Alışveriş ciddi iştir!

Her zaman bir danışmana sahip olmanın lüksünü tatmak istediniz. Dolabınız o kadar düzensiz ki asla aradığınızı bulamıyorsunuz. Her mevsim dolabınızı yeniden düzenlemek hayatınıza yeni bir stres kaynağı daha ekliyor. Neredeyse üniformanız haline gelen o siyah takım, giysi potansiyelinizi değerlendirmenizi önlüyor. Dolabınızı düzenlemeye harcayacağınız vakti daha çok zevk alacağınız bir şey yaparak geçirmeyi isterdiniz. “Garde Robe” tüm bu sorunlarınızın çözümü olmaya aday!” işte internet aracılığıyla ulaşabileceğiniz (tabii Amerika’da, hatta New York’un kalbi Manhattan’da yaşıyorsanız) yüzlerce siteden birisinin verdiği sıradışı bir hizmet. Bu hizmetin gelişimi şöyle oluyor: Şirketle bağlantıya geçiyorsunuz. Birlikte kararlaştırdığınız bir gün gelip kapınızı çalıyorlar, içeri buyur ediyorsunuz, oyalanmadan gardırobunuza bir göz atmak istiyorlar. Dağınık rafların ve karışık askıların karşısında kollarını kavuşturmuş, düşünceli gözlerle birkaç dakika duruyorlar. Bu sırada teşhisini bekleyen bir hastanın tedirginliğiyle, derin derin soluyarak yanıbaşlarında dikiliyorsunuz. Giysilerinizin arasından kuru temizlemeye gitmesi gerekenleri belirliyorlar. Mevsime göre bir

sınıflandırma yapıyorlar ki aklınız karışmasın. Bütün giysilerinizi ve aksesuvarlarınızı tek tek fotoğraflıyorlar, bilgisayara yüklüyorlar ve katalog haline getiriyorlar. Her bir parçayı kumaşın hava almasını sağlayan kanvas çantalara yerleştiriyorlar. Oluşturdukları arşiv sayesinde Kişisel online gardırobunuz hazırlanmış oluyor. Online gardırobunuza ve bir gardırop uzmanının görüşlerine 7 gün 24 saat ulaşabiliyorsunuz. Uzmanından alışveriş turları Alışveriş danışmanlığının ya da diğer bir adıyla “ay ben şimdi ne giyeceğim!” sendromunun profesyonel çözümleyicilerinin Milano şubesi de şehrin mağazalar konusundaki zengin avantajlarından yararlanarak, şöyle cin bir fikir üretmiş: Diyelim siz Milano’ya gelmiş şaşkın, mutlu ve zengin bir turistsiniz. Zaten yakışıklı ve havalı İtalyan erkekleri başınızı döndürmüş, bir de vitrinlerle bahşetmeye mecaliniz yok. Önceki tatillerden hatırlıyorsunuz, şu alışveriş konusunda kendinize hakim olama-ıp tarzınızın dışında ya da asla giyme imkanı bulamayacağınız pahalı kıyafetleri kaç kere mağazanın hatta şehrin havasına kapılıpaldınız. Önemli olan hata yapmak değil tekrarlamamaktır sözünden hareketle bilinçli bir moda tüketicisi olmak için bir ajansa başvuruyorsunuz. Ajans size profesyonel bir ekiple birlikte şehirdeki tüm ünlü markaları ziyaret imkanı sunuyor. Alışverişiniz sırasında alışveriş danışmanları sizin için en uygun parçaları seçerek, önerilerde bulunuyorlar. Hatta diyelim ki turistlikle alakanız yok, iş için Milano’dasınız, toplantılardan başınızı kaldıramıyorsunuz ama alışveriş arzunuzu da bastıramıyorsunuz. Bu sefer ajansa kadar zahmet ediyorsunuz ve önünüze yığılan ünlü markaların son koleksiyonlarının kitaplarını yine bir danışman eşliğinde inceliyorsunuz. Hoşunuza gidenleri işaretleyip çıkıyorsunuz; onlar bedeninize uygun modelleri bulup otelinize teslim ediyorlar. İmaj herşeydir Kariyeriyle meşgul olan işkadınları Batılı ülkelerde alışverişin ritüellerinden çoktan vazgeçmişe benziyor. Tüm cumartesi öğleden sonralarını, ayaklarına kara sular inene kadar sokaklarda butik butik dolaşmaya ayıramadıklarından ya da bir alışveriş merkezinin hengamesine girecek kadar vakitleri olmadığından kendilerini uzman ellere