Akciğer zarı iltihabı genellikle akciğerde verem, emboli ya da apse gibi bir enfeksiyon süreci sonucunda gelişir.
Akciğer Zarı İltihabı Hakkında
Akciğer zarı iltihabının en kesin tanı yöntemi zar boşluğuna iğneyle girerek (torasentez) burada sıvı bulunup bulunmadığını anlamaktır. Alman sıvı örneği bulanık ya da irinli olabilir. Günümüzde antibiyotik tedavisinin yaygınlaşmasına karşın, bazı olgularda zar boşluğunda biriken irinin cerrahi girişimle konan bir sonda aracılığıyla boşaltılması gerekebilir. Buna drenaj denir. Yinelenen iğneyle boşaltma işlemleri etkisiz kaldığında ya da akciğer zan boşluğunda keseleşmeler geliştiğinde genellikle drenaja başvurulur.
Akciğer zarı (plevra) nedir?
Akciğer zarı ağzı kapalı bir torbaya benzetilebilir. Bir yanı akciğerlere yapışır ve iç katman (viseral plevra) adıyla anılır. Dış katman (parietal plevra) ise göğüs duvarının iç bölümünü döşer. Akciğeri örten iç katmanla göğüs duvarına yapışan dış katman arasında boş bir yank biçiminde uzanan plevra boşluğu bulunur.
Akciğer zarı hastalığı en çok hangi yaşta görülür?
Bebeklerde ve gençlerde daha sık olmak üzere akciğer zarı iltihaplanna her yaşta rastlanabilir.’
Akciğer zarı iltihabı ya da zar boşluğuna sıvı toplanması başka bir hastalığın habercisi olabilir mi?
Genelde bu konuda en kötü olasılıklan düşünmemek gerekir. Ama özellikle erişkinlerde zar boşluğunda toplanan, akciğer zanna da yayılan bir akciğer tümörüne bağlı olabilir.
Akciğer zarı iltihabı olan hastalar nasıl beslenmelidir?
Beslenme özellikle çocuklarda çok iyi düzenlenmelidir. Hastayı fazla zorlamadan yeterli sıvı verilmelidir. Sıvı gerektiğinde damar yoluyla verilebilir, ama yavaş verilmesine, kalp ve dolaşımı fazla yük altında bırakmamasına dikkat edilmelidir. Aynca kabızlığa karşı lavman yapılmalı ya da müshil etkisindeki ilaçlar kullanılmalıdır.