Acil Bakım ve Fiziksel Tanımlama
Hasta bakımının tüm yönleriyle ele alınmasında en önemli yaklaşım iyi bir tanılamadır. Hasta tanılanmasmın anlaşılması yoluyla acil bakım sürecinin uygulanmasına yardım edecek değişik bulgular elde edilir. Ayrıntılı hasta tanılama, hasta problemlerinin uygun teşhisi ve uygun tedavi edici girişimlerin uygulanmasına izin verir. Son yıllarda acil bölüme gelen hastaların sayısında artma olması, kritik durumda olan hastaları tanımak için sürekli çaba harcanması gerektiğini de ortaya koymuştur. Genellikle de acil servislerinde bu ilk değerlendirme acil hemşiresine düşmektedir.
Her hasta için tanılama ve girişimlerin derecesi farklı olmasına rağmen, sadece önceliklerin belirlenmesi ve hemen girişimlerin yerine getirilmesi bile acil servis hastaları için büyük önem taşır. Uygun girişimlere karar vermek için tanılamayı yapan kişinin tanılama sürecini sistematik bir şekilde yerine getirmesi önemlidir. Bu nedenle fiziksel tanılama iyi öğrenilmesi gereken bir beceridir, çünkü fiziksel tanılama karar vermeyi de içerir. Fiziksel muayenede bazı araçların kullanımı önemli olmasına karşın, tanılama gereksiniminin başında yer alan gözlemler araç gerektirmez. Bu sırada kullanılacak en önemli araçlar görme, dokunma, koklama, duyma gibi duyulardır. Klinik durumlarda toplanan bilginin ne derece önemli olduğunu yorumlamak gözlemcilerin becerisine bağlıdır.
Acil bölümdeki her hasta için her an kötüleşme potansiyeli vardır. Eğer küçük değişiklikler gözden kaçar veya ihmal edilirse, bu kötüleşme yalnızca oluşmakla kalmaz, aynı zamanda geriye dönü-şümsüz de olabilir. Acil bölüm personelinin amacı, hastayı teslim aldıkları ilk andan itibaren daha kötüye ya da areste gidişini önlemek ve diğer taraftan da hastayı iyileştirme çabalarını hızlandırmaktı”.
Fiziksel Tanılamada Karşılaşılan Engeller
1. Mesleki Engeller
Hastayı ilk karşılama ve sıklıkla da ilk değerlendirme yapma acil hemşiresinin sorumluluğunda olmasına karşın, saptanan anormalliklerin sebebine yönelik bir teşhis oluşturma ve tedaviye başlama yalnızca hekimin düşüncesiyle olmaktadır. Bu süreçte hemşirenin yer alması beklenmez, hatta teşhis kelimesi tıbbi bir terim olarak düşünülür. Ancak son yıllarda acil ve kritik bakım alanlarında hasta trafiğinin artması, hastaların bu alanlardan daha fazla bakım talep etmeleri, hekimlerin bu doğrultuda hastalara bakım verme konusunda zaman yetersizlikleri ve aynı zamanda bu alanlarda uzmanlaşan hemşirelerin artması ekip çalışmasını ve karşılıklı güveni kuvvetlendirmiştir. Bu düşünceye sahip bir çok acil ünitesinde hemşireler hastalarım aktif olarak değerlendirmekte ve hastanın stabilizasyonunu sağlamak amacıyla kendi teşhislerini koyup uygun girişimlerde bulunabilmektedirler.
2.Kurumsal Engeller
Bir hastayla birden fazla hemşirenin aynı anda iletişim kurması ve veri toplaması tanılama ve girişimler için önemli bir engel olabilir. Özellikle hasta paylaşımının olmadığı ünitelerde girişimlerde gecikmeler ve tutarsızlıklar görülebilir. Eğer bir hemşire triyaj yapıyor, diğeri hastayı muayene için hazırlıyor ve yaşam bulgularını alıyor, bir başka hemşire tedavi yapıyor, farklı bir hemşirede taburcu ediyorsa burada ortaya çıkacak sorunları azaltmak için bazı düzenlemelerin yapılmasına gerek vardır. Acil servis hemşirelerinin değişimi, hemşire başına düşen hasta sayısının dengelenmesi, tanılamayı yapacak uygun personelin yetiştirilmesi çevresel engellerin ortadan kaldırılması (çevrenin iyi aydınlatılması, aşırı gürültüsüz bir ortam, hasta mahremiyetinin sağlanması v.b) gibi alınacak bazı önlemler bu engeli ortadan kaldırabilir.
3. Hastayla İlgili Engeller
Hastaya ait dil problemi, aile bireyleri, hasta ve sağlık bakım ekibi arasında bilgi akışını engelleyebilir. Aynı zamanda acil personelin hastaya karşı tutumlan çok önemlidir. Aceleci, kanşık bir davranış ilişkinin niteliğini etkileyebilir. Hastaya karşı ön yargılı davranma, hastanın davranışı ve görünüşü de tanılama sürecini etkileyebilir. Düşmanca tavırları olan, sorulan sorulara yanıt vermeyen ya da kişisel hijyeni çok kötü; pis kokan, bitli ya da herhangi bir bulaşıcı hastalığı olan hastanın tanılanması gecikebilir. Hastanın yaşı da tanılama sürecinde önemlidir. Çok yaşlı ya da çok genç hastalar rahatsızlıklannı tanımla-yamazlar. Yaşlı hastalarda ağn duyusu kaybolmuştur, aynı zamanda konfüze ve unutkan da olabilirler. Küçük bir bebeğin annesi de çocuğun yaralanma ya da hastalığını tam olarak tanımlayamaz aynca nörolojik, kardiyak ve solunum parametrelerinin çocuk ve yaşlı hastalarda normal oranlanndan farklı olduğu unutulmamalıdır.
Tüm acil ünitelerinde hasta değerlendirmesinde bu engellerle karşılaşılabilir. Tanılamayı yapan kişi bazan bu işten vazgeçebilir veya bu engelleri aşabilir.
Fiziksel tanılama akıllıca ve uygun kullanımı gerektiren bir araçtır. Her ne kadar aynı temel beceriler ve teknikler her zaman kullanılsa da, hastanın muayenesinde kullanılan sistem yaş ve klinik gereksinimlerine göre çok farklı olabilir. Yetişkin hasta tam bir muayene için istekli olabilir. Ancak 2 yaşındaki bir çocuk genellikle kendisine herhangi birisinin dokunmasını istemez ve normalde kolaylıkla korkabilir. Muayene eden kişi ne yapması gerektiğine karar vermelidir. Kişinin tam bir muayenesi ve sonuna dek tamlanabilmesi bireysel farklılıklar gösterir.