BCG Aşısı Nedir, Bcg Aşısı Hangi Hastalığa Karşı Uygulanır?
BCG “Basil-Calmette-Guerin” sözcüklerinin kısaltılmışıdır. BCG Calmette ve Guerin adlı araştırıcıların bovinus türü tüberküloz basilini yıllarca besi yerinde üreterek elde ettikleri virülansı azaltılmış bir basildir. Bu basillerin vaksinasyonu ile tüberküloz infeksiyonu önlenir veya infeksiyon hafif geçer. Etki mekanizması çiçek aşısına benzer: Virülansı olmayan bir organizmayla husule getirilen lezyon daha sonraki virülan infeksiyonlara koruyucu bir etki sağlar. BCG tüberküloz hastalığına karşı kitle korunmasında yararlı bir aşıdır. Bu bakımdan BCG ile Türkiye’de iyi bir sonuç alınmıştır.
BCG 0.1 mi alt deltoid bölgesinde intradermik enjekte edilir. Aşıdan 3-4 hafta sonra bir papül husule gelir, birkaç hafta sonra bu papülde hafif bir ülserasyon belirir ve geçer. Bazan komşu lenf bezlerinde hafif bir büyüme olabilir. BCG den yaklaşık 3 ay sonra tüberkülin testi pozitif olur. BCG’nin yapıldığı yerde sekonder infeksiyon, nadir olarak abseleşme, çok nadir olarak da lokal lupoid reaksiyon gelişir. Nadir olarak eritema nodosum ve ürtiker husule gelebilir. Tüm komplikasyonlar % 2 oranındadır ve bunların büyük çoğunluğu belirsiz niteliktedir.
BCG tüberküloz insidensinin fazla olduğu ülkelerde tüberküloz prevansiyonunda en etkili ve en ucuz bir yöntemdir. Tüberküloz ailelerinde, bazı hastane ve sanatoryumlarda bulunan hasta veya çalışan personele ve infeksiyon tehlikesi fazla olan bu gibi yerlerde bulunan yeni doğmuşlara, çocuklara ve erişkinlere BCG aşısı yapılmalıdır. Diabet hastalarında tüberküloz insidensi fazla olduğundan ve özellikle şeker hastalarının çocuklarına, tüberkülin reaksiyonu negatif ise, BCG aşısı yapılmalıdır.
Tedavisi
Aktif tüberküloz infeksiyonunda basiller başlıca 3 grup lezyonda çoğalırlar:
1. Ekstrasellüler lezyonlarda örneğin kavernlerde çoğalan basiller. Bu lezyonlarda çoğalan basiller diğer lezyonlardan daha çoktur.
2. Makrofajlar içinde çoğalan basiller.
3. Solid kazeöz ve nodüler lezyonlarda çoğalan basiller.
Antitüberküloz ilaçlardan yalnız rifampin (R) 3 grup bakteri popülasyonuna bakterisit etkili bir ilaçtır. İsoniazid (H) ekstrasellüler (kavern lezyonları) ve makrofajlar içinde bulunan bakterilere bakterisit etki gösterir. Streptomisin (S) ise yalnız ekstrasellüler bakterilere bakterisit etki gösterir. Pirazinamid (Z) intrasellüler bakterilere bakterisit etki gösterir. Streptomisine benzer molekül yapıları olan kapreomisin ve kanamisin gibi enjeksiyon yoluyla verilen ilaçlarda ekstrasellüler etki gösterirler. Etambütol (E), etyonamid, paraaminosalisilik asit ve sikloserin gibi diğer antitübeküloz ilaçlar bakteri-ostatik etki gösterirler.
Türkiye koşullarına uygun tedavi süresi 9-12 aydır. Tedaviye S,H,R ve Z ile başlanır. Bu dörtlü tedaviden 1-2 ay sonra S kesilir ve R,H,E üçlü ilaçla tedavi süresi vakaya göre değişmek üzere 9-12 aya tamamlanır. Bakteri kültüründe incelenen ilaç duyarlılığı sonucuna göre gerekirse ilaçlar değiştirilir. Türkiye’de yeni teşhis edilen vakaların %30-40’ında bir veya birden çok ilaç direnci vardır. Gerek teşhis gerekse tedavi başarısı bakımından mikobakterium tüberküloz kültür ve ilaç duyarlılığı incelenmesini ihmal etmemeledir. Tüberküloz tedavisinde en etkili ilaçlar R ve H dır. Bu ilaçlardan birine veya ikisine direnç varsa tedavi süresi daha uzun olur. Bu konuda en iyi karar bakteriolojik, klinik ve radyolojik duruma göre uygulanır. 6 aylık gibi kısa süreli tedavi için hasta basillerinin kullanılan tüm ilaçlara duyarlı olması gerekir. Kısa süre ilaç tedavisi için özellikle R ve H direncinin olmaması ve 2 ay tedavi sonunda basil kültürünün negatif olması gerekir.
Hem isoniazid ve hemde rifampin verilemiyorsa hasta basilinin duyarlı olduğu 3 antitüberküloz ilaçla tedaviye 12-18 ay devam edilir.
Ekstrapulmoner tüberkülozlarda tedavi süresi 12-18 ay veya daha uzundur. Hastalığın ciddiliğine ve tedavi sonucuna göre değerlendirme yapılır.