Akut Solunum Yolu Tıkanıklığı, Solunum Yolunun Tıkanması
Bebek ve çocukların erişkinlere göre daha küçük ve dar olan larinks ve trakealarının tıkanması hem daha kolay hem de tehlikelidir. Yenidoğanda en sık nedenler doğumsal anormalliklerdir. Larinks stenozu, çift yanlı vokal kord paralizisi, doğumsal subglottik stenoz, larinks perdesi (web), koanal atrezi gibi durumlarda hızla hasta değerlendirilmeli ve gerekli girişim yapılmalıdır. Muayene genel anestezi altında dikkatle yapılmalıdır (direkt laringoskopi, burun nazofarinks endoskopisi). Çift yanlı kord paralizisi normal yenidoğanda görülebileceği gibi, me-ningosel, hidrosefali ya da Arnold Chiari malformasyonuyla doğum travması olan çocuklarda da görülebilir. Tek yanlı paralizi daha çok sol yandadır. Yenidoğanda ağız boşluğu muayenesi de unutulmamalıdır. Daha büyük çocuklarda önce yabancı cisim düşünülmelidir. Daha sonra enfeksiyonlar değerlendirilmelidir.
Akut laringotrakero-bronşit genellikle beş yaşın altındaki çocuklarda, paraenfluenza, adenovirüs, kızamık virüsünün neden olduğu bir hastalıktır. Genellikle ikincil bakteriyel enfeksiyonlar eklenir. Solunum yolunun daralmasıyla trakea ve bronşlara sızan koyu kıvamlı yapışkan eksüdaya bağlı olarak solunum yolu tıkanıklığı ortaya çıkar. Epiglottit Hemofilus Enfluenza tip B’nin neden olduğu, larinks yapılarında (özellikle epiglotta) yerel ödem oluşturan bir enfeksiyondur. Muayene mutlaka ameliyathane koşullarında yapılmalıdır. Çünkü dil basacağının uyaracağı refleks la-ringospazmla tam bir tıkanıklık ortaya çıkabilir. Lateral boyun grafileri tanıda yararlı olabilir. Erişkinlerde solunum yolu tıkanıklığı, yaygın büyük tümörler, çift yanlı laringe-al sinir felci, yabancı cisim inhalasyonu (as-pirasyon sonucu solunum yoluna kaçan yemek parçaları), membranöz larinjit, difteri, perikondrit gibi enfeksiyon hastalıkları, an-jiyonörotik ödem ve travmalar sonucu gelişebilir.
Membranlı larinjit, streptokoklar, psödomo-nas auriginosa ya da spiroketler tarafından oluşturulur ve difteriden farklı olarak özellikle subglottis bölgesinde görülür. Akut la-ringeal perikondrit ise, larinks kıkırdaklarının perikondriumunun enfeksiyonudur ve travma, radyoterapi ya da tifoya ikincil olarak gelişir. En sık tiroid kıkırdak tutulur. Yutma ve konuşmayla artan ağrı en önemli belirtilerden biridir.
Anjiyonörotik ödemin alerjik ve kalıtsal şekilleri vardır. Genellikle yiyecekler, ilaçlar ve inhale edilen tahriş edici maddelere bağlıdır. Kalıtsal anjiyonörotik ödemde Cl este-raz inhibitör proteini eksiktir. Vücudun öteki bölgelerinde de ödem saptanır.
Akut solunum yolu tıkanıklığında, her şeyden önce başlıca amaç solunum yolunun açılmasıdır. Hekim gerçekleştireceği işlem konusunda deneyimli olmalı ve hızla kararını vermelidir. Entübasyon, koniotomi (kri-kotirotomi) ve trakeotomi yöntemlerinin seçiminde, durumun aciliyeti, hastanın yaşı ve eldeki aygıt olanakları göz önüne alınmalıdır.
Acil trakeotomi özellikle çocuklarda zor bir girişimdir. Önce entübasyon tüpü yerleştirildiğinde, gevşek olan çocuk trakeası sabit-lenmiş olur ve işlem kolayca yapılabilir. Laringoskop yoluyla entübasyon yapılması bronkoskop için de bir giriş yolu sağlayabilir.
Acil ve uzun süreli entübasyonun çok sayıda komplikasyonu vardır ve endotrakeal tüp yerleştirilmesi girişimi başarılı olamazsa hasta kaybedilebilir. Hava yoluna hızla krikotiroid membrandan girilebilir (koniotomi), çünkü bu bölge yüzeyseldir ve kolayca belirlenebilir. Krikotirotominin de subglottik stenoza yol açma insidansı yüksek olduğundan, en güvenilir yol olarak trakeotomi kalmaktadır. Üst solunum yolu tıkanıklığında, hastada istirahatte stridor, huzursuzluk varsa nabız sayısı artmışsa, hasta sırtüstü yatamıyor ve yardımcı solunum kaslarını kullanıyorsa trakeotomi düşünülmelidir. Solunum güçlüğü olan hastada seri ölçümlerde vital kapasite normal değerin %25’ine düşmüşse trakeotomi endikasyonu vardır.
Doğumsal solunum yolu anormalliklerinde, önce entübasyon ya da bronkoskopi denenebilir. Normal yenidoğanlar zorunlu olarak burundan soluduklarından, ağız solunumunu öğrenmeleri en az 3 hafta sonra olur. Bu nedenle koanal atrezi gibi durumlarda dikkatli olmak gerekir.
Enfeksiyon durumlarında (epiglotit, larin-gotrakeobronşit, difteri) önce solunum yolunu trakeotomiyle güvence altına alıp, daha sonra etkene yönelik tedavi (antibiyote-rapi) uygulamak gerekir. Yabancı cisim in-halasyonunda önce Heimlich manevrası uygulanır. Hava yolunun tam olarak tıkanmadığı düşünülüyorsa krikotirotomi uygulanabilir, ancak tam tıkanıklık durumlarında hızla trakeotomi yapılmalıdır.
Alerjik ödem durumunda trakeotomiye girişim için hazır olunarak, epinefrin ve korti-kosteroidler uygulanıp, hasta izlenmelidir. Kalıtsal anjiyonörotik ödemde kullanılabilen epsilon aminokoproik asidin yan etkileri oldukça fazladır.
Büyük kütleli neoplazilerde tümör solunum yolu tıkanıklığına yol açabilecek düzeydeyse nihai ameliyattan önce tümörü küçültücü girişimler yapılabilir ya da trakeotomi açılır. Ancak larinks kanseri gibi bir durumda ameliyat öncesi trakeotomiyle ameliyat arasında 24 saatten daha uzun bir sürenin geçmemesine özen gösterilmelidir. Bu süre uzadığında peristomal nüks oranlan artmaktadır.