ACTILYSE 50 MG 1 FLAKON, İthal, Beşeri bir ilaçdır.Reçete İle Verilir.
50 ml Enjeksiyonluk su Flakon
536.0 mg/2333 mg Fosforik asit Flakon
1742.0 mg/2333 mg L-arginin Flakon
50.0 mg/2333 mg Rekombinan insan doku tipi plazminojen aktivatörü Flakon
5.0 mg /2333 mg Polisorbat 80 Flakon
ENDİKASYONLARI ( İlacın Kullanıldığı Durumlar, Hastalıklar ) :
1. Akut miyokard infarktüsünde trombolitik tedavi
– 90 dakikalık (hızlandırılmış) dozaj programı (bkz. pozoloji ve uygulama yöntemi): Tedaviye, semptomların başlangıcını izleyen 6 saat içerisinde başlanabilen hastalarda.
– 3 saatlik dozaj programı (bkz. pozoloji ve uygulama yöntemi): Tedaviye, semptomların başlangıcından sonraki 6-12 saatte başlanabilen hastalarda.
2. Akut Masif Akciğer Embolisi
Hemodinamik instabiliteyle birlikte olan akut, masif akciğer embolisinin trombolitik tedavisinde. Eğer mümkünse teşhis, pulmoner anjiyografi gibi objektif yöntemlerle veya akciğer sintigrafisi gibi non-invazif yöntemlerle doğrulanmalıdır.
KONTRENDİKASYONLARI ( İlacın Kullanılmaması Gereken Durumlar ) :
Bütün trombolitikler gibi Actilyse de aşağıdakiler gibi, kanama riski bulunan hastalarda kullanılmamalıdır:
-bilinen hemorajik diyatez
-oral antikoagülan, örneğin warfarin sodyum kullanan hastalar
– o sırada veya yakınlarda cereyan eden şiddetli yada tehlikeli kanama
– anamnezide herhangi bir felç veya merkezi sinir sistemi hasarı (örneğin neoplasm, anevrizme intra-serebral veya omurilik ameliyatı gibi) hikyesi olması
– hemorajik retinopati, örneğin dibetteki (görme bozuklukları, hemorojik retinopatiyi işaret edebilir)
– yakınlarda (son 10 gün içersinde) geçirilmiş travma, travmatik kalp masajı, obstetrik doğum üzerine bastırılması olanaksız bir kan damarına yakınlarda girilmiş olması (örneğin vena subklavia veya vena jugularis ponksiyonu)
-konttrol altında olmayan, şiddetli arteryel hipertansiyon
– bakteriyel endokardit perikardit
-akut pankratit
-son 3 ay içersinde, belgelenmiş ülseratif gastrointestinal hastalık, özofagus varisleri,arter anevrizmaları, arteriyövenöz mlformasyonlar
-artmış bir kanama riski taşıyan neoplazmlar
-karaciğer yetmezliği, siroz portal hipertansiyon (özofogus varisleri) aktif hepatit dahil şiddetli karaciğer hastalığı -son 10 güniçersinde geçirilmiş büyük bir amliyat ve önemli bi travma
UYARILAR / ÖNLEMLER :
Yaşlılarda, intrakraniyal kanama riski artmıştır. Ancak bu yaşlarda terapötik fayda arttığından, risk-fayda değerlendirmesi dikkatle yapılmalıdır. ACTİLYSE’in çocuklardaki kullanımı konusundaki tecrübelerimiz henüz sınırlıdır. Bütün trombolitiklerde olduğu gibi, özellikle aşağıdaki hastalarda olmak üzere beklenen terapötik fayda, olası riskler karşısında dikkatle tartılmalıdır:
– Biyopsi, büyük damarlara ponksiyon, intramusküler enjeksiyon, reanimasyon amacıyla kalp masajı gibi yakıniarda cereyan etmiş, daha küçük travmalar
– Kanama riskini artıran ve kontrendikasyonlar bölümünde bahsedilmeyen durumlar
100 mg’dan daha yüksek ACTILYSE dozları, intrakraniyal kanamalarda artış eşlik etmiş olması nedeniyle kullanılmamalıdır. ACTİLYSE’in tekrar kullanımı ile deneyimler sınırlıdır. ACTİLYSE’in anafilaktik reaksiyonlara yol alacağı düşünülmemektedir. Anafilaktik bir reaksiyon gelişirse, infüzyon durdurulmalı ve gerekli tedaviye başlanmalıdır.
Rijid kateter kullanmaktan sakınılmalıdır.
Gebelik ve Laktasyon:ACTİLYSE’in gebelik ve laktasyon sırasında kullanımı konusundaki tecrübelerimiz son derece sınırlıdır. Hastanın yaşamını tehdit eden durumlarda sağlanacak fayda, oluşabilecek risk karşısında değerlendirilmelidir.
