Göz içi basıncının yüksekliğine bağlı olarak ortaya çıkan glokom, sinsi bir hastalıktır. Tedavi edilmediğinde görme kaybına neden olur.
Erken teşhisle tedavide başarı oranı artan glokomun risk grubundaki kişiler ise; ailesinde glokom hastalığı bulunanlar, diyabet hastaları ve miyoplar Türkiye’de yaklaşık 400 bin glokom hastası olduğu, ancak bunlardan beşte birinin tedavi için başvurduğu tahmin ediliyor.
Prof. Dr. Can Üstündağ, glokom hakkında merak edilen soruları yanıtladı.
Glokom nedir?
Glokom, görme sinirinin ilerleyici olarak hasar görmesidir. Bu hasarın başta gelen nedeni göz içindeki basıncın yüksekliğidir. Normalde göz içinde sürekli bulunan, aynı zamanda sürekli bazı kanallarla dışarı atılan sıvı var. Göz merceği ve saydam tabakanın beslenmesini sağlıyor. Bu sıvı dışarı atılamadığında göz içi basıncının artmasına neden oluyor. Artan göz içi basıncı ise görme siniri hücrelerinin ölümüne yol açıyor. Göz siniri hücreleri öldüğünde kalıcı görme kaybı ortaya çıkıyor. Görme sinirinin dolaşımının bozulduğu, doku zafiyeti veya yapısal bozuklukların görüldüğü durumlarda görme siniri basınca daha duyarlı hale gelebilir. Basınç yükselmeden de hasar gelişebilir. Görme siniri inceleniyor.
Nasıl tedavi ediliyor?
Tedavi yaşam boyu sürer. Hayat boyu ilaç kullanmak gerekir. Araştırmalar şunu gösteriyor; yaş ne kadar genç ise ameliyatın başarısı o kadar düşük. İkinci iyi bilinen durum; hasta ne kadar uzun süreli ilaç kulanmışsa ameliyatın başarısı o kadar düşük. Glokom hastasında tedaviyi planlarken hastanın ortalama ömür beklentisini dikkate almak gerekiyor. Glokom tedavisinde nasıl bir gelişme kaydedildi? Glokom ameliyatında, gözün beyaz zarından bir kanal açılıp göz tansiyonu düşürülüyor. Ameliyatın en önemli handikabı, açılan kanalın vücuttaki yara iyileşmesi ile tekrar kapatılabilme potansiyeli. Bu yüzden son yıllarda ameliyat sırasında veya sonrasında yara iyileşmesini geciktiren bazı maddeler kullanılıyor. Bunun dışında cerrahinin başarısız olduğu ya da nispeten az başarılı olduğu durumlarda diyot lazer ile gözün sıvı salgılayan kısmı (siliyer cisim) tahrip ediliyor.
Göz tansiyonu ne kadar sıklıkta ölçtürülmeli?
Birinci dereceden akrabası göz tansiyonu hastası olanlar, 39 yaşından sonra her yıl muayene olmalı. Bunun dışında göz içi basıncı ölçümü, her göz muayenesinin ayrılmaz bir parçasıdır. Erken teşhis edilebildiğinde glokom hastalığının seyri yavaşlatılabilir ve görme kaybı gelişimi engellenebilir.
Her göz tansiyonu yüksek hastada glokom ortaya çıkar mı?
Bundan 15-20 yıl öncesine bakarsanız göz tansiyonun yüksekliği eşittir ‘glokom’ hastalığıydı. Ancak daha sonra görüldü ki göz içi basıncı kadar, görme sinirinin o basınca gösterdiği direnç de kişisel farklılıklar gösteriyor. Dolayısıyla göz içi basıncı eşit olan iki kişiden birinde glokom hastalığı saptanırken, diğeri normal olabilir. Önemli olan, kişinin görme sinirinin ölçülen göz içi basıcına dayanıp, dayanamadığıdır.
Kronik glokom yaşam boyu mu sürer?
Kronik glokomun sürekli tedavisi gerekir. Ancak bazı özel durumlarda tedavi kesilebilir. Cerrahi girişim sonucunda tedavi gereksinimi ortadan kalkabilir. Ama bu hastaların sürekli izlenmesi gerekir. Hastalığın başlangıç dönemindeki cerrahi girişimin artıları ve eksileri var. Vakaların büyük çoğunluğunda hastalık kontrol altına alınabilir veya önemli ölçüde seyri yavaşlatılabilir. Tedavi göz damlaları, lazer veya cerrahidir. Ameliyattan sonra çoğunlukla ilaç tedavisi kesiliyor. Ancak bu tüm hastalarda mümkün olmuyor.
Neden hastaların sürekli takip edilmesi gerekiyor?
Glokom hastalarının belirli aralıklarla göz tansiyonlarının ölçülmesi, görme sinirlerinin değerlendirilmesi ve görme alanlarının incelenmesi gerekir. Belirli aralıklarla, olguların bir kısmında, özellikle başlangıç dönemindekilerde sinir lifi kalınlık ölçümleri ve görme siniri tomografisi yapılmalıdır.
Kaynak:Haberturk.com