Asma ağacı öz suyunun insana zararı

Üzümün yetiştiği bitkiye Asma denir. Asma ağacı cinsine göre bodur, ya da büyük yüzeylere yayılarak sarmaşık gibi tutunan bir ağaçtır. Asmanın daha iyi meyve vermesi için ilkbaharda budanması gerekmektedir. Budama asmanın canlı olan kol, çubuk, sürgün ve yaprak gibi organlarının kesilerek çıkarılmasıdır.

Budama sırasında ağaçların kesilen dal ve gövdelerinde yaralanma sonucu iletim boruları açılır, kesit yüzeyinde kuvvetli bir sıvı akışı olur. Bu olaya “Ağlama, Kanama veya Öz suyu akışı” denir.

İlkbaharda asmalar uyandıktan sonra yapılacak budamalarda ağlama görülür. Ağlama köklerle alınan öz suyun taze yaralardan akmasıdır. Bu suyun içinde bazı organik maddeler ve hormonlar bulunur.

Budama sonrasında özsuyunun akması, başka bir deyişle ağlamanın asmaya olumsuz bir etkisi olmaz. “Bağ ağlamalı ki bağcı gülsün” diye atalarımızın sözünden, asmaya ağlamanın yararlı olduğunu anlıyoruz.

Özsu saf su olmayıp organik maddeler, şeker, amino asitler, vitamin ve enzimler içerir. İlkbaharda budamayla olur. Budamayla dışarı çıkan sıvı miktarı önemli miktarlara ulaşabilir. İlk baharda budanan bir asmada günde 1lt. ,Huş’larda günde 5lt., Palmiyelerde 10-15 lt.’ye varan sıvı madde akıtır.

Yaz aylarında yaralardan sızan sıvıda organik madde bulunmaz. Buna mukabil çok sayıda mineral ve tuzları taşır.

Asma özsuyunun insan vücuduna bilinen bir zararı yoktur. Halk arasında asmadan akan özsuyunun şifalarından yararlanılmıştır.Budama yapıldığı zaman asma dalından akan öz suyu, temiz bir cam veya plastik kaba alınır. Buzdolabında saklanıp göze damlatılır. Cilde sürülür. Çok eskiden beri göz için bu özsuyun kullanıldığı bilinir.