Ülkemizde, KBB (Kulak-Burun-Boğaz) uzmanlarına başvuran hastaların %15′inde nefes kokması sorunu mevcuttur. Nefes kokması, çocukluk döneminden itibaren başlayan bir rahatsızlık değil; bilhassa erişkin dönemde ortaya çıkan bir hastalık türüdür. Bu soruna neden olan etkenler şu şekilde sıralanabilir. Sinüzit denilen, yüz kemiklerinin içindeki
boşluklarda bulunan iltihap, sarı-yeşil ve kalın kıvamda bir akıntının genze akmasına yol açmaktadır. Tabii ki bu geniz akıntısı iltihaplı olduğu için de hastanın nefesine hoş olmayan bir koku verir.
Bu durum öncelikle medikal yolla tedavi edilmelidir. Yani ilaçlar yoluyla bu iltihap giderilmeye çalışılır. İlerlemiş sinüzit durumlarında ise, akıntı, ilaçla tedavi olmayacağından “endoskopik sinüs cerrahisi” ne başvurulur.
Ağız bölgesindeki bademcik iltihapları “magma” denilen katı kıvamlı bademcik döküntüsüne yol açmaktadır ki bu da, hastalarda ağız kokusu şeklinde kendini gösterir. Bu durum, bademciklerin alınmasıyla tedavi edilebilir.
Diş ve dişeti hastalıkları da nefes kokmasına yol açabilmektedir. Buna mani olabilmek için ise günlük olarak düzenli bir şekilde diş fırçalama alışkanlığını kazanmak gereklidir.
Mide ve bağırsak sistemini ilgilendiren hastalıklarda ağız kokusu sorunu olabilir.
Yetişkin hastalarda gözlemlenen ve daha ciddi boyutlu durumlar da söz konusudur. Yani ağız, boğaz ve alt solunum yolları bölgelerinde, tümöre bağlı bir nefes kokması probleminin baş göstermesi de mümkün bir durumdur. “Ülserasyon” ile tabir edilen krater tarzında tümörün çok süratli büyümesine ayak uyduramayıp, ölen dokuların yarattığı bir koku türüdür.