Bu ay sonunda bebeğiniz doğumdaki kilosunun yaklaşık iki katına ulaşacaktır.Bu aydan itibaren, birinci yaşının sonuna kadar her ay yaklaşık 500gr. almalıdır. Ancak kilosu her zaman aynı ölçüde artmayabilir.
Kilo aldıkça bebeğinizin kendi fiziksel sınırlarını keşfetme konusundaki ilgisi de artacaktır. “Uçak” hareketini sıkça denediğini göreceksiniz; karnının üzerinde kollarını ve bacaklarını iki yana açar ve kafasını yukarı kaldırır. Bu, sırt ve boyun kaslarını geliştirmek için mükemmel bir harekettir. Gelişimi normal devam eden bir bebek bu ay sonunda bir ayağını göbeğine kadar kaldırabilir; hareketli bir bebek ise karnının üzerindeyken her iki ayağını da iterek yatakta ilerleyebilir.
Beş aylık bebeğiniz muhtemelen artık kolayca yatağında sırtüstünden yüzükoyun, yüzükoyun durumdayken sırtüstü dönebiliyordur; her iki tarafa da dönmeyi ise önümüzdeki birkaç hafta içinde tamamlayacaktır. Dönüşleri öğrenmesi için biraz yardım edebilirsiniz.
Bebeğiniz artık zamanının büyük bir kısmını en son geliştirdiği motor becerilerini denemekle geçirecektir; yani “konuşma”, “dinleme” ve uzanabileceği her şeyi “keşfetme”. Sabahları, adeta sabırsızca, çabucak ve tamamen uyanır. Her zaman değilse de, bebeklerin çoğu genelde ailenin diğer bireylerinden önce uyanır. Eğer uyandığında bir süre kendi kendine oyalanıyorsa, sizin biraz daha uyuma şansınız var demektir; bunun için akşam yatarken yatağına sevdiği birkaç oyuncağı koymanız yararlı olur.
Bebeğiniz bazen, gün içinde sadece bir uykuyla yetinebilir. Uyumaya niyetli görünmese bile, bir süre dinlenmesi ve rahatlaması için onu yatağına koyabilirsiniz.
Bebeğiniz artık oturabildiği için pusetiyle dolaşmak ona keyif vermeye başlar. Etrafında görecek, koklayacak ve duyacak öylesine çok şey vardır ki… Eğer henüz oynayacağı bir aynası yoksa, bir tane edinmenin zamanı gelmiştir. Tabii, kırılmayan bir ayna olmasına dikkat etmelisiniz. Bir boy aynasında sizi ve kendisini birlikte seyretmekten de hoşlanacaktır.
Bebek şimdi her zamankinden daha hareketli olduğu için, özellikle sıcak havalarda, vücudunun kıvrımlı bölgelerinde isilik dediğimiz, sivilce gibi görünen, kırmızılıklar oluşabilir. Böyle durumlarda, onu mümkün olduğunca hafif giydirin, sık sık yıkayın ve bu bölgelere biraz bebe pudrası koyun. (Pudrayı direkt bebeğin cildine değil, önce kendi elinize döküp sonra bebeğe sürün).
Bebeğiniz artık ana kucağında da rahatlıkla hareket edebilmektedir ve mama sandalyesinde de oturabilir. Artık ona bir yaylı salıncak ya da benzer bir oyun sandalyesi alabilirsiniz. Bebek yardımsız ve tam olarak oturana kadar yemeklerini ana kucağında vermeye devam edebilirsiniz.
Bazı doktorlar, katı gıdalara geçmek için bu ayı bekler. Bebeğiniz yeni tatlara alıştıkça daha çok sevecektir. Çocuk doktorunuz katı gıdalara rahat geçebilmenin bazı ipuçlarını size vermiş olabilir: örneğin sevdiği mamaya, yeni deneyeceğiniz yemekten çok az miktarda karıştırıp zamanla bu miktarı artırabilirsiniz. Böylece, o yeni tatlara yavaş yavaş alışırken, siz de fazla ileri gitmeden, verdiğiniz gıdaya alerjisi olup olmadığını anlayabilirsiniz.
