Büyüme ve gelişmeyi etkileyen faktörlerden sonra, şimdide normal koşullarda bir yaşına dek bir bebeğin büyüme ve gelişmesini şöyle özetleyebiliriz:
Zamanında doğan bir bebek 3-3,5 kg. ağırlığındadır. Doğumdan sonra ilk 3-4 gün bebek, doğum tartısının %6-10′unu, yani 180-300 gr.’ını kaybeder. Yaklaşık olarak yaşamın 10. gününde bebek doğum tartısına ulaşır. Bundan sonra bebeğin tartısı beslenmesiyle orantılı olarak düzenli olarak artar. Bu nedenle bebek belli aralıklarla tartılır ve boyu ölçülür.
Yaşamın ilk 6 ayında bebek, günde 20-30 gr., haftada 150-250 gr., ayda 600-900 gr. bir artış gösterir. Beşinci ayda bebek doğum tartısının iki katına ulaşır. İkinci 6 ayda büyüme yavaşlar, günlük tartı artışı 15-20 gr., haftada 100-150 gr., ayda 400-600 gr.’a düşer. Bir yaşındaki bir bebeğin tartısı, doğum tartısının 3 katına (9-10,5 kg.) ulaşır.
Zamanında doğmuş bebeğin boyu 48-52 cm’dir. İlk 3 ayda bebeğin boyu 10 cm. uzar, ikinci 3 ayda 7 cm , üçüncü 3 ayda 5 cm. dördüncü 3 ayda 3 cm. uzama gösterir. Bir yaşına gelmiş bir bebek doğum boyunun %50’si oranında bir uzama göstererek 75 cm.’ye ulaşır.
Normal bir bebeğin doğumdaki baş çevresi 34-35 cm.’dir. Bebeğin başı doğum öncesi ve sonrasında yaşamın ilk yılında hızla büyüyen kısımlarındandır. Baş çevresi 6. ayda 44 cm., bir yaşında ise 46-47 cm.’ye gelir. Normal bir yenidoğan bebeğin beyin gelişmesine izin verecek ön ve arka olmak üzere 2 bıngıldak (fontanel) vardır. Baklava biçiminde olan ön bıngıldak 6. ve 18. aylar arasında kapanır. Yaşamın ilk 6 ayından önce kapanma gösteren ön bıngıltakta, baş çevresi ölçümleri ile, çocuk hekiminin yorumunu almak yerinde olur.
Bazı hastalık hallerinden erken kapanma gösteren ön bıngıldağın 18 ayı aşan geç kapanma halleri de vardır. Baş çevresi ölçümleri bir mezür ile kafanın arkada en çıkıntılı yerinden geçmek suretiyle kaş üstünde, alında birleşerek ölçülür. Arka bıngıldak ise yaşamın 4. ayında kapanmış olur.
Yenidoğan bir bebeğin, göğsü fıçı şeklindedir. Ön-arka çapı, yatay çapına eşittir. İlk aydan itibaren bu durum kaybolur ve göğüs yassılaşır. Göğüs çevresi, meme başları üzerinden geçirilen bir mezürle ölçülür. Doğumda göğüs çevresi 33-34 cm.’dir ve baş çevresine denktir. Bir yaşından sonra göğüs gelişmesi baş gelişmesinin önüne geçer.
BEBEĞİN TARTI-BOY ÇİZELGESİ
TARİH YAŞ TARTI (Kg.) BOY (Cm.) DOĞUM
Bebekte karın çevresi göbek üstünden geçirilen bin mezür ile ölçülür. Doğunda 33-35 cm.’dir. İlk aylarda göğüs çevresine denk bir gelişme gösterir.
