Akrabalararası evliliklere endogamy denilir. Kan bağıyla akrabalık ilişkileri olan kişilerin evlenmesinde mahzur olduğu yolundaki peşin hüküm devamlı ortalıkta dolaşmaktadır. Bugün akraba evliliği denildiğinde, genellikle kardeş çocuklarının evlenmesini anlamaktayız. Aileye ait mal varlığı ve toprak bütünlüğünü korumak, aileyi oluşturan kimseler arasında sevgi ve saygı bağını kuvvetli kurmak gibi sebeplerle birçok kişi akraba evliliği yapmaktadır. Ülkemizde 1968′ de akraba evliliği oranı % 29.2 olarak hesaplanmıştır. Karadeniz ve Güneydoğu bölgelerinde daha sıktır. Yıllar geçtikçe akraba evliliği yapanların oranı düşmektedir.
* Genetik Yönü
Kalıtımın taşıyıcısı olan gençler, anne ve babadan eşit olarak çocuğa geçerler. Bir karaktere ait belirtilerin, diğerine baskın olması halinde o karaktere baskın (dominant) gen, diğerine ise çekinik (resesif) gen adı verilmektedir. Buna örnek olarak kahverengi mavi göz renklerini gösterebiliriz. Kahverengi göz rengi, baskın karakterdir. Bebekler ana babalarından kalıtımla, kahverengi-kahverengi, kahverengi-mavi, mavi-kahverengi, mavi-mavi genler gibi dört ihtimal (anne-babadan birinin göz rengi mavi, diğerinin kahverengi olduğunda böyle almış olur) almış olurlar. tık üç durumda bebeğin gözleri kahverengi (baskın olduğu için), son şıkta ise mavi (çekinik olduğu için) olacaktır.
İşte akraba ile evlenme, zararlı baskın ve çekinik genlerin üst üste gelerek ortaya çıkma şansını fazlalaştırdığından genetik bozuklukların görülmesine yol açabilmektedir. Bunların çocukta görülmesi için ana ve babanın her ikisinin de en az bir zararlı çekinik gene sahip olması gerekir. Biraz önceki göz rengi örneğinde olduğu gibi, mavi göz renginin çekinik genleri hem anneden hem babadan gelirse, çocuk mavi gözlü doğacaktır. Bazı zeka gerilikleri, fenil ketonüri gibi seyrek rastlanılan hastalıklar, altı parmaklı olma gibi bazı şekil bozuklukları işte böyle çekinik genlerin birleşmesiyle ortaya çıkarlar. çocuğun bu hastalıklara tutulması için, genlerin hem annede hem babada bulunması şarttır. Sadece bir çekinik gen in üstüste gelmesi durumunda o karakter çocukta belirecektir. Normalde atalarımızdan her birimize düşen payın farklı olması, daha akla yatkındır. Böyle evlenmelerin çoğunda zararlı çekinik genler çiftleşmemekte, dOlayısıyla da kalıtım hastalıkları pek sık görülmemektedir.
Denge, iki benzer eşin çiftleşmesiyle bozulur. Erkek ve kız kardeşlerde genellikle genlerin yarısı birbirinin aynıdır. Gen ortaklığının oranları, akrabalık uzaklaştıkça küçülür. Torunlar, dede ve ninelerin dörtte biri genine sahiptir. YeğenIerin genleri ise, genellikle amca ve halaların, day ı ve teyzelerin dörtte biri genine eşittir. Daha uzak akrabalıklarda bu oran kardeş çocuklarında olduğu gibi sekiz de bire düşmektedir.
Akraba ile evlenme, soya çekim ile geçen hastalıkların bulunduğu ailelerde bu yönden mahzurludur. Böyle durumlarda bazı çekinik genler çakışabilecek ve böylelikle hasta çocukların doğma ihtimali artacaktır. Fakat bu rahatsızlıklar oldukça seyrektir. Ve çocuğun hasta doğma ihtimali de yüksek değildir.
Akraba evliliklerinin bir başka yönü daha vardır. Bu tür evliliklerin azalması her birimizde bulunan zararlı çekinikgenler meselesini birden ortadan kaldırmamakta, ancak krizi ertelemektedir. İki kardeş çocuğundan, sakat bir yavru dünyaya gelirse ve bu çocuk da ölürse taşıdığı iki hasta gen kaybolur, yeni kuşağa geçmez. Kardeş çocuğu evlilikleri yapılmazsa bir zaman için bu hızlı yok olma durur.
Yıllar ve kuşaklar geçerken ayıklanmanın durması, aramızdaki çekinik ve zararlı genlerin fazlalaşmasına yol açar. Dolayısıyla akraba olmayan çiftlerin bile hasta ve sakat çocuk doğurma ihtimalleri çoğalır. akraba birleşimleri bir kuşakta eksildi mi, hastalıklar diğer kuşaklara naklediliyor demektir. Günümüzde her tehlikeyi göze alarak evlenmeye karar veren kuşaklara da, iyilik etmiş olmakla teselli bulabilir. Yalnız, çekinik bozukluktan dolayı çocukları ölürse, bu durumun üzücü yani ağır basacaktır. Hemofili (kanama hastalığı) gibi birçok hastalıkların, eskisi gibi akraba evliliğine bağlanmadığını da özellikle belirtelim.
* Ne Oluyor?
Michigan Üniversitesinden genetikçi James Neel, sadece akraba evliliklerinin tehlikelerinin abartıldığına değil, aynı zamanda kardeş çocukları arasındaki evliliklerin popülasyon sağlığını iyileştirme yönünde rol oynayacağına inanıyor. “Yüksek oranda akraba evliliği çekinik genlerin elenmesini sağlar” diyor.
Olayı daha iyi yorumlayabilmek için, kardeş çocukları evliliklerinin ortaya çıkardığı genetik problemin yapısını basit olarak belirtmemizde fayda var: Kuzenlerin genlerinin sekizde biri ortaktır, eğer bunların her ikisi de tahrip edici bir genetik düzensizlik için çekinik genler taşıyorIarsa böyle bir birleşmenin neticesinde böyle genlerin bir çift oluşturma ihtimali (dolayısıyla hastalığın ortaya çıkma ihtimali) oldukça yüksektir.
Neel bu noktada, genetik olarak sakat çocukların hamileliğin ilk safhasında düştüklerini, bu durumun bütün hamileliklerin yaklaşık olarak yarısında gerçekleştiğini ileri sürüyor. Neel, “Herhalde bu fıtratın genleri temizleme yoludur” diye ekliyor. Birçok nesil boyunca devam eden bu durum zararlı genlerin elenmesine yarıyor.
* Sonuç olarak:
Kalıtımla geçen belirgin hastalığı olmayan ailelerde, evlenmek isteyen kardeş çocuklarının rahatlıkla yuva kurabileceklerini belirtelim. Kalıtımla geçen rahatsızlıkların varsa, o zaman bu hastalığın dominat mı, ressesif karakterle mi geçtiği bazı üniversitelerimizin tıp fakültelerinde bulunan “genetik danışmanlık”lara sorulabilir. Böyle muhitte yaşamayanların doktora danışması uygun olur. Son bir sözümüz de ikide bir akraba evliliği aleyhine konuşan ve pekçok aileyi endişelere sevk eden felaket tellallarına olacak. Çocukların sakat olmasına çok daha fazla yol açan hamile iken içki ve sigara kullanma, röntgen şuasına maruz kalma gibi durumlar için uyarı vazifesi yapsanız insanlara gerçekten yardımcı olursunuz.