Kalp hastalıkları tüm dünyada en yaygın hastalık ve ölüm nedenleri arasında yer alıyor ve kalp krizi geçiren hastalardaki her 1 saatlik gecikmede, 100 kişiden biri tedavi edilmediği için yaşamını yitiriyor. Bu bilgiler ışığında; kalp hastalıkları ile mücadelenin önemi artarken, kalp krizine karşı acil müdahale de öne çıkıyor. Memorial Hizmet Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tevfik Gürmen, kalp krizine doğru yaklaşım hakkında bilgi verdi.
Kalp Damarlarının Tıkanması Kalp Krizine Neden Oluyor
Koroner kalp hastalığı dünyada ve ülkemizde en önde gelen hastalık ve ölüm nedenidir. Koroner arterler (atardamarlar) kalp kasının kan ihtiyacını karşılayan, kalbin çalışması için gerekli oksijen ve diğer maddeleri sağlayan damarlardır. Bu damarların duvarında kolesterol, yağ tortuları, çeşitli hücreler ve kalsiyum gibi maddelerin birikmesi sonucu damarda daralma veya tıkanmalar oluşmaktadır. Daralmış bölgelerden geçen kan akımının azalması ve o damarın beslediği kalp kası bölgesinin yeterli beslenememesi nedeniyle eforla veya istirahat halinde gelen göğüs ağrıları ortaya çıkar. Damarın tamamen tıkanması çoğunlukla kalp krizine neden olur. Kalp krizi (miyokard enfarktüsü) kalp kasının bir bölgesinin kandan yoksun kalması nedeniyle oluşur. Kalp kasının oksijensiz kalması sonucunda biriken kimyasal maddeler ağrıya neden olmaktadır. Bu durum 15-20 dakikadan uzun sürdüğünde kalp kasında geri dönüşümsüz hasar oluşmaya başlar. En büyük hasar ilk saatlerde olduğundan tıkanmış olan koroner damarın bir an önce açılması kalp krizi tedavisinin esasını oluşturmaktadır.
Yaşlı ve diyabetik Hastalarda Kalp Krizi Göğüs Ağrısı Ile Gelmeyebilir Kalp krizinin en sık görülen belirtisi göğüs ağrısıdır. Ağrı 20 dakikadan uzun sürdüğü ve tedavi edilmediği takdirde 4-6 saatten fazla devam edebilir. Genellikle göğüs ortasında baskı, sıkışma hissi şeklindedir ve boyuna, çeneye, kollara (daha çok sol kola) yayılır. Ağrı başlangıçta maksimum düzeyde değildir, gittikçe artar. Birçok hastada ağrı ile birlikte bulantı, kusma, terleme olur. Ağrıya nefes darlığı, baş dönmesi, baygınlık eşlik edebilir. Ancak bazı hastalarda, özellikle şeker hastalarında ve yaşlılarda ağrı olmayabilir; kalp krizi; sıkıntı, fenalık hissi, nefes darlığı, bayılma gibi belirtilerle kendini gösterebilir.
Kalp Krizi Geçiren Hastayı Dinlendirirken Bir Yandan da Ambulans Çağırın
Kalp krizi geçiren kişi bir an önce yoğun bakım ünitesi olan, tercihen acil anjiyografi ve anjiyoplasti (balon) / stent uygulamaları yapılabilen donanımlı bir sağlık kuruluşuna ulaştırılmalıdır. Kalp krizinden kuşkulanılan hasta rahat bir pozisyonda efor sarfetmeden dinlenmeli ve olanak varsa donanımlı bir ambulansla hastaneye götürülmelidir. Evde yapılabilecek en yararlı tedavi bir tablet aspirin çiğnetmek veya suda eritip içirmektir.
Her Bir Saatlik Gecikmede Kalp Krizi Geçiren 100 Hastadan Biri Kaybedilmektedir
Enfarktüs şüphesi varsa hiç zaman kaybetmeden donanımlı bir hastaneye gidilmelidir. Hastaların çoğunda basit bir EKG kaydı hemen tanı konmasını sağlar. Kalp krizi geçirmekte olan hasta koroner yoğun bakım ünitesinde tedaviye alınır. Acil girişim olanağı olan merkezlerde ekip hazırsa hasta doğrudan anjiyografi odasına alınabilir. Kalp krizinde esas tedavi bir an önce tıkalı damarın açılmasıdır. Bir yandan ritm bozuklukları, kalp durması gibi hayati komplikasyonlarla mücadele ederken; diğer yandan tıkanmış damar bölgesinde tekrar kan akımını sağlamak için gereken tedaviye başlanmalıdır. Tıkanmış damar başlıca iki yöntemle açılabilir:
1. Anjiyoplasti (balon) ve stent uygulaması.
2. Pıhtı eriten (trombolitik) ilaçlar.
Acil Girişim İIaç Tedavisinden Daha Başarılı
Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar balon/stent uygulamasının pıhtı eritici ilaç tedavisinden daha etkili olduğunu göstermektedir. Pıhtı eritici ilaçların en korkulan komplikasyonu olan beyin kanaması riski balon/stent uygulaması ile ortadan kalkmaktadır. Kalp krizinin acil balon/stent uygulaması ile tedavisi yönteminde en önemli nokta yeterli altyapıya, donanıma sahip hastanelerde, 7 gün/24 saat hizmet verebilen deneyimli operatörler tarafından yapılması gerekliliğidir. Kalp krizi tedavisinde ilk 2-3 saat içinde damar açıldığında en büyük yarar elde edilmektedir. Ancak geç başvuran hastalarda ilk 12 saat, bazı durumlarda ilk 24-36 saat içinde dahi girişim yapmak yararlı olmaktadır.
Tedaviye Ömür Boyu Devam Etmelidir
Anjiyoplasti/stent uygulaması sonrası hastanın tedavisine koroner yoğun bakım ünitesinde devam edilir. Çoğu hasta 24-48 saat sonra normal servise çıkar, birkaç gün de serviste yattıktan sonra hastaneden ayrılır. Ancak her hastanın farklı olduğu ve kalp krizi geçirmiş kişilerde tedavinin ömür boyu devam edeceği unutulmamalıdır.
Memorial
Prof. Dr. Tevfik Gürmen
Kaynak: Hastane.com.tr