İhmal; çocuğun beslenme, giyinme, barınma, eğitim, sağlık ve sevgi gibi temel gereksinimlerinin, çocuğa bakmakla yükümlü kişi veya kişiler tarafından karşılanmaması sonucu, çocuğun gelişiminin en üst düzeyde gerçekleşmesinin engellenmesi olarak tanımlanmaktadır.
Duygusal istismar ise anne, baba ya da diğer yetişkinler tarafından çocuğa sözel olarak (çocuğu aşağılamak, küfür etmek, duygusal ihtiyaçlarını karşılamamak, vb.) saldırgan davranışlarda bulunmak olarak tanımlanmaktadır.
Nedense istismar denince akla ilk gelen cinsel ve fiziksel istismar olur. Çünkü duygusal istismar ve ihmal, fiziksel ve cinsel istismar gibi somut izlere sahip değildir. Bir çocuğun cinsel tacize uğradığının ya da dayak yediğinin belirtileri somut olarak görebilirken; duygusal olarak ne kadar yıpratıldığını anlamak için ya bu olaya şahit olmak, ya da çocuğun bunu dile getirmesini beklemek gerekir.
Ya ihmal… İhmal her yerde… Evlerde, okullarda, sokaklarda. Özellikle ailenin ekonomik şartlarından dolayı çocukların temel gereksinimlerinin çoğu kıt kanaat karşılanıyor ya da karşılanamıyor. Anne-baba olarak çocuğu aşağılamayı, bağırmayı, sevgi ve ilgimizden mahrum bırakmayı bir disiplin şekli olarak algılıyor ve bunun çocuğumuzun gelişimini olumsuz etkileyeceğini düşünmüyoruz bile.
Ülkemizde bulguları çok açık olan cinsel istismara karşı kanuni yaptırımlar yetersizken; fiziksel istismar ise bir disiplin şekli olarak görülürken; duygusal istismar ve ihmalin, bir istismar çeşidi olduğu ve çocuğa en az cinsel taciz ve darp kadar zarar verdiğinin farkında bile değiliz.
Kaynak: Hastane.com.tr