Astım İlaçları, Astım Tedavisinde İlaç
Hafif, aralıklı astımı olanlar gerektikçe ilaç kullanırlar. Diğerleri ilaçlarını her gün ve bazen günde birkaç kez kullanmalıdır. Astımın ilaçla tedavisi büyük ölçüde kişiye özel bir süreçtir. Astımlı iki kişi belirtilerini denetim altında tutmak için sürekli farklı ilaçları, farklı doz ve sıklıkta kullanabilir. Dolayısıyla “ideal” bir genel tedavi planından söz edilemez.
Astım ilaçlarının iki ana sınıfı vardır. Bunlardan biri hızlı iyileşme, diğeri uzun süreli denetim sağlar. Hızlı iyileşme sağlayan ilaçlar kısa etkili beta2-adrenerjik agonistler olarak bilinir. Bunlar genellikle astım atağının yeni başladığı hastalara yardımcı olmak için kullanılır. Etkilerini vücudun kendi adrenalin hormonuna benzer biçimde gösterirler; ama kalp ya da kan basıncına dokunmadan akciğerleri gevşetecek biçimde hazırlanmışlardır. Tabletleri, iğneleri ve en yaygın olarak da inhaler tipleri vardır.
İşte size inhalerde kullanılan kısa etkili üç ilaç (jenerik adlarıyla):
Albuterol
Metaproterenol
Terbutalin
Bu ilaçlar hızlı etkileri nedeniyle daha çok acil durumlarda ya da bir astım atağı başladığında “kurtarıcı” inhaler olarak kullanılırlar. Etkilerini genellikle 1-15 dakika içinde göstermeye başlar ve 4-6 saat boyunca rahatlama sağlayabilirler.
Adrenerjik ilaçlar en çok inhaler tipinde kullanılırken, bazı kişilere hap olarak da verilir. Hap biçimi özellikle inhaleri doğru biçimde kullanamayan küçük çocuklarda, inhalerden bir nedenle hoşlanmayan ya da inhalere yanıt vermeyen hastalarda tercih edilir.
İnhaler kullanımı basittir. Yalnız kullanım sırasında birkaç aşamaya dikkat etmek gerekir:
İlacı ayakta kullanın.
Kullanmadan önce inhaleri birkaç kez sallayın.
İnhaleri, haznesi ağız parçasından yukarıda kalacak biçimde tutun.
Ağız parçasını ağzınıza iki-üç santim kadar yaklaştırıp ağzınızı iyice açın.
Soluk almaya başladıktan sonra, haznenin ilacı bırakmasını sağlayın.
Ağzınızı açık tutarken, ciğerleriniz tam şişene kadar soluk almayı sürdürün.
Soluğunuzu bırakmadan hiç olmazsa 10 saniye tutun.
Bazı kişilere birden fazla doz gerekebilir. Hekiminiz almanız gereken dozu size bildirecektir.
İnhaleri ilk kez kullanırken, deneme yapmak yararlıdır. Böylece gerçek bir astım atağı sırasında inhaleri nasıl kullanacağım korkusuna kapılmazsınız.
İnhalerde kullanılan ilaçlar çok güvenlidir; ama bazı kişilerde yan etkilere yol açabilirler. Ortaya çıkabilecek yan etkiler arasında sinirsel gerginlik, baş ağrısı, titreme, çarpıntı ve bulantı sayılabilir. Yan etkiler ortaya çıktığında hekiminize başvurun. İlaçların ya da dozların değiştirilmesi, genellikle bu gibi sorunları ortadan kaldırır.
Astım ataklarını önlenmede en iyi korumayı, uzun sürede etki gösteren ilaçlar sağlayabilir. Bunların birkaç tipi vardır.
Teofilin
hem astım ataklarını önlemek, hem de hafif alevlenmeleri yatıştırmak için kullanılabilir. Bu ilacın sıvı, tablet ve kapsül biçimleri vardır. Etkisini inhalerlere göre daha uzun sürede gösterir; ama sağladığı düzelme 24 saate kadar sürer.
