Alkol, kısa süre hoş duygular vermesine rağmen, bağımlılık yapan ve zararlı etkileri olan bir maddedir. Alkollü içecekler denildiğinde aklımıza rakıdan biraya, şaraptan viskiye, cinden votkaya çok çeşitli içkiler gelir. Bu içkilerin içeriğindeki alkol oranı farklı olsa da hepsinde de alkol bulunmaktadır.
Alkollü içkiler etil alkol içerirler. Bu maddenin az miktarı görünüşte canlılık verdiği zannedilirse de daha çok alındığında zararlı etki gösterir. 200-300 mg/cc kan seviyesine ulaşırsa depresyon ve fiziki güçlerin yönlendirilmesinde güçlükler ve azalmalara neden olur. Kişiden kişiye ve bünyeye göre değişmekle beraber alınan miktarın daha da artması ve 500 mg/cc’yi bulmasıyla nefes alma güçleşebilir ve hatta ölüme sebebiyet verebilir. Bu etkiler alkolün birden alınmasında ortaya çıkan belirtilerdir. Devamlı alanlarda ise vücut işleyişinde kalıcı bozukluklar olur. Etil alkol vücutta metabolize olabilen tek alkol türüdür.
Metil alkol, alkolü metabolize eden enzimleri meşgul ederek bu süre içinde Metil alkolun vücuttan uzaklaşmasını sağlar. Çünkü vücuda, asıl zehirli olup atılamayan ürün Metil Alkol değil vücutta Metil Alkolden oluşan Formaldehidtir. Oysa Etil alkolden oluşan Asetaldehid vücuttaki Aldehid dehidrogenaz enzimi tarafından metabolize edilip atılır. Etil alkol sanayide üretilmiş olan ilk arabaların çalışmasında kullanılmıştır. Sanayideki Etil Alkolun üretimi Etan gazının Sulfrik asit eşliğinde (katalizor olarak) suyun içinde çözülmesiyle olmuştur.