Organizma kendisi için en iyi , en uygun bir denge içinde kalma eğilimi gösterir. Bu dengeyi sağlamak ve sürdürebilmek için organizmanın içinde doğuştan var olan ya da sonradan kazanılan gereksinimler, dürtüler, güdüler ve uyum düzenekleri vardır.
Karşınızdaki kişinin beklediğiniz tepkiyi vermemesi, o anki gereksinimlerinizi karşılamaması dürtülerinizi harekete geçirebilir ve dürtülerinizi kontrol etmekte güçlük çekebilirsiniz.
Yaşanılan olumsuz bir olaya (ya da bir kişiye) verilen tepki öfke ,sinirlenme tepkisidir.
Saldırganlık; başkalarına fiziksel ve psikolojik zarar verme niyeti taşıyan tüm davranışları içinde barındırmaktadır.(davranışsal boyut) Saldırganlık engellenme ile çok yakından ilişkilidir.Ancak; engellenme duygusu her zaman saldırganlığa neden olmayabilir.
Sizi engelleyen bir olay ( ya da durum) sizi öfkelendirirken bazen hiç öfkelendirmeyebilir. Engellenmeye karşı farklı tepkiler ortaya çıkabilir.Bazı insanlar engellendiklerinde geri çekilir ve yardım beklerken bazıları engellendikleri olaylardan(ya da kişi) uzak kalmayı başarabilirler.
Saldırgan davranışı gösteren kişiler; engellenmeleri karşısında ya da sinirlendiklerinde bu durumla baş etme yolu olarak saldırgan davranışı daha önceden öğrenmiş kişilerdir. Saldırganlık çok farklı uyarıcılara gösterilmiş olan öğrenilmiş bir davranıştır.
Örneğin; aile içi şiddete tanık olmuş olan çocuklar saldırgan davranışları öğrenmişlerdir öfkelerini ortaya çıkaran bir uyarıcıyla karşılaştıkları zaman da bu eylemlerini saldırgan davranışlara dönüştürebilirler.
İş yerinizde huzurlu bir şekilde çalışıyorken yapmış olduğu bir davranış ya da söylemiş olduğu kışkırtıcı bir sözle sizi çileden çıkaran bir kişiye iç sesiniz ;
– “Haydi! Kalk sandalyeden , git ve şu adama artık haddini bildir.”
Diyor olsa da; unutmayın bu ay ödemeleriniz var, kredi kartı borcunuz ayın altısında ve aslında bu işinizi çok seviyorsunuz , bu kişi için tüm bunları riske atmanın bir anlamı yok! öfkenizi kontrol altına almalısınız.
Sizi sinirlendiren bir insansa öfkelendiğiniz durumda neler hissettiğinizi ifade edin ve olay(ya da durum) ile ilgili açıklamalar yapın. Sizi öfkelendiren davranışı tekrar tanımlamak hem sizi rahatlatacak hem de karşınızdaki kişinin olayı tekrar değerlendirmesini sağlayacaktır.
Eğer çok gerginseniz konuşmayı erteleyebilirsiniz. Doğru iletişim yöntemleri kullanmalısınız. Empatik bir iletişim kurmalısınız. Eğer çok sinirliyseniz nefes egzersizleri yapabilirsiniz. “Şu anki huzurumu kaçırmasına ve beni bugün mutsuz etmesine izin vermicem.” Gibi olumlu düşünce sürecine girin.
Olumsuzluklara odaklanmanız öfkenizi daha da arttırarak saldırgan davranış göstermenize ya da tamamen içe çekilerek sessiz kalmanıza neden olacaktır. İçe çekilme davranışı öfkeyi bastırmak, hiç öfkelenmemiş gibi gözükmektir ki bu size zamanla çok zarar verici bir boyuta gelecektir.
Stres etkenleri, kişinin dayanıklılığı üzerinde baskı yaparak bu dayanıklılığı zamanla düşürdüğünde kişi bunlara karşı savunma ve baş etme yeteneklerini göstermekte yetersiz kalabilir. Kişinin bütünlüğünün sarsıldığı , savunmalarının yetersiz , yersiz , aşırı ve uygunsuz olduğu durumlara; yani kişinin uyum dengesini yitirdiği ya da denge sağlamak için patolojik savunmalara başvurduğu durumlar “bozukluk ya da hastalık” olarak yorumlanmaya başlar ve bir uzman desteği almak gerekmektedir.
Tedavi: Bilişsel, davranışçı yaklaşımlar , kişilerarası terapi, destekleyici terapi, aile terapisi, farmakoterapi uygulanmaktadır.
Psikolog Eda Gökduman
Kaynak: Hastane.com.tr