Alerji, kişilerin, aslında zararlı olmadıkları halde bazı maddelere karşı aşırı reaksiyon göstermesidir. Bizi zararlı organizmalara karşı koruyan bağışıklık sistemimiz, görevleri istilacıları (antijenleri) zararsız hale getirmek olan vücut savunmacılarını (antikorlar) üretir. Normalde vücudumuzu koruyan bağışıklık sistemi, bazı insanlarda zararlı olmayan birtakım maddelere de aşırı yanıt verir. Bu reaksiyonlara aşırı duyarlılık ya da alerji adı verilir. Alerjik reaksiyona yol açan antijene de allerjen adı verilir.
Alerjik reaksiyonlar, tek tip değildir; birçok yolla ortaya çıkarlar, vücudun değişik bölümlerinde meydana gelebilirler ve çeşitli şiddette olabilirler. Bağışıklık sistemimiz, iyi bir belleğe sahiptir. Yaşamımızın başlangıcında, organizmamız yabancı maddelerle karşılaştığında, bağışıklık sistemi onları tanımayı ve belleğine almayı öğrenir. Ardından yabancı maddelere (antijenlere) karşı antikorlar üreterek yanıtını hazırlar.
Organizmada ne zaman aynı antijen görülse, hatırlama özelliği nedeniyle daha önceden hazırlanmış yanıt başlar. Bu nedenle saman nezlesi olan bir kişi her yıl polenlerle karşılaşınca bağışıklık sistemindeki bu özellik sebebiyle hemen reaksiyon gösterir.
Duyarlanma
Duyarlanma, bağışıklık sisteminin antijenle temas etmesi, onu belleğine alması ve ona karşı özel antikorları üretmesidir. Daha sonraki karşılaşmada bağışıklık sistemi, antijeni kolaylıkla tanıyacak ve hemen reaksiyon gösterecektir. Bir allerjene karşı duyarlanma için gerekli olan süre, kişiden kişiye değişir.
Atopi
Atopi, alerjik bir bünyeye sahip olmak demektir. Bu durum kalıtsaldır. Başlıca üç çeşit atopik hastalık vardır:
Atopik dermatit (egzema)
Alerjik rinit
Alerjik astma
Alerjik rinit, çoğunlukla göz alerjisi (konjunktivit) ile birlikte olabilir. Atopik kişiler, genetik olarak İgE tipi antikorlar üretme eğilimindedir. Bu İgE antikorları da çevrede bulunan ve normalde zararsız olan allerjenlerle (polenler, ev tozları vb.) etkileşime girerek, alerjik reaksiyonu başlatır.
Bir çocuk, eğer bir ebeveyni alerjikse %30 alerjik olma riski taşır. Eğer her iki ebeveyni de alerjikse, alerji gelişme riski %60’tır. Bununla birlikte alerjiler ikinci nesilde görülmeyebilir.
Ev Tozları
Ev tozlarının miktarı, evin yerine, bulunduğu yerin iklimine, deniz seviyesinden yüksekliğine göre büyük oranda değişir. Evden eve (bir çiftlik evi ile apartman dairesi aynı değildir) veya bir evin farklı odalarında da değişkenlik gösterebilir (banyo ile yatak odası bir değildir). Fakat değişmeyen birşey vardır ki ev tozları, bir allerjen deposudur.
Ev tozları içinde alerjiye sebep olan etken, mite (akar) dediğimiz ev tozu böceğidir. Akarlar, küçük örümcek benzeri canlılardır ve gözle görülemezler. Ortalama 0.3 mm uzunluğundadırlar. Ev tozları içinde yaşayan ve solunum yolu alerjilerine neden olan iki önemli akar türü vardır. Dermatophagoides Pteronysinnus ve Dermatophagoides Farinea, bunların latince adlarıdır.
Akarlar, insanların deri döküntüleri ile beslenirler. Başlıca yatak içinde (yastıklar, yatak, yorgan vs.) yaşarlar, çünkü deri döküntülerinin en çok bulunduğu yer buralarıdır. Depo gibi yerlerde de yoğun olarak bulunurlar.
Akarların dışkıları da alerjiktir. Yataklardan alınan bir gram tozda 2000 ile 15000 arasında akar bulunabilir. Ev tozu akarlarına karşı olan alerji; astma ve rinit, nadiren de konjonktivite yolaçar. Yakınmalar, özellikle uykudan uyanınca başlar. Belirtiler, yıl boyu sürer ancak sonbahar ve kışın kötüleşme gösterebilir.
Polenler
Polen, bitkilerin erkek tohumudur. Bitki türlerine bağlı olarak çok farklı şekilleri olan ince taneciklerden meydana gelir. Ortalama boyutu 0.05 mm’dir. Bu da çıplak gözle görülemeyeceği anlamına gelir. Polen tanecikleri, birçok alerjik protein içerirler. Bu taneciklerin küçük ve ince olanları, rüzgar yolu ile dağılırlar (anemophilus polenler). Daha büyük olanları ise böceklerle taşınırlar (entemophilus polenler).
Rüzgarla dağılan polenler, daha allerjeniktirler ve geniş alana yayılabilirler. Bu nedenle bu polenlere karşı alerjisi olan kişilerin çevrelerinde bitkiler olmadığı halde şikayetleri ortaya çıkabilir. Böceklerle dağılan polenler, parlak renkli ve güzel kokulu (böcekleri cezbetmek için) çiçekleri olan bitkiler tarafından küçük miktarlarda üretilirler. Dağılım yolu sebebiyle atmosferde bulunmazlar ve küçük miktarda üretildiklerinden, bu polenlere karşı az sayıda insan alerjiktir.
Polen alerjisine yol açan başlıca üç bitki ailesi vardır. Bunlar çayır otları, ağaçlar ve yabani otlardır. Alerji hastaları, havadaki polen konsantrasyonunun belli bir düzeyi geçmesinden sonra alerjik belirtiler gösterirler. Bu polen konsantrasyonu, türlere göre değişmekle beraber havada her metreküpte 10-20 tanecik olarak hesaplanmıştır.
Ağaçlar ocak-mayıs arası, çayır otları mayıs-temmuz arası, yabani otlar ise temmuz-ekim arası polen verirler. Polenlere karşı olan alerji, alerjik rinit, alerjik konjunktivit, alerjik astma ve akut ürtiker şeklinde ortaya çıkabilir. Yakınmalar, sadece yılın belli zamanlarında olur ve diğer aylarda kişi tümü ile sağlıklıdır.
Küf Mantarları
Küf mantarları, gözle görülmeyen alerjik etkisi olan sporlar üretirler. Renkleri türden türe değişir. Ev dışında (çürüyen bitkiler üzerinde veya havada) bulunabilecekleri gibi, ev içinde (evin güneş görmeyen nemli yerlerinde) de bulunabilirler. Polenler gibi atmosferdeki spor sayısı, hava koşullarına bağlıdır. Havanın sıcak ve nemli olduğu zamanlarda, örneğin yazın sonlarına doğru ve sonbaharda en fazladır.