Teofilin istenmeyen yan etkilere yol açabilir. Bunların başlıcaları karın ağrısı, bulantı, kusma, baş ağrısı, sinirlilik hali, iştah kaybı ve uykusuzluktur. Teofilinin yavaş salimli biçimleri, doz seviyelerinin daha kararlı olmasını sağlar ve yeterli etki için günde yalnız bir ya da iki kez alınabilir.
Astım akciğerlerdeki hava yollarında ortaya çıkan sıkışmayla sınırlı bir durum değildir. Hemen her zaman iltihap da söz konusudur. Bu nedenle astımlı hastalarda ortaya çıkan belirtilerin tedavisinde genellikle iltihap giderici ilaçlar da kullanılır.
Kromolin sodyum
çok yararlı bir iltihap giderici ilaçtır. Alerjik tepkide ortaya çıkan histaminin ve diğer kimyasal maddelerin salınmasını önlemeye yardım eder. Bu etki akciğerlerdeki bronş yollarının şişmesini engeller. Ayrıca solunum yollarında egzersize ya da soğuk hava solumaya bağlı sıkışmaya karşı da etkilidir.
Kromolin astım ataklarını durdurmak için kullanılmaz. Çünkü etkisini tam olarak gösterene kadar bir aya varan bir süre geçebilir. Asıl yararı önleyici olmasıdır. Genellikle sık astım atakları görülen ve uzun süreli denetim gerektiren hastalarda kullanılır. Tedaviye hızlı etkisinden ötürü önce teofilinle başlanır ve bu ilacın kullanımı, kromolinin etkisini göstermeye başlamasına kadar sürdürülür. Kromolinin olası yan etkileri daha az olduğundan, böylesi bir geçişin yapılması yerinde bir karardır.
Kromolin her gün ilaç alması gereken hastalar için mükemmel bir ilaçtır. Ama başlamış astım ataklarını durduramadığından, kromolin kullananlar sık sık başka ilaçları da almak zorunda kalır.
Kromolin genellikle günde dört kez alınır. Bunun üç yolu vardır. îlki bir nebulizer aracıyladır. Bu yol daha çok küçük çocuklarda yeğlenir, ikinci yöntem ölçülü doz inhalerdir. Bu yolla ilacı alma düzeyindeki kesinlik her zaman nebulizerin sağladığı kadar olmaz. Ama kullanım kurallarına dikkatle uyan hasta için çok daha rahattır. Malzemeyi yanınızda taşıyabilirsiniz; dozlar da zaten ölçülüdür. Alınacak bir doz, inhalerin iki “pufuna eşittir. Kromolin toz halde de alınabilir. İlaç akciğerlere spinhaler denen özel bir aletle gönderilir. Bu teknik oldukça etikili olabilir; ama tozun alınmasıyla birlikte bazen öksürme sakıncası vardır.
Toparlamak gerekirse, kromolin ciddi yan etkilere yol açmaz. Olası sıkıntılar yalnızca ara sıra görülen hışıltılı soluma ve ağızda kalan kötü bir tattır. İlacı almadan önce ve aldıktan sonra biraz su içerek, kötü tat konusunu giderebilirsiniz.
Kromolin kullanımıyla ilgili bir güçlük bu ilacı almadan önce solunum yollarını açmanın gerekme sidir. Kromolin kullananlar genellikle bir puf inhalerle solunum yollarını açma durumunda kalırlar.
Nedokromil
kromolin sodyumla hemen hemen aynı etkiyi gösteren bir başka ilaçtır. Bunun da ciddi yan etkisi pek yoktur.
Uzun etkili beta2-agonistler de seçenekler arasındadır. Kısa etkili olanlardan farkları, gecenin ilerleyen saatlerinde astım belirtilerini önlemeye yardım etmeleridir.
Kortikosteroitler
en güçlü iltihap gidericilerdir. Bronşiyollerde şişmeyi ve mukus üretimini azaltan bu ilaçlar, vücut geliştirenlerin kullandığı steroitlerden farklı bir bileşime sahiptir.