Bebekte süt dişleri 5. ve 9. aylar arasında çıkmaya başlar. Önce alt orta kesiciler, sonra üst orta kesiciler, daha sonra üst yan kesiciler, takiben de alt yan kesiciler çıkar. Bir yaşındaki bebeğin 6-8 dişi vardır. Diş sayısını hesaplamak için basit olarak şöyle bir formül verilebilir; bebeğin yaşı (ay) – 6 = diş sayısı. Bu formüle göre 18 aylık bir bebeğin diş sayısı 18-6 – 12′dir. Dişleme büyüme için mutlak bir kriter değildir. Doğumda bir bebek dişli doğacağı gibi, üst dişlerinin belirmesi 12-14 aya kadar gecikebilir. Bu nedenle büyüme, yaşdaşlar bir yana, aynı dönemleri geçirmiş kardeşlerle bile kıyaslanmamalıdır. Her bebeği ayrı ayrı değerlendirmelidir
Bu yaştan sonra diş sağlığını koruma önlemlerini almak gerekir. Diş çıkarma sürecinde (İlk 30 ayda), diş iğnesi, süt iğnesi namı altında yüksek doz D Vitamini iğneleri yaptırmak gereksiz son derece zararlıdır. Dişleme süresince ağız yolu ile günde bir kez 400-800 I.Ü’lik Vitamin D’li damla ve şurupları vermek yeterlidir. Aşırı şekerli besinler, cikletletler, çikulatalar, gazlı renkli içkiler dişlerin erken çürümesine neden olur. Üçüncü yaşından itibaren diş fırçalama eğitimine akşamları bir defa ile başlamak çok yarar sağlar. Süt dişi çürükleri (2-6. yaşlarda) mutlaka çocuk dişinden anlayan bir diş hekimi tarafından bakım ve tedaviye alınmalı çok zorunlu olmadıkça çekilmemelidir. Çocuğu diş hekimine götürmeden önce gerçekçi olarak neler yapılacağı anlatılmalı, asla acımayacağını söylememeli, acının enaza indirileceğine inandırılmalıdır.
SÜT DİŞLERİ
UST ALT
ORTA KESİCİLER 6-8 AYLAR 5-6 AYLAR
YAN KESİCİLER 8- 11 AYLAR 7 – 10 AYLAR
KÖPEK DİŞLERİ 16-20 AYLAR 16-20 , AYLAR
I AZILAR 10-16 AYLAR 10-16 AYLAR
II AZILAR 20-30 AYLAR 20-30 AYLAR
Bundan önce büyüme ve gelişmenin tanımları yapılmış, yaşamın ilk yılında büyüme ve gelişmeyi etkileyen nedenlerden sözetmiştik. Şimdi de gelişmeyi açıklamaya çalışalım. Büyüme ve gelişme doğum öncesi yaşamda yumurtanın döllenmesinden, adolesan çağın ötesine dek birbirine paralel olarak, bir uyum içinde devam eder. Bu nedenle büyüme ve gelişmeyi birbirinden ayrı iki olgu olarak kabul etmek doğru olmaz. Büyüme ve gelişme bir bütünün ayrılmaz parçalarıdır. Burada yaşamın ilk yılında bebeğin, sinir, hareket, sindirim, solunum, dolaşım ve boşaltım sistemlerinin bir yaşına dek gelişmelerini özetleyeceğiz.
Yaşamın ilk yılında hareket sistemi, yaşa ve gelişmeye göre farklılıklar gösterir. Yaşamın ilk yılında sinir ve hareket sistemini aylara göre incelemek gerekirse;
1. ayda; kol ve bacaklar gövdeye doğru katlanmış durumdadır. Eller kapalı,
yumruk halindedir. Bebek kucağa alındığında, baş öne düşer, yüz aşağı, karın
üzerine yatırıldığında; çenesini yerden kaldırabilir. Uyarıldığı zaman ağlar.
Yenidoğan bebek gözü önündeki hareketsiz cisimlere bakabilir.
Genellikle bu evrede bebeklerin gözleri uzağa bakışlıdır: diğer bir deyimle
hipermetropiktir. Yaş ilerledikçe bu durum değişir. Bebek sesleri işitir. Yakalama, yön, emme, yutma, Moro; yani korku refleksi vardır. Sarsıntı ve ani darbelerle bebek önce kollarını açar, sonra göğsü üzerinde kavuşturur. Birinci ayın sonunda kol ve bacaklarda gövdeye doğru katlanma azalır. Bebeğin çevre ile ilgisi artar. Bebeklerin doğumda tat duyusu ve gözyaşı yapımı vardır. 1. ve 2. ayda gözyaşı yapımı tam olarak gelişir. Aksırma ve öksürme birer korunma önlemi olarak artarak doğumdan itibaren gelişir. Dokunma duyumu bebeklerin sadece yanak, dudak ve dillerinde vardır.
