√ Rahim (uterus) ve rahim ağzının kasılmaları, leğen kemiği (pelvis) ile apışarası (perine) dokularının gerilme ve yırtılmaları doğumda ağrının kaynaklarıdır. Özellikle ilk doğumlarda ve menstruasyonu (adet) sıkıntılı geçen anne adaylarında bu doğum ağrısı dahada şiddetli olabilmektedir. Doğum eylemindeki bu ağrı; anne de morali bozmakta, yorgunluk ve geriliminde etkisiyle doğum süresinide etkilemektedir.
√ Bu AĞRI; Meydana geldiği dokudan (uyarının başlangıcından) beyine kadar olan gelişimi seyrinde herhangi bir noktada kesintiye uğratılabilir. Apışarası (perine) cildinin lokal – bölgesel – olarak iğne ile uyuşturulması, rahim ağzının ve ilgili dokuların yine bölgesel uyuşturulmasıyla ağrı engellenebilirse de, bazen kana geçen ağrı kesiciler ve anestezik maddelerle de ağrının kaldırılması mümkün olmaktadır.
√ Ayrıca anne adaylarının gebelik süresince eğitimi verilerek yapılan doğal eylem ve doğum hareketi (ıkınma, solunum, gevşeme hareketleri) ile de doğum ağrısı daha az hissedilmekte, gerekli olacak ilaç miktarı azalmaktadır. Bu eğitim yardımıyla baba adaylarına da verilebilmektedir. Hipnoz, ciltten elektrik sinir uyarıcıları, akupunktur, bazı ilaçların anneye uygulanmasıyla doğum ağrısı baskılanabilecektir. Son yıllarda uygulama alanı artan, güvenilir yöntemlerden biri de EPİDURAL ANALJEZİ tekniğidir.
• DOĞUM EYLEMİ DÖNEMLERİ :
¤ I.inci dönem: Rahimde kasılmaların başlamasıyla, serviksin (rahim ağzının) 3-4 cm.e kadar açılmasına kadar olan latent (belirti göstermeyen, gözükmeyen) dönemle, rahim ağzının tam açılmasına kadar geçen süredir.
¤ II.inci dönem: Rahim ağzının tam açılmasından bebeğin çıkışına kadar geçen süredir.
¤ III.üncü dönem: Plasenta (eş, son)’nın rahimden çıkışıdır.
• TEKNİK VE UYGULAMA :
o Tekniğin UYGUN” olacağı anne adayına yapılacak girişimler için öncelikle bilgi verilmeli, merak ve endişeleri giderilmelidir. Doğum salonu yada ameliyathanede yapılan ön hazırlıkla gebe masaya alınır. Hasta genelde (sol) yan yatarak veya oturur pozisyonda iken (şekil 1) uygulama yeri olan bel omuru cildi, enfeksiyon açısından antiseptik solüsyonla silinmekte ve bu bölge steril örtü ile kapatılmaktadır.
o Yapılacak girişimde ağrı duymamak için 1 cm. çaplı bölgenin derisi-cildi-insülin iğne ucuyla (ince ve kısa uçlu iğne) uyuşturulur. Kalınlığı yaklaşık 1 milimetre olan özel iğne ile, anestezi uzmanınca bel omur kemiği arasından geçilerek ciltten yaklaşık 4-6 cm. derinlikteki epidural mesafeye ulaşılır. Burası omurilikten çıkan sinir ve köklerinin geçtiği yaklaşık 3-5 milimetre genişliğinde dar bir alandır.Bu nedenle işlem sırasında heyecanlanmamak, kıpırdamamak ve sakin olmak tekniğin başarısında anne adayının katkısıyla olacaktır.
• EPİDURAL ANESTEZİ UYGULAMASI :
o anestezi doktorunuz uygun bölgeye ulaştığında, iğnenin içinden 0.5 milimetre kadar kalınlıkta incecik bir kateteri (naylon, teflon) yerleştirip, cildiniz ve sırtınıza tesbit edecek ve flasterle yapıştıracaktır. Artık bu yoldan yani kateterden gerek doğum eylemi ve ağrısız doğum için veya gereğinde sezaryen için gerekli olan anestezik maddeler verilebilecek, ağrı ortadan kalkacaktır. Doğum sonu (yada sezaryen sonrası) bir iki gün içinde meydana gelebilecek diğer ağrılarınız için yine bu kateterden yararlanılabilir. (İlaç verilir -aralıklı veye devamlı enjeksiyon tekniği-)
o Enfeksiyon riski nedeniyle bu kateter 48 saat içinde çıkarılmalıdır. Kateter yerleştirme işlemi doğumun I.inci döneminde (latent) olmakta, uygun dozda ve zamanda ilaç verilerek doğumun tüm evrelerinde ağrı kaldırılabilmektedir. Anne adayı eğer sezaryenle doğuma gidecek olursa, yine buradan ilaçla cerrahi işlem hasta uyutulmadan gerçekleştirilebilecektir.
o İlaç enjeksiyonu ile ilk dakikalarda ayaklar ve kalçada sıcaklıkla birlikte uyuşma hissi olacak, verilen ilacın doz ve hacmine bağlıda ayaklarda hareket kaybı geçici olarak görülebilecektir. Sezaryende ilaç verilmesini takiben yaklaşık 15 dakika sonra tam uyuşma ile cerrahi müdahale başlatılabilinecektir. Unutulmaması gerekli olan şudur. Bu teknikte yalnızca AĞRI duyusu kalkar. DOKUNMA duyusu kalkmadığı için hasta olup bitenleri cerrahide ağrı duymadan yaşayacaktır.
o Bu his ağrı ile karıştırılmamalıdır. Her şeye rağmen, anatomik yapı faktörleride göz önüne alındığında ve de kateter yerleştirmede % 15 dolayında başarısızlıkla yeterli anestezi sağlanamamakta, yamalı veya tek taraflı anestezi oluşabilmektedir.Bu durumda anestezistiniz gerekli önlemleri alacak, ağrı için destek teknikleri devreye sokabilecektir.
o Annenin normal doğumda ıkınma ve stresi ile tüketeceği oksijen bu teknikle azaltılmakta, daha iyi ve düzenli solunumla annenin oksijeni arttırılarak stres ve etkilerinin de bastırılmasıyla; doğacak bebek için daha iyi bir ortam yaratılacaktır. Tekniğe uygun yapıldığında doğum seyrine etkisi olmayan bu yöntem, bazı merkezlerde rutin olarak uygulamaya konulmakta, hastalar tarafından ilgi görmektedir.
• İSTENMEYEN ETKİLER:
o Hipotansiyon (tansiyon düşmesi), bulantı, baş dönmesi, nabızda yavaşlama, ısı düşmesi ve titreme, bel kası gevşeme ve iğnenin bazen lif zedelemesiyle geçiçi olan bel ağrısı meydana gelebilir. Bunlar düzeltilebilen, ciddi olmayan yan etkilerdir. Tekniğine uygun yapılan epidural anestezide BAŞ AĞRISI beklenen bir durum değildir.