Alerji Terimleri Sözlüğü
Kitabın çevirisinde kolay, anlaşılır bir dil kullanma çabası kaçınılmaz olarak tıp jargonundan uzaklaşmamızı gerektirdi. Buna karşılık bir hekimle görüşürken, sözgelimi “servikal vertebra” dendiğinde şaşırmamanız, bunun boyun omurlarından başka bir şey olmadığını bilmeniz açısından, tıp jargonuyla köprü kuracak, aynı zamanda kitapta geçen kısaltmaların açıklamalarını verecek küçük bir sözlüğü ekleme yoluna gittik.
agonist: doğal yoldan üretilmiş maddelerin normal olarak uyaracağı hücre alıcılarına bağlanma eğilimi gösteren ve bu alıcılardaki fizyolojik etkinliği artıran ilaç
alerjik enflamatuar yanıt: iltihaplı alerji yanıtı
antagonist: bir maddenin etkisini ortadan kaldıran başka bir madde; örneğin, hücre alıcılarına bağlanarak vücutta biyolojik bir yanıtın ortaya çıkmasını engelleyen bir ilaç antagonisttir
antienflamatuar: iltihap giderici
antikonvülzan: havaleye karşı ilaç
atopik dermatit: egzama
bronkodilatör: bronş genişletici
dekonjestan: şişme ya da doluluğu (konjestiyonu) azaltan ilaç
dermatit: deri iltihabı
diare: ishal
endokrin sistemi: iç salgı sistemi
enflamasyon: iltihap, yangı (İngilizce’de inflammation olarak geçen bu terimi yaygın kullanımı nedeniyle “iltihap” olarak çevirdik. Ama aynı kelime halk arasında irin, mikroplu akıntı gibi anlamlan da kapsayacak genişlikte kullanılabiliyor. İltihabın yalnızca vücudun gördüğü zarar karşısında verdiği korunma tepkisi olduğunu akılda tutmak, bazı yanlış anlamaları ortadan kaldıracaktır.)
entolerans nedir: tahammülsüzlük
eritrosit: alyuvar
FDA: Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi; Food and Drug Administration için kısaltma
immün sistem: bağışıklık sistemi
immünoterapi: bağışıklık tedavisi.
inhale: solukla içeri çekilen
inhaler: solukla içeri çekmeye yardımcı alet
insomnia: uykusuzluk
iritan: tahriş edici; örseleyici
iritasyon: tahriş; örselenme
komplikasyon: bir hastada asıl hastalığına bağlı olarak başka bir hastalık ya da hastalıkların ortaya çıkması
konstipasyon: kabızlık
kontakt dermatit: temas dermatiti
kontamine, kontaminasyon: bulaşık, bulaşma; hazırlanan ürünün istenmeyen madde ya da canlılarla kirlenmiş olması, bulaşık duruma getirme
konvülziyon nedir: havale
lezyon: yara; daha çok sınırları ve niteliği belli yaralar için kullanılır
lökosit: akyuvar
nazal: burunla ilgili
oral: ağız yoluyla; ağızdan
pereniyal: mevsimlik olmayan; yıl boyunca ya da yıllarca süren
reseptör: alıcı
respiratuvar: solunumla ilgili
rinore: nezle; burun akıntısı
rinit: saman nezlesi, alerjik nezle
sedatif: sakinleştirici
semptom: belirti; hastanın ya da hastalığın öznel (örneğin hastanın algıladığı) biçimde ortaya konan özellikleri; hastalığın nesnel (örneğin hekimin incelemeyle saptadığı) özelliklerine bulgu denir
sendrom: birlikte ortaya çıkan belirtiler demeti, belirtiler yelpazesi
trake nedir: soluk borusu
ürtiker: kurdeşen