A grubu streptokokların insanda yol açtıkları enfeksiyonların sonucu olarak meydana gelen ve çeşitli organlarda yangıların belirmesine sebep olan bir hastalıktır. Eklemlerde, kalp zarında yangı, istek dışı olarak yapılan hızlı el kol vücut hareketleri (korea) ve bazı deri kızarıkları (erytnema marginatum) hastalığın başlıca belirtileridir. Bu belirtilerden iki tanesinin bile saptanması, hastalığın ateşli romatizma olduğu yolunda karar verilmesi için yeterlidir.
Ateşli romatizma adı verilen hastalığa yol açan birincil enfeksiyon bazen belirtisiz ve sessiz bir gelişim gösterebilir. Bu nedenle, hastalığın belirtilerinin ortaya, çıkmasına rağmen ateşli romatizma teşhisinin kesinliği konusunda şüpheye düşüldüğü olur. Ancak son yıllarda geliştirilen, streptokok mikrobuna karşı oluşan bağışıklık cisimlerinin saptanması yöntemleri, bu gibi durumlarda teşhisi kesinleştirmektedir.
Boğaz yutak ağrılarının varlığında boğazdan alınan akıntıda streptokok mikrobunun üretilebilmesi ve bağışıklık cisimlerinin varlığının saptanması, genellikle bir streptokok boğaz enfeksiyonunun geçirilmiş olduğunu gösterir. Bazen boğaz enfeksiyonu olmadan da bağışıklık cisimleri çoğalır. A grubu streptokokların yol açtıkları enfeksiyonlardan ancak yüzde sekseninde «antistreptolizin O» adı verilen bağışıklık cismi arttığından, bazen yine streprokok mikrobuyla ilgili olan başka bağışıklık cisimlerinin varlığının aranması gerekebilir. Bu tür enfeksiyonların kısa süre içinde uygun antibiyotiklerin kullanılması sonucu tedavi edilmesi ilerde ateşli romatizmanın belirmesini önler.
Birincil enfeksiyonla ateşli romatizmanın belirmesi arasında geçmesi gereken ara devre, birincil enfeksiyonun ağırlığı ve yaygınlığı ve bunu izleyen evrede görülen belirtilerin niteliklerine göre değişir. Bu devre iki hafta ile altı ay arasında değişmekle beraber, bazen daha uzun da sürebilir.
Ateşli romatizmanın belirtilerine yol açan ana neden kalpte, eklemlerde ve bir dereceye kadar diğer organlarda bulunan bağ dokusunun sertleşip yozlaşmasıdır. Tıp dilinde «fibrinoid dejenerasyon» olarak tanımlanan bu değişim kalpte, deri altında vb. yerlerde, bağ dokusu topaklarının birikimine yol açar. Bu küçük topaklar kalbin kapakçıklarında yer alınca, kapakçıklar gereğince kapanamaz ve sonuçta kalp yetmezliğine kadar ulaşan kalp rahatsızlıkları meydana gelir. Bu topaklar kalp kapakçıklarını çeşitli yerlere bitiştiren kirişçiklere de yerleşebilir. Bu durumda da kapakçıkların gereğince kapanamaması ya da aralarındaki geçidin daralması durumu ortaya çıkar. Bu tür bağ dokusu artışı ve sonra yozlaşması ana atardamarda ve çeşitli organların atardamarlarında da görülür.
Ateşli romatizma sırasında bazen beyinde görülen yaygın yangı (meningoansefalit) ve özellikle bazı alanlarda beliren küçük damar tıkanıklıkları ve kanamalar, bir süre için hastada isteği dışı vücut, el ve kol hareketlerinin görülmesine yol açar. Yunancada dans etme anlamına gelen korea sözcüğü ile adlandırılan bu duruma, ateşli romatizmanın daha çok hafif geçirilmiş olan türlerinde rastlanır.
Ateşli romatizmanın tedavisinde, üst solunum yolları enfeksiyonlarını vakit kaybetmeden tedavi ederek gerçekleştirilecek korunma önemli bir yer tutar. Üst solunum yollarında streptokok mikropları tarafından meydana getirilmiş enfeksiyonu olan 800 hastaya penisilin vererek yapılan tedavi sonucunda, bu hastalardan ancak ikisinde bir süre sonra ateşli romatizma görülmüştür. Antibiyotikle tedavi edilmemiş 800 hastanın ise on yedisinde bir süre sonra ateşli romatizma görülmüştür. Ateşli romatizmanın önlenmesi amacıyla penisilin ve sülfamitlerden yararlanılır. Ateşli romatizma ortaya çıktığı zaman, solunum yollarında ileride tekrar belirtebilecek olan streptokok enfeksiyonlarını engellemek için uzun süre penisilin ya da sulfamıt verilerek tekrarları önleyici tedavi uygulanır.
Bazı hekimler ateşli romatizma hastalığı sırasında kortizon ve türevi olan bazı hormonların verilmesinin bağ dokusu birikimini azalttığı kanısındadırlar. Ancak bu yöntemin sadece belirtileri azalttığını hastalığın gidişini anlamlı bir oranda etkilemediğini kabul eden hekimler de vardır.