüklerinde; şımarık, her istediği anında yapılan, hedefleri olmayan, iş ve özel hayatlarında, ilişkilerinde başarılı olamayan bireyler haline dönüyorlar…
Bence 2. tutum çocuğu değil kendini düşünmek oluyor.
Ebeveynler olarak, karar verip bir çocuk dünyaya getirdiysek; bazı fedarkarlıkları da gönülden yapabiliyor olmamız gerek.