YAN ETKİLER / ADVERS ETKİLER :
Hematokrit ve/veya hemoglobin değerlerinin düşmesiyle sonuçlanan kanama, ACTİLYSE kullanımına en sık eşlik eden advers reaksiyondur. Trombolitik tedaviye eşlik eden kanama tipleri, 2 geniş kategoriye ayrılabilir:
– Yüzeyel kanamalar; genellikle ponksiyon yerinden veya hasar görmüş damarlardan olan kanama
– İç kanamalar; gastrointestinal veya ürogenital kanallara, periton-ardına veya merkezi sinir sistemine veya parankimatöz organlara olan kanamalar ACTİLYSE’in kullanıldığı klinik çalışmalarda zaman zaman, gastrointestinal, ürogenital veya retroperitoneal kanamalarla önemli kan kaybı gözlemlenmiştir. Ekimoz, burun kanaması ve dişeti kanamaları oldukça sık görülür ama herhangi bir özel önlem ya da tedavi gerektirmez. Hastaların klinik rutin uyarınca, yani akut sol kalp kateterizasyonu uygulanmaksızın tedavi edildiği çalışmalarda kan transfüzyonuna ancak nadiren ihtiyaç duyulmuştur. intrakraniyal kanama, çok ender bildirilmiştir (< %1). Serebral kanama gibi tehlikeli olabilecek kanama ihtimalinde, flbrinolitik tedaviye son verilmelidir. Ancak yan-ömrün kısa olması ve sistemik pıhtılaşma faktörlerini çok az etkilemesi nedeniyle pıhtılaşma faktörlerinin replasmanına genellikle ihtiyaç yoktur. Kanama meydana gelen hemen bütün hastalar trombolitik ve antikoagülan tedavinin durdurulmasıyla, hacim replasmanıyla ve kanayan damarın üzerine elle bastırılarak tedavi edilebilir. Kanama başlangıcından önceki 4 saat içerisinde heparin kullanılmışsa, protamin verilmesi düşünülmelidir. Bu konservatif önlemlere cevap vermeyen az sayıdaki hastada, transfüzyon ürünlerinin tedbirlice kullanılması gerekebilir. Kriyopresipitat, taze donmuş plazma ve trombosit transfüzyonları, her uygulama sonrası klinik ve laboratuvar değerlendirmeler yapılarak kullanılabilir. Kriyopresipitat infüzyonunda hedef alınan flbrinojen düzeyinin 1 g/I olması arzu edilir. En son alternatif olarak antifibrinolitikler kullanılabilir.
ACTİLYSE tedavisi ender vakalarda kolesterol kristal embolizasyonuna veya trombotik embolizasyona neden olabilir. Bu embolizasyonlar, cereyan ettikleri organa göre sonuçlar doğurabilir (örneğin böbrekteyse, böbrek yetmezliği yapabilir).
Miyokard infarktüsü nedeniyle ACTİLYSE verilen hastalarda başarılı reperfüzyonu çoğu zaman aritmiler eşlik eder. Bu durum, klasik antiaritmik tedavilerin kullanılmasını gerektirebilir.
Ender vakalarda bulantı, kusma, kan basıncının azalması ve vücut sıcaklığının artması bildirilmiştir. Bu reaksiyonlar, miyokard infarktüsünün semptomları olarak da gelişebilir.
Ender vakalarda ürtiker, bronkospazm, hipotansiyon şeklinde anafilaktoid reaksiyonlar bildirilmiştir. Bu reaksiyonlar arasında tesadüfi bir ilişki kurulamamıştır. ACTİLYSE kullanımından sonra klinik bakımdan önem taşıyan bir antikor oluşumu gözlemlenmemiştir. ACTİLYSE'in kesinlikle yol açtığı bir allerjik reaksiyon bilinmemektedir.
İLAÇ ETKİLEŞMELERİ VE DİĞER ETKİLEŞİMLER :
Kumarin türevlerinin, trombosit agregasyonu inhibitörlerinin, heparinin ve pıhtılaşmayı etkileyen diğer ilaçların kullanılması, kanama riskini artırabilir.
GeçimsizliklerKullanıma hazırlanan solüsyon, steril serum firyolojik (%0.9) solüsyonuyla 1:5'e kadar olmak üzere seyreltilebilir. Ancak ürün, enjeksiyonluk suyla veya dekstroz gibi karbonhidratlı infüzyon solüsyonlanyla daha fazla seyreltilmemelidir. ACTİLYSE dekstroz gibi karbonhidratlı infüzyon solüsyonlarıyla hazırlanmamalıdır. ACTİLYSE, aynı infüzyon flakonunda veya aynı kateterde, heparin dahil diğer ilaçlarla karıştırılmamalıdır.