2. ayda; bebek gülücükler yapar, kendine özgü sesler çıkarır. Yüz aşağı, karın üzerine yatırıldığı zaman; göğsünü yerden kaldırabilir. Gözler hareket eden objeleri izleyebilir. Ellerini biraz daha yukarıya kaldırabilir.
3. ayda; bebek oturtulunca bir süre başını dengede tutabilir. Moro ve yakalam refleksi kaybolmuştur. Meme alırken ağzını açar. Eller yeni doğduğu zamandaki gibi yumruk halinde değildir; açılmıştır. Oyuncakları bir süre tutabilir. Sesleri dinler, taklide çalışır.
4. ayda; bebek yüksek sesle güler. Baş kontrolü tamdır. Oyuncaklara uzanabilir. Ellerini ağzına götürebilir, ayakta tutulunca basmak için çaba gösterir. Elleri ile oynarken onları uzun uzun inceler.
5. ayda; bebek sırtüstü yatırıldığı zaman, karın üzerine dönebilir ve ses e
Bebek objeleri görür, fakat ne gördüğünü algılayamaz. geldiği yöne başını çevirir.
6. ayda; bebek artık desteksiz oturabilir. Elleri üzerinde öne doğru eğilebilir. Parmaklarını kullanarak küçük cisimleri tutabilir. Elindeki kaşığını masaya vurabilir. Sırtüstü yatırıldığında ayaklarını ağzına sokar. Çevresindeki obje ya da oyuncaklara ulaşmak için çaba harcar. Yabancıları tanır.
BEBEĞİN İLK 18 AYLIK SÜREDEKİ GELİŞİMİ
YAŞ
(AY) DİĞER BULUMLAR
IŞIK TAKİP ETME
ANNEYİ TANIMA
GÜLME
BAŞ TUTMA l
DÖNME
OTURMA
DİŞ ÇIKARMA
EMEKLEME
AYAĞA KALKMA
İLK ADIM (TAY-TAY)
YÜRÜME
KONUŞMA
İLK KELİMELER
İLK CÜMLE
8. ayda; oturmada tamamen denge sağlanmıştır. Elindeki oyuncaklarını bireden, diğerine geçirebilir. Yere düşürdüğü oyuncağını izler, ayna ile oynamak ilgisini çeker. Küçük cisimleri baş ve işaret parmağını kullanarak ayırabilir.
10. ayda; ellerinden tutulunca ayağa kalkar, emekler, işaret parmağı ile eşya ve kişileri gösterebilir. Biberonunu yardımsız olarak tutar, ağzına götürür. Adı söylenince başını o yöne döndürür. Etraf ve eşyaya tutanarak, adım atma ve yürüme denemelerine girişir. Bu ayda yine yardımla adım atar ve yürür, ayakta yalnız başına (tay-tay) durur, bir kaç adım atabilir. İstenen oyuncağı verebilir. Bardaktan su içebilir. Bir-iki kelime söyleyebilir (Şekil 8,9)
Hareket ve sinir sisteminin yaşamın ilk yılındaki bu gelişimine paralel olarak organ ve sistemlerinde de gelişmeler olur. Bunlarda şöyle özetlenebilir. Burada sindirim, solunu, dolaşım, boşaltım sistemlerinin doğumdan sonraki gelişmeleri özetlenecektir.
Yaşamın ilk yılında, ilk aylarda, prematüre bebeklerde geçici yağ sindirimi hariç, proteinler, şekerler, nişastalar ve yağların sindiriminde hiçbir eksiklik görülmez.
Zamanında doğmuş bebeklerde yağların sindirimi ve emilimi, ilk aylardan sonra hemen hemen istenen düzeye ulaşır. Uzun yıllardan beri bilinen bir gerçek bebeğin sindirim olayının en önemli ve belirgin göstergesi kakasıdır. Bu nedenle büyüklerimiz “bebeğin kakası, midesinin aynasıdır” demişlerdir. Bu nedenle yaşamın ilk gününden itibaren beslenme tipine göre bebek kakasının gösterdiği değişiklikleri kısaca özetlemekte yarar vardır.
