Çocuğunuzun ağlamasına neden olabilecek önemli ihtimalleri elemek ve onu susturmak için pratik ipuçları burada.
Bebekler, iletişim kurmak için öncelikle ağlarlar. Ağlamak, bazen herhangi bir huzursuzluğun ya da rahatsızlık belirtisinin göstergesi bile olmayabilir. Ama işimizi şansa bırakamayız.
Anne babaların bir çoğu, özellikle ilk çocuklarını büyütürken, bebeklerinin neden ağladığını anlamakta zorluk çekerler. Ağlamasının altında yatan nedeni sağlıklı ve çabuk bir biçimde tespit edebilmeniz için kontrol etmeniz gereken birkaç şey var;
Bebeğinizin altını kontrol edin.
Bakmanız gereken ilk yer, bebeğinizin altıdır. Bütün bebek bezi reklamlarında da gördüğünüz gibi, eğer altı kirli, nemli veya tamamen ıslanmışsa bebek rahatsız olacak ve ağlayacaktır. Bebeğinizin altını değiştirme vakti geldiyse, bunu sakın ertelemeyin. Çoğu durumda bu sorunu çözecektir.
Bazı bebeklerde ise bu durum tam tersine çalışır. Bebek bezinin sağladığı sıcaklığa ve sarmalanma hissine alışan bebek, altını değiştirmek istediğinizde rahatsızlanarak ağlamaya başlayabilir. Bu durumda yapmanız gereken şey, bebeğin stresini en aza indirecek şekilde, oldukça çabuk davranarak bebek bezini değiştirmektir. Hemen ardından bebeğinizin üzerini tekrar bir battaniye veya giysiyle örtün ki; kendini tekrar huzurlu hissedebilsin.
Bebeğinizin ateşini kontrol edin.
Bebeklerin ağlamasına neden olan ikinci yaygın sebep; sıcaklıktır. Türkiye’deki anna-babalarda yaygın olarak görülen bir yanlışı tekrarlayarak; bebeğinizi aşırı kalın ve kat kat giydirmiş olabilirsiniz. Bebeğinizi kontrol ederken, cildinin kızarıp kızarmadığına, terleyip terlemediğine ve göz bebeklerinin genişliğine bakın. Bu işaretlerden her biri bebeğinizin gereğinden fazla ısındığına işaret eder. Siz kaç kat giyiyorsanız bebeğinize bir kat fazlasını giydirmek, bebeğinizi giydirirken takip edebileceğiniz iyi bir yoldur.
Bebeğinizin beslenmesini kontrol edin.
Bebeğiniz acıkmış olabilir. Bebekler, ebeveynlerinin uygun gördüğü saatlerde veya onlara mantıklı gelen aralıklarla acıkmayabilir. Henüz beslediğiniz bebeğiniz, aradan yarım saat geçmeden tekrar ağlamaya başlayabilir. Örneğin bebeğinizi emzirirken geçen süre her zamankinden uzun olsa bile, bebeğiniz normalden daha az süt emmiş olabilir. Bu nedenle, bebeğinizin açlığını kontrol etmek için emzirmeyi veya biberon vermeyi deneyin. Aç olmasa bile, yalnızca emme refleksi dahi bebeğinizi sakinleştirebilir.
Bebeğinizin gazını kontrol edin.
Beslenmeden sonra bebeklerde gaz oluşabilir. Bebeğin sindirim sistemi yeni gelişmektedir ve beslenmek, böyle narin bir bünye için başlı başına bir iştir. Bazen bebeğinizin ağlaması; bebeğin sindirim sisteminde oluşan bir gaz kütlesi olduğunu ve bebeğinizin gaz çıkarmaya ihtiyaç duyduğunu gösterebilir. Omzunuza bir örtü koyun ve bebeğin karnı omzunuzun ön tarafına gelecek şekilde, bebeğinizi yerleştirin. Kafasının dik durduğundan emin olun ve gerekirse kafasını elinizle destekleyin. Sırtını daireler oluşturarak ovun. Sadece bebeğinizi omzunuza dayayıp gezmeniz bile ona yardımcı olabilir. Anne karnından alışkın oldukları için, bebekler hareketi severler.
Bebeğinizin çevresini kontrol edin.
Kundak süresi gereğinden fazla uzatılan bebekler, kundak / battaniye dışındayken alışkın olmadığı ve özgürce yapabildiği ani hareketler yüzünden korkup, huzursuzlanabilir. Bu nedenle bebeğiniz küçük bir battaniye veya kundak içerisine sarılmış halde kendini daha huzurlu hissetmeye eğilimlidir. Kolları vücuduna bitişik bir şekilde, durduğu zaman kendisini ana karnındaymış gibi hisseder. Sağlık danışmanınız size bebeğinizin sağlıklı biçimde nasıl kundaklanacağı gösterecektir. Bebeğinizi kundaklarken, fazla sıkmamalısınız.
Son Tur
Yukarıda anlatılan herşeyi kontrol ettiniz; bebeğinizin ihtiyaçlarını giderdiniz fakat bebeğiniz hâlâ ağlamaya devam ediyor. Bebeğinizin kulağına doğru eğilerek hafifçe “Şıhhhhhh” diye seslenin. (Midye kabuğu veya istiridyeyi kulağınıza dayadığınızda çıkan sesi hatırlayın.) Bu; bebeğin anne karnında duyduğu seslere yakın bir sestir ve bebek üzerinde yatıştırıcı bir etkisi vardır.
Zaman ilerledikçe, bebeğinizin ağlamaları arasındaki farkı algılayabileceksiniz ve her seferinde bütün ihtiyaçlarını gözden geçirmek zorunda kalmayacaksınız. Fakat bütün bunların haricinde bebeğinizin hasta olduğunu düşünüyorsanız ve bütün ihtiyaçlarını giderdikten sonra ağlamaya devam ediyorsa, siz en iyisi, her şeyin yolunda gidip gitmediğinden emin olmak için bir uzmana başvurun.
Peki çocuğunuz 3-6 yaş arasındayken ne yapacaksınız?
Çok basit. Çocuğunuzun kafasını karıştırın.
Çocuğunuz koşarken düştü ya da istediği bir şeyi yapmadığınız için ağlıyor. Koşarken düşen ve ağlamaya başlayan çocuğa “Tuzu niye döktün? Çabuk yere dökülen tuzları topla!” diyerek düştüğü yeri işaret edin.
Çocuk yerde olmayan tuzu arayacak ve siz tuzu toplamasını ısrar ettikçe o ağlamayı kesecektir. Çünkü yerde olmayan tuzu aradıkça dikkati dağılacak ve ağlamasına neden olan dürtüyü unutacaktır.
Bu yaşlardaki çocuklar henüz somut ve soyut kavramların ayrımını yapamadıkları için; kendi istekleri sebebiyle ağlamayı bırakıp, hayalgücünü besleyen ve gerçeklik algısına meydan okuyan “olmayan tuza” odaklanırlar.
Bu noktada önemli olan, sizin de orada gerçekten tuz varmış gibi davranıp, ısrarcı olmanızdır. Eğer, çocuk ilgi göstermediğinde hemen pes ederseniz, çocuğunuzu uzun bir süre daha susturamayabilirsiniz.