Ancak ne yaparsanız yapın, bebeğinizin ilk denemede kesinlikle beğenmeyeceği yemekler olacaktır. Birkaç hafta bekleyin, sonra tekrar deneyin. Fikrini değiştirebilir. Bunun dışında, eğer çok güzel yediği bir yemeği reddetmeye başlamışsa, hiç telaşlanmayın, nasıl olsa bir süre sonra tekrar yemeye başlayacaktır.
Bebek her kaşıktan sonra oyun oynamakta ısrar ettikçe öğün uzar. Ayrıca bu dönemde en sevdiği oyunlardan biri de ağızdaki yemeği dışarı atmaktır.
Bu yaştaki bebekler doğum öncesinde anneden aldıkları demir stoğunu tüketmiş olurlar, bu yüzden başka kaynaklardan mineraller almaları gerekir. Hazır mama (formül süt) alan bebekler için, demir katkılı olanları tercih edilmeli, anne sütü alanlar içinse demir damlaları tercih edilebilir. Bu konuda çocuk doktorunuza danışmalısınız.
Bu ay bebeğinizin daha çok emme isteği duyduğunu göreceksiniz, bunun bir nedeni katı gıdalar başladığı için biberon ve memeyi daha az emiyor olmasıdır. Ayrıca dönme ve emekleme gibi çeşitli hareketleri öğrenirken heyecanlanıp yorulduğu için kendini rahatlatma ihtiyacı da duyar. Bazı bebekler bu dönemde el parmakları gibi ayak parmaklarını da emerler.
Bebeğiniz huzursuzken kendi kendisine vurabilir veya kendini tırmalayabilir. Bunun bilimsel açıklamasını yapmak çok zordur, ama bununla birlikte, yetişkinlerin bile kontrol edilemez durumlarda acıya dayanabilmeyi kolaylaştırmak için kendilerini bir şekilde yaraladıklarını biliyoruz.
Bebeğinizin uzanma ve ulaşma isteği de gelişmektedir. Bu dürtü, emeklemenin temelini oluşturur. Her ne kadar bebeğiniz uzağa ulaşamasa da gözleri ellerine rehberlik eder. Bir elindeki nesneyi diğerine rahatlıkla geçirebilir veya iki eliyle birden kavrayabilir. Bu keşiflerinin bir parçası olarak nesneleri ağzına götürmesi kaçınılmazdır, ancak şimdi durum biraz daha farklıdır: ağzına götürdüğü her şeyi çiğner.
Bebeğiniz artık farklı eylemlerden farklı sonuçlar çıktığını öğrenmeye başlamıştır: biberonu tutuşundan veya bir oyuncağı kavramasından bunu anlarsınız. Düşen bir nesneyi gözleri ile arar, fakat bir nesneyi sakladığınızı görse bile isterse onu bulabileceğini düşünemez. Ancak elleri göz hizasından kaybolsa bile onların nerede olduğunu biliyordur.
Bebeğiniz cinsel organını da keşfetmeye başlamıştır. Bir çok ebeveyn bu yeni gelişmeden fazla memnun olmaz. Ancak bebek, tıpkı parmaklarını ve ayaklarını keşfettiği gibi cinsel organını da hissederek ve kurcalayarak keşfedecektir. Bu bölgeyle özel olarak ilgilenmelerinin tek sebebi, bu alanın vücudundaki diğer bölgelerin aksine genelde kapalı olması ve her istediğinde ulaşamamasıdır. Bebeğinize yaptığının “kötü” veya “kaka” olduğunu anlatmaya çalışmayın. Bırakın tanısın. Tıpkı parmaklarda yaptığınız gibi, bebeğinize bu organlarının da isimlerini söyleyin.
Sosyalleşme bebek ve bebeğin yanındakiler için giderek daha eğlenceli bir hal alır. Artık dudaklarını büzer, tükürür, agu’lar yapar ve hatta dilini çıkartır. Daha birçok hareketi taklit etmeye çalışır. Çıkardığı sözler, duyduğu seslerin taklidi gibidir. Sanki soru sorarmış gibi, çıkardığı seslerin son hecesinde sesini yükseltir.
Bebeğiniz sesli ve sessiz harfleri daha sık bir araya koymaya başlar. “Da” en sık çıkardığı hecedir. Ara sıra, bu “da-da” olarak da çıkar.
