Bebeğin gelişiminde uyku, beslenme ve iyi bakım ne kadar önemliyse, sevgi ve güven gibi ona ilk yıllarda aşılayabileceğiniz duygular da büyük yer tutar.
Annenin sıcaklığı, kulağa fısıldanan tatlı sözler, kucağa alınıp okşanması, bebeğe hayattaki ilk dersini öğretir; sevgiyi… Bebeğiniz daha ilk doğduğunda, onu kollarınızın arasına aldığınızda, kendisine değer verdiğinizi hisseder. Zaman içinde, bu sıcak duyguları iyice öğrenen bebeğiniz, sevginizi karşılıksız bırakmayacaktır.Sevgi bir annenin bebeğine öğretebileceği en güzel duygudur. Aslında tanımlanması zor olan bu duyguyu ona dokunarak, konuşarak, sarılarak öğretebilirsiniz. Bu duygunun kendisi için önemli olduğunu anlayan bebeğiniz, sizin yokluğunuzda bu duyguyu arayacak, sevgiyi böylece öğrenmiş olacaktır. Bebeğinizin ilk aylarda öğrenebileceği bir başka duygu ise; güvendir. Her zaman yanında olduğunuzu bilmek, ağladığında kucağınıza almanız, onu önemsediğinizi gösterir. İlk aylarda aşılanan bu güven duygusu, ileride onun yaşantısını önemli ölçüde etkiler. Kendine güvenli bir birey olarak yetişmek için, güven duygusunu hissetmelidir.
Gülücükler dağıtıyor
4. aydan itibaren bebeğiniz sizi gördüğünde mutlu olduğuna dair sinyaller vermeye başlar. Sesinizi duyduğunda ya da sizi gördüğünde tanıyarak, ayaklarıyla hızlı tekmeler atmaya ya da gülümsemeye başlar. Çeşitli sesler çıkarması ise, sizden ilgi beklediğinin bir işaretidir. Bebekler kendilerini rahat hissettiklerinde ve özellikle de annelerinin kucağındayken daha çok gülümserler. Onun bu neşesini, konuşarak tamamlayabilirsiniz. Şarkı söylemeniz, sevdiği renkli oyuncaklarını yanına getirmeniz, onun mutluluğuna katıldığınızı anlatır.
Özlem duygusu
8. ayla birlikte, bebeğiniz emekleyerek evdeki bir eşyadan diğerine ulaşmaya çalışır. Bu arada, onun yeni bir duyguyu daha öğrenmeye başladığını gözlemlersiniz. Bu duygu; özlemdir. Onu odada yalnız bırakarak bir başka odaya geçtiğinizde, peşinizden geldiğini ya da yüksek sesler çıkararak sizi çağırmaya çalıştığını görürsünüz. Anneden ayrı kalma korkusu, bebeklerde bu dönemde çok fazla rastlanan bir endişedir. Bebeğinizi odada yalnız bırakıp, evin içinde herhangi bir yere gittiğinizde, yanında bir başka tanıdık kişi kalsa bile, o sizin nerede olduğunuzu merak eder.
Öpme ve sarılma
Bebeğiniz 15. aya geldiğinde çevresinde gördüğü kişileri taklit ederek, sizi öpmeye başlar. Gözlem yeteneği geliştikçe, “sarılma”’’ denen hareketi de uygulamaya başlar. Başlangıçta ona bir eğlence gibi gelen bu haraketlerin, aslında çok da fazla bir anlamı yoktur. Fakat yaşı ilerledikçe özellikle de 3 – 4 yaşlarına geldiğinde, artık bu hareketlerin anlamını anlar. Eskiden belki de “oyun olsun”’’ diye sizi sürekli öpen bebeğiniz, artık size kızdığında, hoşuna gitmeyen bir şey olduğunda, bu hareketleri yapmayacaktır. Fakat, gelip sizi öptüğünde, bunun gerçek bir sevgi ifadesi olduğunu anlayabilirsiniz.
Test zamanı
2 yaşından itibaren çocuklar, hırçın ve söz dinlemez bir döneme girer. Bu dönemde sizin “Yapma!”’’ değdiğiniz her şeyin tam tersini yaparlar. Böyle durumlarda çocuk kendi kendine sorar “Kötü davranışlar göstersem bile annem beni sever mi?”’’ Bu sorunun cevabını almaya çalışan çocuk, davranışlarıyla adeta sizi bir testten geçirmeye çalışır.
Çocuğunuz size karşı ters davranışlar sergilediğinde, aşırı tepki göstererek ona kızmak yerine, yaptığının yanlış olduğunu anlatmaya çalışın. Bu durumun sizi rahatsız ettiğini ve onu çok sevmenize rağmen üzüldüğünüzü söyleyin. Sizden sürekli pozitif davranışlar gören çocuk, sonunda sizin kendisini sevdiğinizden emin olacak ve bu davranışından vazgeçecektir. Bebeğinizi anlamanın ipuçları
Bebeğinizin sizi sevdiğini, onun beden dili sayesinde hissedebilirsiniz. Nasıl mı? İşte bazı ipuçları…
* Burnunuzu çekmesi, sizin yanınızda huzurlu olduğunu anlatmaya çalışmasından kaynaklanır.
* Yanından ayrıldığınızda ağlamaya başlıyorsa, sizi özlüyor ve yanında olmanızı istiyordur.
* Siz telefondayken ya da bir arkadaşınızla konuşurken bağırırsa, sizi paylaşmak istemiyor demektir.
* Evde işlerinizle uğraşırken, emekleyerek yanınıza geliyorsa, sizin yanınızda olmak istiyordur.
* Bütün gün onunla ilgilendiğiniz halde, akşam babası eve geldiğinde onun yanına koşuyorsa, bu “sizi daha az sevdiği”’’ anlamına gelmez.
|