Tüketilen bütün içecekler arasında ne yazık ki sütün payı sadece yüzde 9′ dur. Kişi başına yıllık içme sütü tüketimi ülkemizde sadece 24 litredir. Oysa bu miktar birçok Avrupa ülkesinde 100 litrenin üzerindedir. Süt, insan organizması için gerekli pek çok besin öğesini bileşiminde hemen hemen yeterli ve dengeli bir şekilde içeren ve insan organizmasında yüzde 80 civarında kullanılan çok önemli bir besin maddesidir.
Yaşamın başlangıcından itibaren, her yaş döneminde sağlıklı beslenmede çok önemli bir yere sahip olan sütün, içeriğindeki kalsiyumun, süt ve süt ürünleri olmadan alınması mümkün değildir.
Kalsiyum tüketimi ile kemik yoğunluğu arasında sıkı bir ilişki vardır. Süt ve süt ürünlerinin kemik yoğunluğunun en üst noktaya ulaştığı yirmili yaşlara kadar tüketilmesi, kemik yoğunluğunun artmasına neden olmaktadır. Her yaş grubunun günde en az 2 su bardağı süt veya süt ürünlerini tüketmesi gerekmektedir.
Günde bir bardak süt içen bir çocuk, protein ihtiyacının yüzde 35’ini, kalsiyum ihtiyacının yüzde 52′ sini, B12 vitamini ihtiyacının yüzde 98’ni karşılayabilmektedir.
Çocuklarımızda beslenme bozukluğu hala önemsenecek düzeyde olduğu ülkemizde, bu denli değerli besin maddesinin tüketiminin artırılması ve özellikle hayatımız boyunca sahip olduğumuz alışkanlıkların edinildiği en önemli dönem olan çocukluk ve gençlik dönemlerinde süt içme alışkanlığının kazanılması çok önemlidir.
Süt tüketimi sağlıklı bir toplum oluşturulmasının yanında osteoporoz gibi ülkemizde özellikle ileri yaş kadınlarda sıklıkla görülen ve tedavisi için bütçemizden önemli bir yer ayırdığımız önlenebilir kemik hastalıklarının görülme sıklığı ve sağlık harcamalarının azaltılmasına da çok önemli bir katkıdır.
Kaynak: Hastane.com.tr