Ağrılı Hasta Bakımı
Hastanın acil bölüme gelmesine neden olan sağlık sorununa genellikle ağn da eşlik eder. Ayrıca acildeki hasta henüz hasta rolünü kabul etmemiş, tanı ve tedavi işlemleri sonuçlanmamış iken; belirsizliğin ortaya çıkardığı anksiyete, hemen hemen tüm acil hastaları tarafından deneyimlenmektedir. Anksiyete, kas gerginliği ve ağrı üçgeni birbirini etkileyen ve ağnnın sürekliliğini sağlayan bir siklustur Bu nedenle; ister ilaçlarla ister ilaç dışı yöntemlerle ya da her iki yaklaşımın kombinasyonu ile ağn yönetiminin sağlanması ve sürdürülmesi sağlık bakım ekibinin çok önemli bir sorumluluğudur.
Etkili ağrı kontrolü ancak hasta merkezli bireysel yaklaşıma te-melleneh multidisipliner ekip ile gerçekleşebilmektedir. Ağrı yönetiminde sözü edilen multidisipliner ekipte; ağrıyı deneyimleyen hasta, ilaçlarla ağrı kontrolünda karar verici hekim ve ilaçları uygulayan, etkilerini izleyen, yanı sıra masaj, sıcak-soğuk uygulama, dikkati başka yöne çekme, gevşeme teknikleri gibi ilaç dışı yöntemlerle ağrıyı kontrol altına almaya çalışan hemşire en önemli elemanlardır.
Hemşirenin Etkili Ağrı Kontrolünü Sürdürme İle İlgili İşlevleri Şunlardır
Ağrı değerlendirilir: Bu işlem aktivitelerden, ağrılı uygulamalardan, analjeziklerden, ilaç dışı ağrı giderici işlemlerden önce ve sonra ile hastanın sözlü ağn bildiriminden sonra yapılır. Değerlendirmede geçerliliği ve güvenilirliği kabul edilmiş bir ölçeğin, fakat aynı hastada hep aynı ölçeğin kullanılması önemlidir.
Hastanın sözlü ve sözsüz ağn belirtileri izlenir: Bu kapsamda hemşire yüz ifadesi, pozisyon, iskelet kaslannda gerginlik gibi sübjektif belirtileri, akut ağrıda ortaya çıkan yaşam bulgularında artma, terleme, pupilla dilatasyonu gibi otonomik belirtileri, ağlama inleme gibi davranışsal tepkileri ele alır.
Hemşirelik anamnezinde analjezik kullanım ve dozunu etkileyebilecek alkol, uyuşturucu ya da ilaç kullanımı değerlendirilir.
Önerilen dozda ve sıklıkta narkotik analjezikler uygulanır. Bu ilaçların etki ve yan etkileri izlenir. Yan etkileri arasında solunum depresyonu, aşırı sedasyon, bulantı, kusma, konstipasyon, kaşıntı, üriner retasiyon en önemlileridir.
Postoperatif akut ağrı da olduğu gibi beklenen ağrılarda analjeziklerin “gerektiğinde” değil “belirli aralıklarla” verilmesi ağrının önlenmesinde etkili bir yaklaşımdır. Çünkü “gerektiğinde” ilaç uygulaması hemşirelik tanılaması ve değerlendirmesini gerektirir. Bu durumda ağrı belli bir şiddete ulaştıktan sonra önlem alınacağı için hasta, daha fazla ağn deneyimleyecek, ayrıca hemşirenin daha fazla zamanını alacaktır.
Beklenmeyen ağnlarda ağn kontrolden çıkmadan önce analjeziklerin önleyici olarak kullanılması için hastaya ağn başlar başlamaz ya da artmadan önce ağn kesici istemesi konusunda eğitim yapılır.