Çıkardığı seslere vereceğiniz olumlu tepkiler onu cesaretlendirir ve “da” hecesini çok daha sık duymaya başlarsınız. Tabii, ne dediğinin pek farkında değildir, ancak bir süre sonra bağlantı kurmaya başlar. Bu arada sizin de bu heceleri beraber taklit etmeniz çok hoşuna gidecektir.
Bebeğinizin doğum sonrası işitme testi yapılmış olsa da, bu sıralar tekrar edilmesi uygun olur. Konuşma ve dil gelişimi duyma yetisine bağlıdır ve erken müdahale, doğabilecek problemleri önler.
Bir sonraki ay içinde “insan yadırgama” belirtileri ortaya çıkabilir. Bebek aniden aile dışından olanlara tepki vermeye başlar ve yanına gelen bu “yabancıların” yüzlerini uzun uzun inceleyebilir. Bebeği çok sık göremeyen aile büyüklerine bu durumu açıklamak bazen zor olabilir. Eğer bebeğiniz, onları güvenli bir yerden (örneğin kucağınızdan) inceleme şansına sahip olursa, sosyalleşmesi daha kolaylaşır. Bu “yabancılara” bebeğinize nasıl yaklaşacakları konusunda yardımcı olmalısınız; genel olarak önce sizinle konuşup bebeği görmezden gelmeleri iyi bir yol olabilir. Bu durum bebeğe yabancıyı inceleme ve ilk adımı atma şansını verir. Tabii eğer bu “yeni arkadaşları” sevdiyse!
Eğer evi henüz bebeğe göre yeniden düzenlemediyseniz, bu emekleme öncesi dönemde artık fazla vakit kaybetmeseniz iyi olur. Daha şimdiden bebeğiniz bir bardağı yere atabilir, sıcak çay bardağına elini sokabilir, elektrik fişlerini çekebilir ve daha aklınıza gelmeyecek birçok şekilde kendine zarar verebilir. Kırılacak ve bebeğe zarar verebilecek objeleri ortadan kaldırmanın tam zamanıdır.
Bebek hareketlendikçe, ona bazı sınırlamalar koymanız gerekecek, o da bunlara direnecektir. Bu sınırlamalar bebeğinize disiplin ve bazı olumlu alışkanlıklar kazandırsa da, ondan yapabileceğinden fazlasını istemeyin. Çünkü siz iyi olduğunuzda bebeğiniz de iyi olur ve o da bunu zaten hissediyordur.
5.AY DÖNÜM NOKTALARI SOSYAL FİZİKSEL ZİHİNSEL
• Dikkat çekmek ve sosyalleşmek için güler ve sesler çıkarır.
• Tepkisini belli eder, oyuncağını almaya çalışan birine karşı direnir.
• Yakın çevresini ve ebeveynlerini bilir; yabancılara tepki verir.
• Yüz ifadelerini taklit eder.
• Yemek zamanı oyun oynamaktan hoşlanır.
• Oturma pozisyonuna getirildiğinde kafasını dengeler ve dik tutar.
• Ellerini ayaklarını açıp kafasını kaldırarak “uçak” hareketi yapar.
• Sallanarak ve dönerek hareket eder.
• Çok rahatça vücudunu döndürür.
• Ayağını ağzına götürür ve ayak parmaklarını emer.
• Objeleri daha doğru kavrar; ellerini kaldırır ve nesneyi tutar.
• Doğru mesafeden uzanmaya başlar.
• Kalın bir halkayı tutabilir.
• Eline konan ufak bir oyuncak hayvanla oynar.
• Tek veya iki eliyle biberonu kavrayabilir.
• Bazı sessiz harflerle sesli harfleri bir araya getirip (d,b,l,m gibi) heceler çıkartır.
• Yeni durumlarda etrafına bakar.
• Nesneleri tutmak, döndürmek, sallamak ve ağzına götürmek ister.
• Düşen bir nesnenin arkasından eğilip bakar.
• Sesleri ve hareketleri taklit etmeye çalışır.
HEPİNİZE SAĞLIKLI YAŞAM DİLERİZ.
KAYNAK:www.gebelikbelirtileri.com