Türkiye’de Acil Bakım Hizmetlerinde Yasal Zorunluluklar
Bir çok gelişmiş ülke yasaları kişinin izni olmadan tıbbi yardım veya acil bakım amacı ile de olsa bireye dokunmayı yasaklar.
2918 sayılı karayollan trafik kanunun 8. Maddesi b fıkrası “Sağlık Bakanlığı’nın ilgili birimleri ile Karayollannın ilk yardım, acil yardım, yaralıların taşınması ve tedavileri konulannda gerekli önlemleri almak, bu kanun ve diğer mevzuatlarla verilen hizmetleri yerine getirmek” hükmünü getirir. Bu yasa 1983’de yürürlüğe girmiştir.
1984’de Sağlık Bakanlığı ambulans satın alarak “Hastanelerde Kentsel kesim genel hizmetleri için Hızır Acil Servisi” kurmuştur. Bu
servislerde çok sayıda ambulans hizmet vermektedir. Aynı yıllarda Ulaştırma bakanlığı tarafından karayollarına sayıları 3.000.000 civarında olan jetonsuz telefonlar konulmuştur.
Hızır acil denilen ambulans sistemine her 3 yılda değişen 07,077 ve en son 112 no’lu telefon ile ulaşılabilir. Bunlar daha çok şehir acil hizmetleri içindir. Kazaların yoğun olduğu karayollan ile iletişimi yoktur. Karayolları kenarındaki telefonlarla polis imdata (155), Jandarma (156) ya ulaşılır fakat 112 ile iletişim kurulamaz. Çünkü henüz Haberleşme ve Sevk Merkezleri ile Acil Bakım Merkezleri kurulamadığından kaza ve acil sağlık durumlarını bildirme, değerlendirme ve bir yere yönlendirme olanaksızdır. Kazalarda ölümlerin %10’unun ilk 5 dakikada, %50’sini ilk 30’dakikada olduğu dikkate alınırsa haberleşme ağı çok önemlidir.
Trafik kanununun 82. maddesi a ve b fıkrasında “Karayollarında meydana gelecek trafik kazalarına hemen el konmasını, ölü ve yaralıların taşınması ve yaralıların tedavisini veya sanıkların yakalanmasını sağlamak için;
a. Kaza yerinden geçmekte olan ve kazaya karışmış bulunan araçların sürücüleri kaza mahallinde ilk yardım önlemlerini almaya ve en yakın zabıtaya ve sağlık kuruluşuna haber vermeye ve yetkililerin talebi üzerine yaralıları en yakın sağlık kuruluşuna götürmeye,
b. Şehirlerarası akaryakıt istasyonları belirlenen standartlara uygun ilk yardım malzemesini her an kullanabilir durumda bulundurmaya zorunludur demektedir.
Yukarıdaki yasa gereği acil bakıma gereksinimi olan bireyi gören, güvenlik görevlilerine haber verecek ve ancak yetkili isterse yaralıyı sağlık merkezine taşıyabilecektir. Bu durum zaman kaybına ve dolayısı ile yaralının kaybına, ölümüne neden olabilir. Bize göre hayati tehlike (kalp ve solunum durması, kanama, ağır şok ve yaralanma) olanlarda bireyin bilinç bulanıklığımda dikkate alarak “Hayati Koruma ve Kurtarma” gerekçesi ile hastanın iznini beklemeden yaşamı kurtarmalı ve yaşama destek verecek tedaviye başlamalı, gerekli yerlere haber vermeli ve yaralı hastaya zarar vermeksizin hastane veya sağlık merkezine ulaştırılmalıdır. Ancak bilinçsiz, temel ilk yardım ve acil bakım kurallarını bilmeyenlerin girişimde bulunması yarar yerine zarar verebilir, yasal olarak da uygulayıcı olumsuz bir sonuçtan sorumlu tutulabilir.
