Böcek Alerjisi ve Arı Alerjisi Sonucu Oluşan Durumlar
Kene, pire, bit, tahtakurusu ve sivrisinek gibi böcekler kanla beslenen küçük, sinsi yaratıklardır. Bunlar bir fırsatını bulup derinizden kan emmeye çalışırlar. Isırık ya da sokmaları sırasında kılcal damarlara enjekte ettikleri pıhtılaşma önleyici maddeler (antikoagülanlar) kan emme işlemlerini kolaylaştırır. Uçarak, yürüyerek ya da sıçrayarak uzaklaştıklarında, geride genellikle kaşıntılı küçük bir şişkinlik bırakırlar.
Bu ısırma ya da sokma işlemi tahriş edici olabilir; ama alerjik tepkilere yol açmaz. Arı sokması ise çok daha tehlikelidir. Bu böceklere hiç de sinsi denemez. Hiçbiri kendi halinde yaşamanın ötesinde bir şey istemez. Ancak tehlike oluşturacak bir durum yaratırsanız, onların ilgi alanına girersiniz. Siz kendi açınızdan böyle bir durum yaratmadığınızı düşünebilirsiniz; ama olaya bir de böceklerin açısından bakalım. Sayın balarısı kendi işiyle meşgul, bulduğu yonca tarlasından polen topluyor. Ve siz elinizde çim biçme makinesi, böcek spreyi ya da yuva bozucu bir sopayla yaklaşıyorsunuz.
Bu böcekler uzak durmanız uyansında bulunmak için sokarlar sizi. Keskin küçük iğnelerini saplayarak yaşama ortamlarını savunurlar. Akıllıysanız bu noktada durumu hemen fark eder, yuvadan uzaklaşırsınız. Aksi halde sayısız kez sokularak dersinizi en acı biçimde alırsınız.
Arılar derinizden içeri zehir enjekte ederler. Çoğu kişide bu zehir çeşitli tepkilere neden olur. Önce sokma yerinin çevresi acır. Sonra burası şişer ve kızarır. Zehir kaşıntıya da yol açabilir. Bunlar yalnız sokma yerinin hemen çevresinde ortaya çıkan yerel tepkilerdir.
Alerji söz konusu olunca bu belirtiler bütün vücudunuzda görülebilir. Arı ayağınızı soksa bile, sırtınızda kurdeşen dökebilirsiniz. Vücudun diğer bölümlerinde de kızartı ve şişkinlik gelişebilir. Ağır vakalarda anafilaksi belirtileri ortaya çıkar:
Boğazda şişme, soluma güçlüğü, tansiyonda düşme, bulantı ve diğer belirtiler. Bunlara bütün vücutta ortaya çıktıklarından sistemik (genel ya da yaygın) tepkiler denir.
Böcek sokmalarında ortaya çıkan alerjik tepkilerin mekanizması saman nezlesindekine çok benzer. Özgül antikorlar (IgE, yani immünoglobülin E’den yapılmışlardır) bağışıklık sisteminin saptadığı bir alerjeni yakalayarak mast hücrelerine ya da bazofillere bağlar. Bu hücreler yabancı maddeleri imha eden histamin ve başka zehirli maddeler salar. Sonuçta kurdeşenden astıma kadar değişen bir alerjik tepki ortaya çıkar. Sorunu yaratan şey doğrudan arının zehri değil, zehirde bulunan belirli proteinlerdir. Zehrin kendisi yalnızca sokma yerinde küçük bir iz bırakır; vücuda yayılan bir alerjik tepkiye yol açmaz.
Başka birçok alerjik tepkide olduğu gibi sorunların ortaya çıkması, alerjene karşı duyarlılık kazanmaya bağlıdır. İnsan papatya polenini ilk kez soluduğunda saman nezlesi olmaz. Bir arı ilk kez soktuğunda da alerjik tepki ortaya çıkmaz. Çünkü bağışıklık sistemi önce alerjene karşı IgE antikorlarını üretmelidir. Bu antikorlar üretildikten sonra o alerjenle temas bir tepkiye yol açabilir.
An sokmasını saman nezlesinden ayıran özellik, tepkinin şiddeti ve alerjenin vücutta izlediği yoldur. Böcek sokmasına karşı alerji gelişme riski yüzde 1 dolayında kalırsa da, olası sorunlar şiddetli ve hatta belki de yaşamı tehdit edici boyutlardadır. Arı sokmasını izleyen dakikalarda vücutta anafilaksi tepkisinin belirtileri gelişmeye başlayabilir. Sizi ya da bir başkasını böcek sokmuşsa, anafilaktik şok belirtilerine karşı uyanık olmanız son derece önemlidir.
Böcek sokmasının ardında bu belirtilerden biri ortaya çıkmışsa hemen tıbbi müdahale arayışına girmelisiniz. Anafilaksi duyarsız kalınacak bir olay değildir. Şiddetli vakalarda kalp durması ve ölüme yol açabilir. Olayın nasıl seyredeceği önceden bilinemez. Bu nedenle işi asla şansa bırakmamak, hemen acil yardım almak gerekir.