Adölesan Sağlığı, Adölesan Dönemi Beslenmesi
Adölesan Çağı Nedir; fiziksel, biyokimyasal, ruhsal ve sosyal yönden hızlı büyüme, gelişme ve olgunlaşma süreçleriyle çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemi Adölesan Dönemidir. Bu dönemde kazanılan doğru ve yanlış alışkanlıklar, bireyin yaşam boyu sağlığını etkileyebilir. Hızlı büyüme ve gelişme besin gereksinmelerini arttırır. Özellikle, bu dönemde kemik kütlesi hızlı bir şekilde artar. Bu artış 18 yaşından sonra gittikçe yavaşlayarak 30 yaşına değin çok az da olsa devam eder. Otuz yaşından sonra kemik kütlesinde artış olmadığı gibi, yavaş yavaş azalmaya başlar ve menopozla birlikte kayıp hızlanır.
Kemiklerin gelişiminde başta kalsiyum olmak üzere protein, vitamin ve diğer minerallere gereksinme de artar. Hızlı büyüme ve fiziksel hareketlerin artması adölesanın enerji gereksinmesini de arttırır. Büyümeye paralel olarak kan hacminin artması, kızlarda menstruasyon olayı demir ve diğer kan yapıcı besin öğelerine gereksinmeyi arttırır.
Bu dönemde artan besin gereksinmelerinin karşılanmasında çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir. Bu sorunların bir bölümü adölesanın yaşam şekliyle, diğer bir bölümü bilinçsizlik sonucu kazanılan hatalı alışkanlıklarla ilgili olabilir.
Adölesanların bir bölümü orta öğrenim öğrencileri, diğer bölümü genç işçi (çırak) grubudur. Yapılan bazı araştırmalar her iki grubun da bazı beslenme sorunları olduğunu işaretlemektedir. Özellikle genç işçi grubu arasında yetersiz ve dengesiz beslenme sorunundan etkilenenlerin oranı oldukça yüksektir. Yetersiz ve dengesiz beslenme bu grup adölesanların büyüme, gelişme ve sağlıklarını olumsuz yönde etkilemektedir.
Ortaöğrenim gençliği üzerinde yapılan araştırmalar adölesanların önemli bir bölümünün düzenli kahvaltı etmeden okula gittikleri, açlık duygusunu tatmin için okul çevresinden besleyici değerleri düşük yiyecek ve içeceklere yöneldiklerini göstermektedir. Bunun sonucu özellikle kız öğrenciler arasında kansızlık önemli sorunlardandır.
Adölesanların beslenme düzenleri ile büyüme durumları arasında doğrusal ilişkiler bulunmaktadır. Yetersiz ve dengesiz beslenenler arasında zayıf ve kısa boylu olanların oranı daha yüksektir. Özellikle süt tüketimi ile boy uzunlukları arasında doğrusal ilişki bulunmuştur. Yetersiz ve dengesiz beslenenlerin okul başarıları da düşüktür. Gençlerin, özellikle son derslerde yorgunluk, dikkat azalması, halsizlik, baş ağrısı, baş dönmesi, üşüme, terleme gibi sağlık bozukluklarından yakındıkları gözlenmiştir. Bu sorunların arkasında yatan temel etmen yetersiz, dengesiz ve düzensiz beslenmedir.
Beslenmede dikkat edilecek noktalar: Günlük alınacak besinler 3 öğüne dengeli dağıtılmalıdır. Gençler arasında sıklıkla atlanan öğün kahvaltıdır. Halbuki bütün gece aç kaldıktan sonra güne, zihin ve fizik güçle başlamak ve verimliliği arttırmak yeterli ve dengeli kahvaltıyla mümkündür. Gençler için dengeli yemek listeleri örnekleri Tablo: 6-5’de verilmiştir. Bu tablodaki listeler incelendiğinde, her öğünde 4 temel besin grubundan bulunmaktadır. Böylece, besinlerin bileşimlerinde bulunan besin öğelerinin yararlılıkları artar. Yemekle birlikte içilen çay ve kola kan yapıcı öğelerin yararlılığını azalttığından kahvaltıda çay yerine süt içilmelidir. Çay çok istenirse açık ve limonlu içilmelidir.
Adölesan için en iyi içecek süt ve ayrandır. Süt ve sütten yapılan yiyecek ve içecekler kemik kütlesinin artmasında esas olan kalsiyumun en iyi kaynağıdırlar. Bu dönemde yeterince süt ve türevlerini tüketmenin yaşlılıktaki kemik hastalıklarını önleyici olduğu da unutulmamalıdır.
Özellikle öğle vakti eve gitme olanağı bulunmadığı durumlarda okula veya iş yerine uygun yiyecekler götürülür ve ayak üstü yenebilir.
Örnek: Kızlar 1/4, erkekler 1/2 ekmek içine aşağıdakilerden birini koyarak sandviç yapabilirler: 1 adet pişmiş yumurta veya yumurta kadar pişmiş et, tavuk, köfte veya 2-3 parça salam veya 1-2 adet sosis veya 1-2 kibrit kutusu kadar peynir; sandviç yanına yıkanmış kazınmış havuç veya domates veya salatalık veya portakal konur. İçecek olarak da 1 büyük su bardağı kadar s.üt veya ayran evden götürülür veya satın alınır. Böyle bir menü de oldukça dengelidir.
Dışardan yemek almak zorunluluğu olursa en başta temizlik ve sağlık kurallarına uygun yerler seçilmelidir. Şekerli yiyecek ve içeceklerden kaçınılmalıdır. Gençler çoğu kez ekmek arası döner, pide, hamburger gibi yiyeceklerle öğle öğününü geçiştirirler. Bunların temiz olmasına dikkat edilmeli, yanında kola gibi boş kalorili içecek yerine genç için vazgeçilmez olan süt veya ayran tercih edilmelidir. Yine şekerli yiyeceklerden kaçınılmalı, peynirli sandviç veya benzeri yiyecekler tercih edilmelidir. Bu yiyeceklerin yanında yenecek sebze ve meyvenin iyi yıkanmış olmasına özen gösterilmelidir.
Dışardan yemek alırken satıcıların temizliğine dikkat edilmelidir. Eller yıkanmadan yemeğe başlanmamalıdır. Açıkta satılan yiyeceklerin hastalık etkenleri taşıyabildikleri unutulmamalıdır. Hastalık etkeni taşıyıcılardan biri de paradır. Mümkün olduğu kadar para ellendikten sonra yiyeceğe bizzat değmeden el yıkama alışkanlığı kazanılmalıdır. Bu hususlara uyulmamasının bulaşıcı sarılık, bağırsak enfeksiyonları gibi çeşitli hastalıklara yakalanma riskini arttıracağı unutulmamalıdır.
Besin seçerken fiyat-yarar karşılaştırması yapabilme, çok zorunlu olmadıkça tabakta yemek bırakmama alışkanlığı kazanılmalıdır.