Ağrı şiddeti artmadan önleyici yaklaşım hastanın ağrı çekme süresini kısaltır. Böylece hasta enerjisini, ambulasyon, öksürme, derin nefes alma gibi aktivitelerde kullanarak iyileşme sürecini hızlandırır. Yine önleyici yaklaşımda düşük dozda analjezikle ağrı kontrol altına alınacağı için yan etkiler az ya da hiç görülmeyecek, tedavi maliyeti düşecektir. Kontrol altına alınmış ağn-da; ağrının yeniden başlama düşüncesinin ve beklentisinin yarattığı korku ve anksiyete azalır.
Aralıklı olarak verilen analjezikler, ambulasyon pansuman gibi ağrılı aktivite ya da işlemlerden önce verilecek şekilde planlanır. Aktivite ya da işlem ilacın etkisi başladığı zaman yapılır. Bu süre genellikle intravenöz (IV) analjeziklerden 30 dakika, intramüs-küler (İM) analjeziklerden ise 60 dakika sonra kadardır.
Ağrı kesiciler kullanılmadığında ya da etkileri yetersiz kaldığında, ilaçlann etkisini arttırmak için ilaç dışı ağn giderme yöntemleri kullanılır. İlaç dışı ağrı giderme yöntemlerinin çoğu öğretilirse hasta ve yakınları tarafından da kullanılabileceği için hasta da kendi bakımını sürdürmenin ortaya çıkardığı benlik kontrolü, ailede ise acı çeken hastaları için birşeyler yapmanın mutluluk ve doyumunu yaşama olanağı yaratacaktır.
Ağrılı hastanın dinlenebilmesi için sakin bir çevre sağlanır. Hemşirelik aktiviteleri uykusunu bölmeyecek şekilde planlanır.
Hep aynı pozisyonda yatma, dolu mesane ya da IV enfüzyon bölgesinde infıltrasyon/flebit gibi rahatsızlık kaynakları araştırılır ve gerekli önlemler alınır.
Hastaya rahat bir pozisyon verilir. Basınca bağlı rahatsızlığı gidermek ve dolaşımı hızlandırmak için uyku dışında 2 saatte bir pozisyon değiştirilir.
Hasta ambulasyon dışında da yatak içinde hareket etmesi için cesaretlendirilir. Bu girişim kas gergenliğini azaltacak ve dolaşımı hızlandıracaktır.
Hareket ederken ya da derin nefes alma ve öksürme egzersizleri sırasında insizyon bölgesinde gerginliği önlemek için bu bölge ince bir yastık ya da havlu ile desteklenir.
Yatak içinde hareket ederken ya da ayağa kalkarken insizyonel gerilme ve çekilmeyi azaltmak için hastanın yatak kenarlarına tutunması söylenir.
Ağn ölçeği kullanılarak analjeziklerin ve diğer ağrı kontrol girişimlerinir etkinliği değerlendirilir ve kayıt edilir.
Ağrılı Hastaya Uygulanan Ağrı Yönetiminde Beklenen Sonuçlar Şunlardır
Ağrının sübjektif belirtileri olan; çatık kaşlar, gergin bir yüz ifadesi, kendini koruma pozisyonu, ya da koruyucu davranışlar, huzursuzluk, motor aktivitelerde artma veya azalma, içe dönüklük, iskelet kaslarında gerginlik, dikkat süresinde kısalma, iritabilite, anksiyete ve uyku bozukluğu görülmez.
Akut ağnnın objektif belirtileri olan otonom sinir sisteminin ak-tivitesinde artma ve bunun sonucu olarak terleme, vazokonst-riksiyon, sistolik ve diastolik kan basıncında nabız sayısında artma, pupilla diletasyonu, solunum hızında değişiklik, kas gerginliği ya da spazmı, bulantı, kusma, abdominal distansiyon ve olası ileusa yol açabilen intestinal motilitede azalma yoktur. Ayrıca sodyum ve su retansiyonu ve hafif hiperglisemi belirtileri veren endokrin dengesizlik ile ağlama, inleme gibi davranışsal tepkiler görülmez.