Doğumun ilk günlerinde bebeğin kakası katran gibi siyah ve yapışkandır. Yaşamın 3. gününden itibaren kaka petrol yeşilinden itibaren açılarak değişir ve 6. gününden altın sarısı rengini alır. Annesütü ile beslenen bebeklerde yaşamın ilk 3. ve 4. ayında kakaya çıkma sayısı 3-4′tür. Yapay beslenen bebeklerde bu sayı 1-2′dir. Bir yaşındaki bebekte kaka sayısı Ve düşer.
Aslında her bebeğin kendi bünyesel yapı, beslenme tipine göre kaka sayısının değişik göstereceği dikkate alınırsa, bebekleri kaka sayısına göre hemen “kabız” ve “ishal” olarak nitelemek doğru olmaz.
Proteince zengin bir diyetle beslenen bebeklerin kakası, sarımsı, kahverengi ve bazen de yeşilimsi siyah renktedir. Hatta kaka sümüksü kısımlar içerebilir.
Yağca zengin bir diyetle beslenen bebeklerin kakalarıda, yağ asitleri barsakta kalsiyum ve magnezyum tuzları ile birleştiğinden, sabunlaşma (köpürme) görülür. Bu nedenle kaka beyazımsı gri, parlak, yapışkan, ekşimsi kokuludur.
Şekerli ve nişastalı bir diyet alan bebeklerin kakaları ise, yumuşak, açık kahverenginde, asit reaksiyonda, köpüklü sirke asiti kokusundadır.
Şunu açıkça vurgulamalıyız ki, açık bezelye yeşiline dönen kaka bir tehlike belirtisi, ishal başlangıcı olarak alınmamalıdır. Kaka içindeki safra boyalarının hava ile teması, beklemiş her normal bebek kakasını bir süre sonra yeşile döndürür.
Ancak ishal hallerinde kakanın yeşil ve çok sulu olduğu da bir gerçektir.
Yaşamın ilk yılında mide yatay durumda olduğundan; bebeklerde kusmalar sıklıkla görülür. Bu nedenle bebeğin emzirdikten bir süre sonra, sağ yanına yatırılması emniyetli olur ve kusmalar daha az görülür. Emzirmeden hemen sonra sırtüstü yatırılan bir bebekte kusma halinde, kusmuğun solunum yollarına gitme tehlikesi vardır.
Solunum sistemine gelince; bebeğin göğüs çevresi doğumda baş çevresinden 1-2 cm. daha azdır. Göğüs kafesinin ön-arka ve yatay çapları birbirine eşit olduğundan; göğüs kafesi silindir biçimindedir. Bir yaşında göğüs çevresi, baş çevresini geçer. Doğumda solunum sayısı fazladır, dakikada 401ır. Bu sayı 6. ayda 30′a, 1. yaşın sonunda da 28′e düşer.
Yenidoğan bebekte, kalp atımı doğumda dakikada 140,6 ayda 110, 1 yaşında 100′e düşer. Çekilen röntgen filmlerinde 1 yaşına kadar kalp gölgesi, akciğer alanının %55′ini, 1 yaşından sonra da %50’sini geçmez.
Boşaltım ve üreme organlarına gelince; husyeler, yani; testisler genellikle torbalara inmiştir. Bazen yaşamın 2. ve 3. ayında testislerin torbalara inişi tamamlanır. Yaşamın ilk günlerinde bebeklerin böbreklerinin süzme kapasitesi erginlerin %30-50’si kapasitesindedir. Böbreklerin büyüme ve gelişmesi yaşamın ilk yılında hızla artar, 1. ve 2. yaşta erginlerin durumuna ulaşır. Bu nedenle süzme kapasitesi sınırlı olan ilk yaştaki bebeklere, su, tuz ve antibiyotikti ilaçlar verilirken çok dikkatli olmak gerekir.