Turpgiller familyasından olan alabaş, biraz şalgama ve turba benzeyen antioksidan özelliği olan, kalorisi düşük son derece yararlı bir sebze. Yüksek vitamin ve mineraller barındıran alabaş, kış sebzesi olsa da artık yılın dört mevsiminde Pazar tezgahlarında yerini alıyor. sofralardan eksik edilmemesi gereken besinlerden birisi sayılıyor. Sıfır kalorili alabaş, kilo vermek isteyenlerin diyetinde sıklıkla yer alması gerektiği belirtiliyor. Ülkemizde yeni yeni ilgi görmeye başlayan alabaş, dengeli beslenmede mutlaka tüketilmesi gereken bir sebze. Alabaş kuvvetli bir antioksidan olduğundan, birçok kanser türüne karşı koruyucu özelliği olduğu biliniyor. Sağlığımız açısından yararları saymakla bitmeyen alabaş bakalım hangi şikayetlere iyi geliyor?
Alabaşın yararları
Turpgiller ailesindeki diğer sebzeler gibi, bazı kanser hastalıklarına yakalanma riskini azaltan bitkilerden birisidir. Özellikle akciğer ve kalınbağırsak kanserlerine yakalanma oranını minimuma indirir. Antioksidan özelliğiyle kalp hastalıklarından korunmaya yardımcı olur. Felç ve katarakt risklerini de önemli ölçülerde azaltır. Alabaşın demir ve folik asidi içermesiyle, başta kansızlık ve hamile kadınların spina bifida (omurganın bir yanının açık olması) hastalığı taşıyan çocuk doğurma riskini en aza indirir. Yüksek oranda potasyum içerdiğinden, hiper tansiyonu düşürür. Alabaşın, böbrek ve safra kesesinden taş düşürmede yararlı olduğu da söylenmektedir. Alabaş boğaz hastalıklarında da etkilidir. Özellikle ses kısıklığına, bademcik enfeksiyonuna iyi gelir. Romatizma ağrılarının hafifletilmesinde yardımcıdır. Anne sütünü arttırıcı etkisi de vardır. Alabaş sıkılarak suyu içildiğinde, öksürüğe ve bronşite iyi gelir. Lif açısından zengin olan alabaş, tok tuttuğu için sofralarda salatalara eklenmeli, ya da çiğ olarak tüketilmelidir.
Avrupa’da çok tüketiliyor
Alabaş ülkemizde hak ettiği ilgiyi göremezken birçok Avrupa ülkesinde çok tüketiliyor.
Türkiye’de, özellikle Karadeniz ve Marmara bölgelerinde üretilen alabaşın, dengeli beslenmek için ideal bir besin olduğu söyleniyor. Avrupa’da sevilerek tüketilen alabaşın yaprakları salata şeklinde, yumrusu ise çiğ veya pişirilerek yeniyor. Şekli ve tadı şalgamla, turp arasında lezzette olan alabaşın yumruları genellikle açık yeşil ve eflatun tonlarında alacalı oluyor. 1 yumru 300 gram ile 1 kg arasında değişen ağırlıkta olabiliyor.