bırakıyorlar. Ünlülerin imaj ve alışveriş danışmanları olmasına alışığız zaten. Son zamanlarda alışveriş danışmanlığı hizmetinden yararlanan kadın kategorileri çeşitleniyor ve sayıları çoğalıyor.! Tıpkı hizmetlerde olduğu gibi hamile kadınlar için çalışan biri şirket bile mevcut. Ayrıca çocuğunuza bir dadının yanında trendleri takip etmesinden sorumlu olabilecek alışveriş danışmanı da tutabiliyorsunuz. Amerika’da yapılan istatistikler dış görünmüz hakkında bu kadar kaygılanmamızın haksız yere olmasını ispatlıyor. Kariyer gelişiminde imajın yetenek ve becerileri dokuz kat daha fazla önem taşıdığı saptanmış. Aynı işyerinde aynı kültür ve eğitim düzeyindeki iki kişi karşılaştırıldığında kişisel imajı etkili olan kişi çevresinde fark yaratmayı da başarıyor, daha çok seviliyor, daha kolay güven kazanıyor ve böylece daha çabuk yükselme şansına sahip oluyor. Uluslarası İmaj Danışmanları Derneği’nin Türkiye’de onayladığı ilk ve tek profesyonel imaj danışmanı Özlem Çakır. Bu hanımefendinin bireysel danışmanlık programında birinci etabı, kişinin moda kimliğinin incelenmesi, bu kimliğin işine ve sosyal yaşamma uygunluğu, vücut ve yüz şeklinin incelenmesine renk analizi oluşturuyor, ikinci etap gardırop planlamasını içeriyor ve kişiye zamandan tasarruf etmesini sağlayacak taktikler ve alışveriş stratejileri veriliyor. Son etap ise önceden belirlenmiş bütçe doğrultusunda kişiye özel alışverişe çıkılması. Kulağınıza hoş geliyor mu bilmiyoruz ama doğru bir imajı oluşturmanın olmazsa olmaz koşulları arasında giydikleriniz üst sıralarda yer alıyor. Elbette önce bakışınız, saç kesiminiz, duruşunuz geliyor ama renk tercihleriniz ve aksesuvar detaylarının uyumunun bile insanların sizin hakkınızda varacakları yargıyı etkileyeceğini unutmayın. “Kendini pazarlama yönteminin” en önemli kısmı ise öz güvenli olmanız gerekliliği. Üstünüzde ne kadar iyi parçalar olursa olsun, tüm bir imajın temel direği hiç tartışmasız kendinize olan güveniniz ve elbette bu güvenin duruşunuza, bakışınıza, gülüşünüze yansıması. Hatta öyle olmasanız bile öyle davranmalısınız ki danışmanınızın yüzünü kara çıkarmayın! Los Angeles’ta imaj danışmanlığı yapan David Wygant hafta sonunu müşterisiyle geçirip, tavırlarından gardırobuna kadar her şeyine el atarak, müşterisinin yeni tanıştığı insanlara verdiği ilk izlenimi mükemmelleştirmeye çalışıyor. Wygant’ın hizmetinin bedeli müşterilerine on bin dolara maloluyor. “insanlar, kendilerinde olmayan bir şeye sahip olan insanlardan etkileniyorlar” iddiasındaki Wygant şunu öneriyor: “Bu özelliklere sahipmiş gibi davranıp, hiç değilse kandırın!” Alışveriş ya da imaj danışmanı tutmak size pahalı bir seçenek gibi gözüktüyse veya sadece kulağınıza hoş gelmediyse birkaç önerimiz olacak. Tıpkı bu “uzmanların” yaptığı gibi açın elbise dolabınızı, önce neyiniz var neyiniz yok saptayın. Raf ve askıları düzenlerken mümkün olduğunca kategoriler yaratın; etekler bir yana, gömlekler bir yana gibi. Elbette kullanım alanı geniş olan bir dolaba sahipseniz kıyafetleri organize etmeniz daha kolay olacaktır. Böyle bir dolabı toplu tutmak da daha az zahmet gerektirir. Arka raflarda göremeyeceğiniz kıyafetler kalmamasına dikkat edin. İkinci aşama olarak günlük hayatınızda daha çok ne gibi parçalara ihtiyaç duyduğunuzu hatırlayın. Özellikle klasiklerden eksiğiniz varsa alışverişlerinizde buna öncelik verin.Tarzınızı daha iyi ifade etmek ve trendleri yakalamak daha zor bir mevzuu tabi..