Hamilelik öncesinden başlayan ve gebelik sürecinde doktor kontrolünde devam ettirilen vitamin ve mineral destekli, dengeli bir diyet, dingin sakin bir ortamda rahat ruh hali, ılımlı fiziksel aktivite ve annenin hoşuna gidecek sosyal aktiviteler, bebeğin anatomik olarak herhangi bir sakatlığı olmadan, beyinsel ve sinir sistemi gelişimi yanında zeka gelişimi ve sosyal yapısının oluşumuna olumlu katkısı oluyor. Doğum sonrası dönemde bu ortamın devam ettirilmesi ve anne sütünün mümkün olduğu kadar uzun süre verilmesi bu gelişim sürecini destekliyor.
Zihinsel gelişim daha anne karnındayken başlar, doğuma kadar geçen sürede ve ilk 5 yıllık süre içinde bebeği hayatı boyunca etkiyecek anatomik ve zihinsel yapı, beceriler ve sosyal özellikler şekillenir. Özellikle gebeliğin 4. haftasında başlayan sinir sistemi gelişimi, 10. haftaya kadar temel farklılaşmayı tamamlar ve bu süreden sonra, bina bu temellerin üstüne inşa olur. Temeldeki gelişim eksiklikleri çok ciddi sonuçlar bırakırken, 10. haftadan sonraki bozukluklar daha az gözle görülür anatomik problemler veya bazen de ek olarak zeka ve entelektüel fonksiyonlarda bazı eksikliklerle ortaya çıkabilir.
Kimi çalışmalar, kişilerde otuzlu, kırklı yaşlarda ortaya çıkan şeker, yüksek tansiyon gibi hastalıkların bu dönemde hiç de önemsenmeyen bazı faktörler tarafından tetiklenen yapısal gelişim yetersizlikleri sonucu ortaya çıktığını göstermektedir. Tıpta tanı ve tedavi alanlarındaki gelişmeler ve başarılar artıp bu tür hastalıkların azalmasıyla birlikte; artık çocuklarda zeka gelişimi beraberinde entelektüel zeka gibi ileriki yaşantısının sosyal kapasitesini nasıl artırılabiliri ön plana çıkmaktadır.
Folik asit alımına hamilelik öncesi başlayın.
Hamilelik her kadın için zor, hem anne hem de bebek için bir takım riskleri taşıyan, ama bir o kadar da istenen bir süreçtir. Risk, bu dönemin ilk zamanlarının henüz anne tarafından hamile olup olmadığının bilinmediği ilk 4-6 haftalık süreçtedir ve aslında en tehlikeli dönemdir.
Çünkü anne adayı gebeliğin var olduğu ilk 15 günü zaten fark etmeden geçirecek ve beklenen adet tarihine vardığında, bazen hafif bir kanama, belki de arada olan düzensizlikler ya da bir sefere özel bir gecikme gibi değerlendirilip bir sonraki adet tarihini bekleyecektir. Bir sonraki tarihte de gecikme varsa o zaman hekime başvurup gebelik konusunda gerekli muayene ve testler uygulanacak, bu sırada tüm organlar ve özellikle sinir sistemi gelişimi için çok önemli ilk 6 hafta aşılmış olacaktır. Gebeliğin bu ilk zamanları organların gelişimi ve özellikle 4. haftadan itibaren beyin ve sinir gelişiminin başlangıcıdır.
Bu zaman içinde kullanılan ilaçlar, beslenme durumu, annenin fiziksel ve ruhsal sağlığı bebeği etkileyecek ve ileriki yaşamında belirleyici rol oynayacaktır. Beyin ve sinir sistemi gelişimi açısından dengeli beslenmenin önemi yanında önemi ispat edilmiş ve eksikliğinde organ ve doku gelişimindeki yetersizlik ve kalıcı sakatlıklara (hidrosefali, omurilik gelişim bozuklukları gibi) yol açan folik asitten bahsetmek gerekir. Bu vitamin sağlıklı sinir sistemi gelişimi için gerekli ancak tek başına yeterli değildir. Bu maddeye doğal halde taze sebze, meyve, patates, baklagiller, kepekli ekmek ve süt ürünlerinde rastlanır.
Folik asit hamile kalmak isteyen ve yeni hamile kalmış olan bütün kadınlar faydalıdır ve hamile olmadan önce, ekstra folik asit almaya başlamak akıllıca davranmış olur. Bu amaçla, örneğin doğum kontrol hapını kullanmayı çocuk sahibi olmak için bırakacağınız zaman, aynı zaman da folik asit tabletleri almaya başlayabiliriz. Tam olarak başarılı döllenmenin gününü tahmin etmek mümkün değildir.
Fakat göz önünde bulundurmanız gereken, dengeli beslenmek ve folik asit kullanımına döllenmeden en az dört-altı hafta önce başlanmasıdır. Bu sayede henüz doğmamış çocuğun sinir sistemi gelişimi için önemli, yeterli miktar folik asidi (özellikle döllenmeden sonraki ilk 4 hafta) vücudunuzda depolamış oluruz. Folik asit kullanmaya, hemen hamile kalmayı başaramamış olsanız dahi devam etmekte yararlıdır.
Anne karnındaki bebek dış sesleri algılayabiliyor
Gebelikte dengeli beslenmek sadece belli vitamin ve minarelerin alınmasından ibaret olmayıp hem protein hem enerji hem de taze sebze ve meyvelerden dengeli beslenmektir. Bu konuda çok fazla seçici olmadan mümkün olduğu kadar doğal gıdalardan oluşan bir diyet gerekli takviyelerle yeterli olacaktır. Buna karşılık bebek de ihtiyacı olan her şeyi anneden, onda yetersiz dahi olsa, hatta anneye zarar verecek de olsa, ondan temin etme eğilimindedir ve bu şekilde kendini garantiye almaya çalışacaktır. Fizyolojik olarak bu dönem anne için tüm vücut sınırlarının sonuna kadar zorlandığı metabolizmasının, hormonal ve ruhsal dengesinin tamamen değiştiği, ihtiyaçlarının çok artığı ve ruhsal fiziksel her türlü desteğe ihtiyacı olduğu bir dönemdir.
Anneye verdiğimiz her türlü destek ve yardım aslında size annenin ve bebeğinizin sağlığı olarak geri dönecektir. Bu dönemde annenin iç huzuru, çok ağır olmayan ancak tamamen hareketsiz kalmadan yapacağı gebelik ayına uygun düzenli fiziksel aktiviteler doğum sırasında anneyi, sonrasında çocuğunun sağlığını olumlu etkileyecektir. Bu egzersizler günlük yarım ile birer saatlik sakin bir çevrede yürüyüşler, mümkün olursa yüzme veya spor salonunda uygun egzersiz programları şeklinde olabilir.
Bu dönemde aile içi huzur, mutluluk, sakinlik, annenin dinlediği müzikler bile çocuğun ruhsal ve zeka gelişiminde etkili olabileceği düşünülmektedir. Yapılan çalışmalar son 3 ay içinde anne karnındaki bebeğin dış ortamdan haberdar olduğu, annenin ve babanın seslerini, dokunuşlarını, hatta onların ruhsal hallerini bile ayırt edebildiğini ve tepki gösterebildiğini gösteriyor.
Kaynak: Hastane.com.tr