ANKARA – Uzmanlar, özellikle önceki gebeliklerinde normalin üstünde kiloda bebek sahibi olan anne adaylarına gebelik öncesinde ”tanısal amaçlı oral glikoz (kan şekeri) tolerans testi” uygulanması gerektiği uyarısında bulundu.
Sağlıklı anne adayında, gebelik döneminde birçok kalıcı ya da geçici hastalıkla birlikte halk arasında ”şeker hastalığı” olarak bilinen ”diyabet” de görülebiliyor.
İ
nsulin salgılanması ve/veya insulin etkisindeki eksiklik sonucunda ortaya çıkan vücudun temel yapı taşları olan ve gıdalarla alınan karbonhidrat, yağ ve protein kullanımındaki bozukluk olarak tanımlanan diyabet, gebelikte de anne ve bebek açısından ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu, gebeliklerin yaklaşık yüzde 0,2- 0,3’ünde anne adaylarının daha önceden diyabet tanısı aldığını, gebelikte ortaya çıkan diyabetin görülme sıklığının yüzde 1-4 arasında değiştiğini söyledi.
ŞİŞMANLARDA DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR
Şatıroğlu, dünyada günde 135 bin gebeliğin, gebelikte ortaya çıkan diyabet ile birlikte meydana geldiğini ifade ederek, 25 yaşından küçük olanlarda, normal kiloya sahip kişilerde, ailede diyabet öyküsü bulunmayanlarda ve daha önceki gebeliklerinde herhangi bir sorun yaşamamış olanlarda gebeliğe bağlı diyabetin görülme sıklığının düşük olduğunu bildirdi. Şişman gebelerde, daha önceki gebeliklerinde diyabeti olanlarda, ailesinde diyabet öyküsü bulunanlarda diyabet gelişme riskinin yüksek olduğuna dikkati çeken Şatıroğlu, ”35 yaş üstü anneler, tekrarlayan düşükleri kadınlar, izah edilemeyen anomalili bebek doğuranlar, tekrarlayan vajinal ve üriner enfeksiyonu olanlar ve önceki bebeği 4 kilo 500 gramın üzerinde normalden iri olanlar anne adayları diyabet açısından risk altındadır” diye konuştu.
Şatıroğlu, bu nedenle önceki gebeliklerinde 4 kilo 500 gramın üzerinde doğum yapanlara gebelik öncesinde ”tanısal amaçlı oral glikoz tolerans testi” uygulanması gerektiğini söyledi. Gebelikte ortaya çıkan diyabetin tanısı için 24-28. gebelik haftasında bütün gebelere tarama amaçlı 50 gram glikoz testi yapılması gerektiğini belirten Şatıroğlu, şunları kaydetti:
”Gestasyonel yani gebeliğe bağlı diyabette annenin ve bebeklerin hastalıkları ile ölümleri arasında yakın bir ilişki vardır. Gebeliğe bağlı diyabette, bebekte aşırı irilik ile doğum sonrası kan şekeri düşüklüğü oluşurken, kan hücrelerinde bozukluk ve sarılık riski artar. Annede de gebeliğe bağlı yüksek tansiyon sık görülür. Bebeğin rahim içinde bulunduğu amniyon sıvısındaki artışına bağlı olarak ters gelişler sıkça görülebilir. Bu nedenle, bu hastalara, normal doğumdan ziyade daha çok sezaryen yapılmak zorunda kalınabilir.”
DOĞUM SONRASI TAKİP ÇOK ÖNEMLİ
Gestasyonel diyabetin, öncelikle diyet ile tedavi edilmesi gerektiğini belirten Şatıroğlu, diyetin yüzde 50-55 karbonhidrat, yüzde 30 yağ ve yüzde 20 protein içermesi gerektiğini söyledi. Şatıroğlu, günlük alınması gereken kalori miktarının, gebelik öncesindeki ideal kiloya göre hesaplanması gerektiğini, bunun kilo başına 30-35 kcal olduğunu ve kalori miktarının şişman hastalarda daha da düşürülebileceğini belirtti.
Diyet tedavisi sayesinde kilo kaybı ile insüline olan doku cevabının artırılmasının amaçlandığını ifade eden Şatıroğlu, kan şekerinin diyet ve egzersize rağmen normal seviyelerde tutulamaması halinde tıbbi tedavi uygulanması gerektiğini bildirdi.
Şatıroğlu, gebelikleri sırasında diyabet tanısı alan hastaların doğumdan sonra da takip edilmesi gerektiğini belirterek, ”Doğumu takiben 6-8. haftalarda 75 gramlık glikoz tolerans testi ile kalıcı diyabetin oluşup oluşmadığı tespit edilmeli. Diyabeti olan anneye gelecekteki gebelikler için tavsiyede bulunulmalı. Düşük doz doğum kontrol hapları kullanılabilir. Bu ilaçlar kullanılmaya başlandıktan sonra kan şekeri yakından takip edilmeli. Eğer hasta doğurganlığını tamamlamışsa tüp ligasyonu ile rahim kanalları bağlanarak kalıcı bir şekilde gebelik engellenebilir” dedi.