DOZU VE KULLANIM ŞEKLİ :
Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde; ACTİLYSE, semptomların başlangıcından sonra mümkün olan en kısa zamanda verilmelidir. Bir ACTİLYSE (50 mg) flakonundaki kuru toz içeriği, aseptik koşullar altında, 50 ml enjeksiyonluk suyla eritilerek 1 mg ACTİLYSE/ml'lik bir konsantrasyon elde edilir ve intravenöz olarak verilir. Bu şekilde kullanıma hazırlanan solüsyon, steril serum fizyolojik solüsyonuyla (%0.9) en düşük konsantrasyon 0.2 mg/ml oluncaya kadar daha da seyreltilebilir.
1. Miyokard infarktüsü
a) Tedaviye, semptomların başlangıcını izleyen 6 saat içerisinde başlanabilen miyokard intarktüsü vakalarında 90 dakikalık (hızlandırılmış) dozaj programı: İntravenöz bolus olarak 15 mg, ilk 30 dakikada infüzyon şeklinde 50 mg, Sonraki 60 dakikada 35 mg; maksimal doz olan 100 mg'a ulaşılıncaya kadar. Vücut ağırlıgı 65 kg'ın altında olan hastalarda total doz, vücut ağırlığına göre ayarlanmalı ve önce intravenöz bolus olarak 15 mg, sonra 30 dakika içerisinde infüzyonla 0.75 mg/kg (en çok 50 mg) ve daha sonra da 60 dakika içerisinde infüryonla 0.5 mg/kg (en çok 35 mg) verilmelidir.
b) Tedaviye, semptomların başlangıcını izleyen 6-12 saatte başlanabilen miyokard infarktüsü vakalarında 3 saatlik dozaj programı: İntravenöz bolus olarak 10 mg, ilk saat içerisinde intravenöz infüryonla 50 mg
Sonra her 30 dakikada 10 mg intravenöz infüzyon gidecek şekilde; maksimal doz olan 100 mg'a 3 saatte ulaşılıncaya kadar (vücut ağıriığı 65 kg'ın üstünde olan hastalarda) verilir.
Vücut ağırlığı 65 kg'ın altında olan hastalarda toplam doz, 1.5 mg/kg'ı geçmemelidir.
ACTİLYSE'in kabul edilen maksimal dozu 100 mg'dır.
Yardımcı tedavi:
Semptomlar ortaya çıktıktan sonra mümkün olan en kısa zamanda asetilsalisilik asite başlanmalı ve bu ilaç, miyokard infarktüsünü izleyen ilk aylar boyunca kullanılmalıdır. Önerilen doz, günde 160-300 mg'dır. Trombolitik tedaviyle birlikte 24 saat süreyle veya daha uzun zaman heparin verilmelidir (hızlandırılmış dozaj programında en az 48 saat boyunca). Başlangıçta 5,000 ünitelik intravenöz bir bolusla tedaviye başlanması ve saatte 1,000 üniteyle infüzyona devam edilmesi önerilir. Heparin dozu, tekrarlanan ölçümlerle bulunan aPTT zamanının, başlangıç değerinin 1.5-2.5 katı arasında kalmasını sağlayacak şekilde ayarlanmalıdır.
2. Akciğer embolisi:
2 saat içerisinde toplam doz olarak 100 mg verilmelidir. En fazla deneyim aşağıdaki pozolojiyle elde edilmiştir:
Başlangıçta 1-2 dakikada intravenöz bolus olarak 10 mg, daha sonraki 2 saatte intravenöz infüzyon şeklinde 90 mg.Total doz, vücut ağırlığı 65 kg'ın altında olan hastalarda 1.5 mg/kg'ı aşmamalıdır.
Yardımcı tedavi:ACTİLYSE tedavisi bittikten sonra aPTT değerleri normalin üst sınırının 2 katından daha aşağıya indiğinde, heparin tedavisine başlanmalıdır. Heparin infüryonu, aPTT değeri başlangıçtakinin 1.5-2.5 katı arasında kalacak şekilde ayarlanmalıdır.
Doz aşımı:Her ne kadar nispeten fibrin-spesitikse de, doz aşımından sonra fibrinojende ve diğer pıhtılaşma komponentlerinde klinik bakımdan önemli bir azalma görülebilir. Birçok vakada, ACTİLYSE tedavisi durdurulduktan sonra bu faktörlerin tizyolojik olarak yenilenmesini beklemek yeterlidir. Eğer şiddetli kanama görülecek olursa, taze donmuş plazma veya taze kan transfüzyonu önerilir ve gerekirse sentetik antifibrinolitikler verilebilir.