– Yavaş yavaş yakın geçmişteki olayları unutmak ve yeni bilgileri öğrenememek.
– Gittikçe artan kendini tekrarlama eğilimi, cisimleri yanlış yerlere koyup kaybetmek ve kaybolmak.
– Kişilik, değerlendirme ve sosyal yönden bozulma göstermek.
– Artan sinirlilik, huzursuzluk, depresyon, zihin dağınıklığı ve yerinde duramama.
Demans, zihinsel ve sosyal yeteneklerde, günlük hayattaki davranışları etkileyecek derecede bir düşüşle karakterize olan belirtilerin toplamı şeklinde bir sendromdur. Alzheimer hastalığı, demansın en sık rastlanan şeklidir. Demansın (bunamanın) bazı tipleri belirli nörolojik ve tıbbi hastalıklar sonucu ortaya çıkar ve tedavisi mümkün olabilir. Fakat Alzheimer hastalığının nedeni bilinmemektedir ve hiçbir etkili tedavi mevcut değildir. Alzheimer hastalığının belirtileri ilerleyicidir fakat dejenerasyonunun hızı insandan insana büyük farklılıklar gösterir.
Alzheimer hastalığı tedricen beynin belirli bölgelerinde anormallikler doğurur. Hastalığın özel davranış belirtileri beynin hangi bölgesinin hastalık prosesinden etkilendiğine bağlıdır. Alzheimer hastalığına tutulan bir kişinin beyin hücreleri, bir Alman nörolog olan Alois Alzheimer tarafından ilk olarak 1906’da tarif edilmiş olan bazı karakteristik özellikler gösterir. Beynin aynı zamanda, beyin hücrelerinin birbiriyle ileşitim kurmalarını sağlayan maddelerle ilgili kimyasal anormallikleri de vardır.
Alzheimer hastalığının nedeni ve tedavisi konusunda araştırmalar ilerlemektedir. Araştırılan birçok muhtemel nedenin arasında genetik aktörler, toksinlere maruz kalma, anormal protein üretimi, virüsler, kanla beyin arasındaki engelle, anormallikler ve nörokimyasal anormallikler vardır. Şimdiye kadar her şeye cevap verecek tam bir teori ortaya atılmamıştır. Fakat yaşlanmanın ve genetik faktörlerin hastalığa katkısı varmış gibi görünmektedir. Alzheimer hastalığı bütün demans (bunama) vakalarının yaklaşık yüzde 50 ile 60’ını oluşturmaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşık 2.5 ile 2.8 milyon kişide Alzheimer hastalığı vardır. Bu hastalık 65 ile 74 yaş arasındakilerin yaklaşık yüzde 4’ünde 75 yaşından 84 yaşına kadar olanların yüzde 10’unda ve 85 veya daha yukarı yaştakilerin yüzde 17’sinde meydana gelmektedir. Bu hastalık gençlerde son derecede nadirdir, orta yaşta görülmesi de sık rastlanan bir olay değildir.