Örneğin ABD’de bireyin izni olmadan o kişiye dokunmak ve girişimde bulunmak suçtur. Fakat acil bakım gerektiren yerde bireyin kaza yapması sonucu oluşan durumlarda yasa, o kişinin olay yerinde bulunmasını önceden verilmiş rıza olarak da değerlendirebilir. Rıza veya kabul işlemi yazılı olur ancak acil olaylarda hastanın sözlü beyanı, baş eğmesi ile de alınmış sayılabilir. Bireyde bilinç kaybı, konfüzyon denilen sersemlik halinde yararı düşünülen işlem izin almaksızın yapılır. Hasta, yaralıların ve 18 yaşın altındaki çocukların l.nci ve 2.nci derecedeki yakın akrabalarının izin vermesi gerekir. Bunlar tedaviyi reddettiklerinde hasta veya yaralıya ait muayene kağıdına imzaları alınmalıdır.
Kamu kuruluşlanna ait hızır acil veya ambulans servisleri her türlü acil çağn ve başvuruya ücretsiz olarak yanıt vermek zorunluluğundadır.
İlk acil yardım ve bakımı yapan kişinin , yaralı veya hasta sağlık merkezine taşınırken kısa bir görgü belgesi veya raporu yazması yararlıdır. Eğer bu acil ilk bakımı yapan kişi acil bakım ekibi üyesi ise, zamanı, ilk bulguları, yapılanları sağlık merkezine ulaştırma-lı, bu raporun kopyası ilerdeki tanıklık için saklanmalıdır.
Bazı ülkelerde kurs görmüş Acil Tıbbi Teknisyenler (ATT) bireyin öldüğüne dair karar verebilir. Ülkemizde ise yaralı veya ölü, polis (bazı ölümlerde savcı) gelmeden yerinden kaldırılmaz, hekim raporu olmadan da ölmüş sayılmaz. Hekim raporu için hastaneye götürülür ya da hekim olay yerine çağırılır.
Adli tıp yönünden üç tip ölüm vardır.
/. Ani ölüm: Yiaza, felaket, zehirlenme, kalp krizi gibi olaylar sonucu olan ölümler,
2. Beklenmedik ve Şüpheli Ölüm: Bir kişinin herhangi bir yerde ölü bulunması veya sebebi bilinmeyen ölümler,
3. Kronik Ölüm: Uzun süredir devam eden hastalıklar sonucu olan ölümlerdir.
Acil durumlarla ilgili yasal özellikle ani ölümler ile beklenmedik ve şüpheli ölümler içindir. Türk Ceza Kanununun (TCK) 530. Maddesine göre suç niteliği veya şüphesi bulunan olaylarda hekim, hemşire, ebe ve sağlık memuru durumu Cumhuriyet Savcılığına bildirmek zorunluluğundadır. Ayrıca ölüm veya yaralanmalı her türlü kaza, zehirlenme, bıçak veya silahlı yaralanma, çocuk düşürme, ırza tecavüzde de savcılığa haber verme zorunluluğu vardır. Bu durumların hastane polisine de bildirilmesi yeterlidir. Bulaşıcı hastalıkların Sağlık Müdürlüğüne bildirilme zorunluluğu vardır.
TCK’nun 178. Maddesi ve bunu değiştiren hükümler gereği adli olay ve bulaşıcı hastalıklar dışında aileden birinin izni olmaksızın otopsi yapılamaz ancak tanı veya bilimsel araştırma amacı ile iğne biopsisi ile parça kan ve idrar alınır.
Terminal dönemdekiler dahil yaralı/hasta kendisi veya ailesi ister ise imza vererek hastaneden istediği zaman çıkabilir veya yatmaz. Nakil sırasında yaşamını kaybetme riski taşıyan hasta/yaralıyı başka bir hastaneye göndermek suçtur. Tetkik için gönderildiğinde bile acil bakım ekibinden bir görevli olmalıdır. Ekonomik durumu yetersiz hastalar acil durumlar ve doğum için hastaneye kabul edilir. Acil durum ortadan kalktıktan sonra başka bir sağlık kuruluşuna sevk edilebilir.
Bazı durumlarda ekip üyesi bazı hareketleri yapmaya veya ondan kaçınmaya zorunludur. Kısaca eğer bireyin hareketleri başkalarına zarar verebilecek ise onların güvenliğini ve iyiliğini düşünmelidir. Ekip elemanının davranması gereken şekle tedavi ve bakım standardı denilir.
Bakımın standardı bölgesel şartlar, pozisyon, kurallar, yasalar gibi birçok şekilde belirlenir. Ayrıca sağlık ekibinin yaptığı işin etkinliğini belirlemede profesyonel veya kuruluşun standartları da rol oynar.