Kortikosteroitler diğer ilaçlara yanıt vermeyen şiddetli astım vakalarına çare olabildiğinden büyük önem taşır. Adrenerjik ilaçların ya da teofilinin işe yaramadığı durumlarda, kısa etkili kortikosteroit kullanımı genellikle sorunu çözer. Bazı hastalar kortikosteroitleri ileriye yönelik olarak alırsa da, bu ilaç yalnız son çare olarak kullanılmalıdır.
Kortikosteroitlerin üç tipi vardır: Sıvı, tablet ve inhale. Ağızdan alınan tipler daha yavaş etki gösterir. Düzelme ancak altı saat ya da daha fazla bir süre geçince görülebilir. Ama bunlar inhale tipte olanlardan genellikle daha güçlüdür. Dolayısıyla çoğu durumda ilk seçimdir ve yalnızca etkinin ortaya çıkması için biraz zaman geçer. Oral (ağızdan alınan) kortikosteroitlerin jenerik adları prednizon, prednizolon ve metilp-rednizondur. İnhale steroitlerin ağızdan ya da iğneyle alınan steroitlerin yol açtığı yan etkileri taşımama gibi bir üstünlüğü vardır. İnhale steroitler piyasada şu jenerik adlarla satılır:
Beklometazon
Flunisolit
Triamkinolon
Flutikazon
Budezonit
Kortikosteroitler genellikle diğer ilaçların yetersiz kaldığı durumlarda kullanılır. Bu ilaçların yol açtığı sorun, özellikle ağızdan alınan tiplerde ortaya çıkan yan etkilerdir. Bu yolla ilaç alımı yalnız birkaç hafta sürerse, yan etkiler sınırlı düzeyde kalabilir. Gelişen yan etkiler kilo alma, iştah artışı, mide rahatsızlığı ve vücutta sıvı tutulmasıdır. Uzun süreli kullanım büyümede yavaşlama, kemiklerde zayıflama, yüksek tansiyon, katarakt, kaslarda zayıflama, şişme, akne, kıllanma ve deride incelme gibi daha ciddi sorunlara yol açabilir.
Bu ürkütücü bir listedir. Ama astımı başka bir yolla denetlenemeyen hastalarda yan etki riskine girmekten başka seçenek kalmayabilir.
Ağızdan uzun süreli steroit tedavisine ancak (1) bütün diğer ilaç seçeneklerine başvurulduktan, (2) sorunun alerjilerden kaynaklanması halinde, alerjenlerle teması önleyecek bütün olası çabalar gösterildikten ve (3) astım belirtilerini azaltacak bağışıklık tedavisi denendikten sonra girişilir. Sinüs enfeksiyonları bulunan hastalar, enfeksiyonları tedavi edilmeden ağızdan uzun süreli steroit almamalıdır. Çünkü birçok vakada sinüs enfeksiyonunun ortadan kalkması, astım belirtilerinde düzelme sağlar.
Kadınlar için son bir not: Birçok astım ilacı hamilelikte güvenle kullanılabilir. Ama çocuk sahibi olmayı düşünen ve özellikle hamile kalmış olan kadınların durumlarını hekimlerine bildirmesi çok önemlidir. Hekim bazı ilaç ya da doz değişiklikleri yapabilir. Hamile kalmadan önce alerji aşıları oluyorsanız tedaviniz sürebilir. Ama hamile kaldıktan sonra ya da çocuk sahibi olmak isterken bu aşılara başlamak doğru değildir.
Yapılan araştırmalar astımlı kadınların—durumlarını denetim altında tutabilmeleri halinde—hamilelikle ilgili ek bir risk almadıklarını göstermektedir. Astımları denetim altında olmayan kadınlarda ise astım atakları sırasında rahimdeki ceninin yeterli oksijen alamama riski bulunduğundan, düşük kilolu bebek doğurma olasılığı daha yüksektir.
Bazen astım hamileliğin ilerleyen aylarında kötüleşir; ama astımlı kadınların çoğu doğumda bir sorun yaşamaz. Akciğerleri daha zayıf olsa da, doğum sırasında genellikle Lamaze soluma yöntemini uygulayabilirler.