Medikal teknoloji bu beklentiyi karşılamada hastalara; kimyasal peeling, Botox, dolgu maddeleri ve lazer gibi, çok da invazif olmadan sonuç alınabilecek çeşitli yöntemler sunuyor. Bu tedavilerden biri de, ilk olarak 1997’de uygulanmaya başlanan, ancak son yıllarda dikkat çeken “Dermaterapi” yöntemi.
Anadolu Sağlık Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Sadiye Kuş, son yıllarda dikkat çeken Dermaterapi uygulamasında başarılı sonuçlar elde edilmesine karşın, araştırmaların da devam ettiğine dikkat çekti.
Dermaterapi yönteminin kullanıldığı endikasyonlar sadece antiaging ve ince kırışıklıkların giderilmesiyle sınırlı değil. Akne izlerinin belirginliğinin azaltılmasında, porlu (gözenekli) cilt yapısının iyileştirilmesi ve cilt çatlaklarının hafifletilmesi amacıyla da uygulanıyor.
Dr. Sadiye Kuş, “DermaTerapi yöntemi ile “cilt daha sağlıklı ve genç bir görünüme kavuşuyor aynı zamanda kısa sürede birçok cilt problemi hastaları mutlu edecek düzeyde azalıyor” dedi.
Dr. Sadiye Kuş, cilt gençleştirme amaçlı ince çizgi ve kırışıklıkların, genişlemiş gözeneklerin, ciltte gevşeme ve sarkmaların tedavisinde, akne izlerinin, suçiçeği ve diğer yara izlerinin, cilt lekelerinin, gebelik çatlakları ve diğer cilt çatlaklarının giderilmesinde ve hafifletilmesinde, selülit ve saç dökülmesinin tedavisinde son derece başarılı sonuçlar elde edildiğini hatırlatarak, uygulamayla ilgili şu bilgileri verdi;
Bu işlemde silindirik bir tamburun üzerine ergonomik şekilde dizilmiş, derinlikleri 0,2 mm ile 2,5 mm arasında değişen 192 adet özel üretilmiş çelik mikro iğnelerden oluşan tıbbi bir alet kullanılıyor. Cilde uygulandığında derinin koruyucu üst tabakasına hiçbir zarar vermeden mikro iğneler yardımıyla cildin alt katmanlarına uzanan mikro kanallar açılıyor. Deri altına açılan bu binlerce minik kapı herhangi bir iz bırakmaksızın 15 dakika içinde kendiliğinden kapanır. Bu mikro kapılardan büyüme faktörlerinin deri içine gönderilebilmesi etkinliği daha da artırır.
Deriyi zedelemeden nazikçe tedavi etmesinden dolayı yöntemi “Cilt dostu” olarak tanımlayan Dr. Sadiye Kuş, “Birçok antiaging (cilt gençleştirme) yöntemi cildin koruyucu üst tabakasını bir dereceye kadar feda ederek yara iyileşme sürecini tetikler ve böylece kollajen ve elastin sentezini artırmayı hedefler.
DermaTerapi Yönteminin başarısı ise deride gerçek bir yara oluşturmadan, sadece yara varmış algısı oluşturmaktır. Böylece deri içinde var olan büyüme faktörlerini sahneye çıkarıp, doğal bir yanıt oluşturarak kolajen ve elastin sentezini artırmaktır. Bu sayede cildi inceltmeyip aksine kalınlığını, sağlamlığını, dolgunluğunu ve elastikiyetini arttırır.
Uygulamanın hastaya rahatsızlık vermediğini ve hassas ciltler dahil tüm cilt tipleri için uygun olduğunu söyleyen Dr. Sadiye Kuş, ayrıc cildin epidermis tabakasının korunmasından dolayı iyileşme süresinin de diğer cilt gençleştirme yöntemlerine göre çok daha kısa olduğunu söyledi. İşlem sonrasında hastanın günlük ve sosyal yaşamının etkilenmediğinin altını çizen Dr. Kuş, güneşe duyarlılığı artırmadığı için işlem sonrasında leke gelişme riskinin olmadığını ve bu nedenle de yıl boyunca uygulanabileceğini aktardı.
Dr. Sadiye Kuş, alternatif tedavilerle en çok zorlanılan uygulama alanları olan göz etrafı, ağız çevresi, boyun, el üzerlerinde de DermaTerapi’nin çok iyi sonuç verdiğine işaret etti. Dr. Kuş, dünya genelinde 150 binden fazla uygulamanın gerçekleştirildiğini ve bunların hiç birinde yan etki bildirilmediğine özellikle dikkat çekti.
Kaynak: Hastane.com.tr