Ağrı kontrolünde girişimsel yöntemler
Ağrı kontrolünde girişimsel yöntemler özellikle son 20 yıl içerisinde önemli ölçüde gelişmiştir. Görüntüleme ve elektronik sistemlerin geliştirilmesi ile birlikte, geçmişte cerrahi olarak yapılan birçok tekniğin yerini girişimsel yöntemler almıştır.
Ağrı kontrolünde girişimsel yöntemler ancak eğitim görmüş hekimler tarafından uygulanmalıdır. Bu eğitimi veren bilim dalının adı algolojidir. Girişimsel yöntemler başlıca iki grupta toparlanabilir:
1. Merkezi sinir sistemi ya da çevresel sinir sistemine ait belirli sinirlerin geçici olarak tahribatına yönelik olan yöntemler,
2. Merkezi sinir sistemi ya da omurilik seviyesinde sinir sisteminin çalışma biçiminin değiştirilmesine dayanan yöntemlerdir.
Trigeminal Nevraljide Radyofrekans
En şiddetli ağrı durumlarından biri olan trigeminal nevralji, direkt olarak beyinden çıkan 12 çift sinirden beşincisi olan “trigeminal sinir“in tutulduğu bir hastalıktır. Hastanın yüzünün bir yarısında ve genellikle alt çenede yemek yerken, yüz yıkarken, tıraş olurken ortaya çıkan çok şiddetli elektrik çarpmasına benzer ağrılardır. Hasta bir süre sonra ağzına su bile koyamaz ve kilo kaybetmeye başlar. Genellikle 50 yaşından sonra ortaya çıkan bir hastalıktır. Trigeminal nevraljinin tedavisinde genellikle üç ana yöntem uygulanır. Birincisi ilaç tedavisi, ikincisi radyofrekans ile tutulan sinirin yakılması, üçüncüsü cerrahi. Kronik bir ağrı hastalığı olduğu için bir süre sonra ilaçlar yetersiz kalmaya başlar. O zaman hasta eğer çok genç yaşta ise beyin cerrahisine sevk edilir ve sinirin açı'” cerrahi ile rahatlatılması sağlanır. “Mikrovask'”ler dekompresyon” olarak adlandırılan ve beyin sapında sinir üzerindeki basanın ortadan kaldırılmasını ve kalıcı tedaviyi sağlayan cerrahi girişim ise, operasyonun büyüklüğü nedeniyle yaşlı ve sağlık durumu böyle bir girişim için uygun olmayan hastalarda tercih edilmemektedir.
İlaç tedavisi yeterli ağrı kontrolü sağlayamadığında ya da etkisini yitirdiğinde seçilecek yöntemlerden birisi, radyofrekans termokoagülasyon (RF) uygulaması ile trigeminal sinirin ağrıyı ileten liflerinin kontrollü olarak yakılması işlemidir. Bu işlemin bir diğer uygulama olan sinire gliserol enjeksiyonuna üstünlüğü, sinirdeki iletinin daha kontrollü olarak kesilmesidir. RF uygulaması nispeten basit bir girişim olup genel anestezi gerektirmemesi nedeniyle son yıllarda tercih edilen bir tedavi şekli olmuştur. Tedavinin etki süresi kişisel özelliklere ve hastalığın şiddetine göre değişmektedir. Hangi sinir yakılırsa yakılsın sonradan yeniden filizlenir. Bu nedenle trigeminal sinirin yakılmasından sonra da sinir bir süre sonra yeniden canlanmaya başlar. Bu yöntemin etki süresi ortalama olarak üç sene ile sekiz sene arasında değişmektedir. Ağrısı yeniden başlayan hastalarda yöntem tekrarlanabilir.
Girişim ameliyathane ortamında uygulanır. Sırtüstü yatırıldıktan sonra girişimin yapılacağı yanak bölgeniz lokal anestezi ile uyuşturulur. Bu sırada kan basıncı, kalp atışları ve solunum bir anesteziyolog tarafından sürekli olarak takip edilir. Radyolojik görüntüleme kılavuzluğunda, özel bir iğne sinirin bulunduğu bölgeye ilerletilir. İğnenin yeri radyolojik olarak doğrulandıktan sonra radyofrekans aygıtı aracılığıyla uyarılar verilerek ağrılı olduğu bölgede uyarı hissedip hissetmediği hastaya sorulur. Bu şekilde iğnenin doğru yerde olduğundan emin olunduktan sonra radyofrekans enerjisi ile sinirin ağrıyı taşıyan lifleri kontrollü alarak yakılır. Bu aşamada hastanın ağrı hissetmemesi için yüzeysel bir anestezi uygulanır. Yarım saat kadar süren girişim sonrasında hasta birkaç saat gözlem altında tutulur. Bu sırada yüzünüze buz paketi ile soğuk uygulanacaktır. Girişimden hemen sonra ağrılar geçer. Daha önceden ağrılı olan bölgelerinizde uyuşukluk olması doğaldır ve tedavinin etkinliğinin bir göstergesidir. Hastalara önceden hatırlatılan en önemli nokta hastanın yüzünün o bölgesinde uzun süren bir uyuşukluk meydana gelmesidir. Ama bu yüz felci değildir. Hastanın yüzünün uyuşuk olduğu dışarıdan fark edilmez.
Uygulama sırasında görülebilecek en sık komplikasyon kanamadır. Enfeksiyon görülebilecek istenmeyen durumlardan bir diğeridir. Girişim deneyimli hekimler tarafından, uygun şartlarda gerçekleştirildiğinde bu olayların sıklığı çok azdır.