İnsan sütünün kimyasal yapısı, kuşkusuz, bebek için en ideal olanıdır. bebek gelişiminde anne sütünün önemi çoktur. Proteinli madde miktarı binde dokuz gram oranındadır ve protein ve kazein (sütte bulunan bir fosfoproteit) oranı da 1- 0,4’tür. Anne sütü inek sütünün içerdiği ve büyük ölçüde allerji yapan proteinleri içermediği gibi, bağırsaklardaki mikroorganizmaların üremelerini engelleyen koruyucu nitelikte başka proteinlere de sahiptir. Anne sütündeki aminoasitler, çocuğun eksiksiz gelişmesini sağlarlar. Aminoasitler, proteinleri oluşturan maddelerdir. Kalori gereksiniminin yaklaşık yarısını karşılayacak kadar yüksek miktara ulaşan lipitlerin (organik yağlar) büyük bölümü, bağırsaklar tarafından kolaylıkla eritilebilen, doymamış yağ asitlerinden oluşmuştur; bunların en önemlisi de, linoleik asittir. Emzirmenin sonuna doğru anne sütündeki yağların yoğunluk kazanması, bebeği tok tutar. Bu yağ asitlerinin koruyucu bir işlevi olduğu bile söylenmektedir. Yapılan çok ilginç bir araştırma çocukluğunda anne sütüyle beslenmiş olanların damar sertliğine daha az yakalandıklarını ortaya çıkarmıştır.
İnsan sütündeki şeker, inek sütün-dekine göre daha azdır. Bu da bağırsakların asit oranını yükseltir. Yüksek asit oranı da zararlı bir mikroorganizma olan Escherichia Coli’nin (insan dışkısında bulunan ve çeşitli hastalıklara neden olan bir bakteri) büyümesini engeller. Anne sütüyle beslenen bebeklerin daha az ishal olmalarının nedeni budur. Glikoz molekülünü oluşturan maddelerden biri de, laktozdur. Laktoz, karaciğerin işlevini yerine getirebilmesi için olduğu kadar beynin beslenmesi ve gelişmesi için de gerekli bir maddedir. İnsan sütünde, bazı vitaminlerin de günlük gereksinimi karşılamaya yeterli miktarda (D,E,C) bulunduğu sanılıyor. Demir, potasyum gibi madenler de anne sütünde oldukça iyi dengelenmiş durumdadırlar ve miktarları yeni doğmuş bebeğin böbreklerinin kısıtlı çalışma kapasitesine uygundur. Madenler arasında en iyi emilen, demirdir. Nihayet, anne sütünün içinde bulunan ve bebeği mikroplara karşı koruyan etkenlerden de söz etmek gerekir: Bunlar, virüs ve bakteriler gibi hastalık etkenlerine karşı organizmayı koruyan antikorlardır. Memeyle beslenen bebeklerin bağırsak hastalıklarına çok güç yakalandıkları da bilinmektedir. Anne sütü yapay süt gibi havayla ve dış ortamla temas etmiş olmadığından son derece temizdir, herhangi bir mikrop içermez. Sonuç olarak anne sütü bebeğin yaşamında ve bebek gelişiminde çok önemli bir durumdadır.
Hiçbir mama ve süt,anne sütünün yerini tutamaz. Süt vermenin anneye de yararı olduğu unutulmamalıdır.