Hastanın klinik durumunun düzelmesi birkaç günden birkaç haftaya kadar sürebilir. Bu dönem boyunca hastalar yakından gözlenmelidir. Psikotik hastalıklarda intihar girişimi olasılığı doğaldır, ilaç tedavisinin yanı sıra hasta yakından gözlenmelidir.
Antipsikotik tedavi süresi uzayınca tardif diskinezi riski arttığı için, eğer tardif diskinezi belirti ve bulguları görülürse dozun azaltılması ya da ilacın kesilmesi düşünülmelidir. Bu bulgular geçici olarak kötüleşebilir veya tedavi kesildikten sonra dahi ortaya çıkabilir. Aripiprazol dahil antipsikotik ilaçların uygulanması ile bağlantılı olarak kimi zaman Nöroleptik Malign Sendrom (NMS) denilen potansiyel olarak ölümcül bir bulgu kompleksi bildirilmiştir. NMS’nin klinik belirtileri hiperpireksi, kas gerginliği, mental durumda değişiklikler ve otonom instabilite belirtileridir (düzensiz nabız ya da kan basıncı, taşikardi, aşırı terleme ve kardiyak disritmi). Ayrıca kreatin fosfokinazda artış, miyoglobinüri (rabdomiyoliz) ve akut böbrek yetmezliği de görülebilir. Eğer bir hasta NMS belirti ve bulguları geliştirirse, ya da NMS’nin diğer klinik belirtileri olmadan açıklanamayan yüksek ateş gelişirse, ilaç derhal kesilmelidir.
Nöbet bozukluğu hikayesi ya da nöbetle ilişkilendirilen durumları olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Potansiyel olarak alfa1-adrenerjik reseptör antagonist aktivitesi nedeniyle, aripiprazol ortostatik hipotansiyon ile bağlantılı bulunabilir. Aripiprazol kardiyovasküler hastalığı (miyokard infarktüsü ya da iskemik kalp hastalığı hikayesi, kalp yetmezliği ya da iletim anormallikleri), serebrovasküler hastalığı ya da hipotansiyona neden olabilecek durumları (dehidratasyon, hipovolemi ve antihipertansif ilaçlarla tedavi) olduğu bilinen hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Aripiprazol, iç vücut sıcaklığında bir artışa neden olabilecek örneğin yoğun egzersiz, aşırı sıcağa maruz kalma, antikolinerjik aktivitesi olan ilaçlarla birlikte alımı ya da dehidratasyona maruz kalma gibi durumların söz konusu olacağı hastalarda uygun bir özen gösterilerek reçetelenmelidir. Antipsikotik ilaç kullanımı özofagus dismotilitesi ve aspirasyon ile ilişkilendirilmiştir. Aspirasyon pnömonisi riski olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Atipik antipsikotik ilaçlarla tedavi edilen, demansla ilişkili psikozu olan yaşlı hastalarda ölüm riski yüksektir. Ölüm nedenleri çeşitli olmakla birlikte, ölümlerin büyük bir kısmının kardiyovasküler (ör. kalp yetmezliği, ani ölüm) veya infektif (ör. pnömoni) tabiatta olduğu düşünülmüştür.
Aripiprazol demansla ilişkili psikozu olan hastaların tedavisinde kullanılmaz. Alzheimer hastalığı ile ilişkili psikozu olan yaşlı hastalarda, ölüm dahil serebrovasküler advers olaylar (ör. inme, geçici iskemik atak) rapor edilmiştir. Aripiprazol ile tedavi gören hastalarda görülen serebrovasküler advers olaylar için istatistiksel olarak anlamlı bir doz yanıt ilişkisi vardır. Tedavi edilen hastalarda hiperglisemi ve diyabet bildirilmiş, bazı vakalarda hipergliseminin aşırı derecede olduğu ve ketoasidoz, hiperosmolar koma veya ölüm ile ilişkili olduğu rapor edilmiştir. Çok nadir hiperglisemi rapor edilmiştir.
Şizofreni hastalarında arka plandaki diabetes mellitus riskinin yüksek olması ve genel popülasyondaki diabetes mellitus insidansının artmakta olması, atipik antipsikotik kullanımı ve glikoz anomalileri arasındaki ilişkinin değerlendirilmesini güçleştirmektedir. Atipik antipsikotiklerle tedavi edilen hastalarda hiperglisemi bağlantılı yan etkileri riski kesin olarak tahmin edilememektedir. Diabetes mellitus teşhisi konmuş ve atipik antipsikotiklere başlamış olan hastalar glikoz kontrolünün kötüleşmesi ihtimaline karşı düzenli olarak izlenmelidir. Diabetes mellitus risk faktörleri olan (örn. obezite, ailede diabetes hikayesi) ve atipik antipsikotik tedavisine başlayan hastalara tedavinin başlangıcında ve periyodik olarak tedavi süresince açlık kan şekeri testi yapılmalıdır. Bazı vakalarda, ilacın kesilmesine rağmen anti-diyabetik tedaviye devam edilmesi gerekmiştir.
Hamilelik kategorisi C’dir. İnsanlarda sınırlı deneyim olduğu için, hamilelikte yalnızca eğer beklenen yarar fetusa karşı olan potansiyel riskten daha fazlaysa kullanılmalıdır. İnsan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Hastalara, aripiprazol alıyorlarsa emzirmemeleri önerilmelidir. 18 yaşın altındaki hastalarda güvenilirliği ve etkinliği kanıtlanmamıştır. Hastalar, aripiprazolün kendilerini olumsuz etkilemediğinden emin olana kadar motorlu araçlar dahil tehlikeli makinaları kullanmamaları konusunda uyarılmalıdırlar.