Sağlıklı bir ilişki için gerekli olan tartışma, doğru bir şekilde gerçekleşmediğinde kötü sonuçlara neden olabilir.
Dünya üzerinde iki insanın her konuda daima uzlaşması ve birbirlerini anlaması mümkün değil. Böyle olsaydı hayat son derece sıkıcı olurdu. Bir ilişki farklı insanların ortak bir noktada buluşması olduğu için bazı farklılıklardan dolayı anlaşmazlıklar çıkması olası ve doğal.
Çiftlerin farklar konusunda pazarlık yapmaları gerekmez. Farklardan doğan tartışmalar aslında ilişkideki kişilerin bireyselliklerini koruduklarının da göstergesidir. Ancak tartışmalar sıklaştığında ve kavgalara dönüştüğünde karşılıklı suçlamalar, tehditler, kişiliğe yönelik saldırılar, isim takmalar ve küfür etmeler, yüksek sesle veya alaycı bir ses tonu ile konuşmak ilişkilere genellikle geri dönüşü olmayan zararlar verir.
Bazı insanlar için “eşle kavga etmeye gerek yok. Hem de hiç.” düşüncesi geçerlidir. Tartışmalar esnasında yıpranmaya veya haince muamele görmeye gerek yoktur.
Ancak bir ilişkinin sağlıklı olabilmesi için çiftlerin tartışmaya da ihtiyacı vardır. Eşlerin yoğun duygularını ifade etmek için de izleyecekleri bir yol olmalıdır. Aksi takdirde eşlerin birbirlerini anlamadıkları ve kendilerini yalnız hissettikleri ilişkiler yaşamaları kaçınılmaz olmaktadır.
Olgun bir ilişki içindeki çiftler dostça bir tavırla da kavga edebilirler. Bazı şanslı insanlar anlaşmazlıkların olgun bir şekilde ele alındığı ailelerde büyürler. Bu beceriyi kendi ailelerinde öğrenirler. Bazıları ise ebeveynlerinin anlaşmazlıklarından olumsuz şekilde etkilenirler. Bunu kendi ilişkilerinde tekrar etmekten kaçınmak için sonradan kendilerini geliştirirler.
Bireysel farklılıkların veya fikir uyuşmazlıkların olması eşleri kızdırsa ve hayal kırıklığına uğratsa bile, ilişki içindeki eşler bu duyguları taşımayı ve konuşmayı öğrenebilirler.
İlişkiye zarar vermek yerine güçlendirmesine yardımcı olacak dostça kavga edebilmenin esasında neler olduğuna bakın (10 temel ilke):
Korkuya gerek yok
Çatışmalar bazı zamanlarda normal ve hatta sağlıklıdır. Aranızdaki farklar birbirinizden öğrenebileceğiniz şeyler olduğunun da göstergesidir. Çatışmalar bize yol gösterici ve ne yönde gelişmemiz gerektiğini gösterebilirler. Ne yönde büyümeye ihtiyacımız olduğunu işaret ederler.
Birbirinize değil konuya odaklanın
Dostça kavgalar konuya odaklanır. Bununla başa çıkmak için problemleri, birbirinizi incitecek şekilde yeni problemler üstüne eklemeden çözmeniz önemlidir. En sert tartışmaları kişisel tarafa çekmeden tartışılan konu üzerinden sürdürmek davamızın haklılığı ve anlaşılırlığı üzerinde olumlu etkiler yapacaktır. Karşı tarafın agresyon algılamadan direnç geliştirmesini engeller ve dinlenmemizi sağlar.
Saygıyla dinleyin
İnsanlar bir şey hakkında güçlü hissettiklerinde onları dinlemek önemlidir. Saygılı biçimde dinlemek dinlenen kişinin duygularını sözlü olarak veya dikkatinizi ona yönelterek onun duygularını kabul ettiğiniz anlamına gelir. Bu birisine böyle hissetmemelisin demek olmamalıdır. Saygılı bir şekilde dinlemek ve duygularını anlamak diğer kişinin sizin tarafınızdan anlaşıldığını hissetmesine izin vermenizdir.
Yumuşak konuşun
Bağıran birisi normal ses tonu ile konuşana göre daha az dinlenir. Maalesef, eşler arası iletişimde sese vurgu katıldığında, sesler yükseltildiğinde veya çok konuşulduğunda karşı tarafın dinleyeceği yanılgısı yaşanıyor. Eşiniz bağırarak konuşuyor olsa bile ona tekrar bağırarak cevap vermeniz gerekmiyor. Alçak sesle konuşmak kişilerin sese tepki vermek yerine konuya odaklanmalarını mümkün kılar.
Savunucu değil, meraklı olun
Masum olduğunuzu veya haklı olduğunuzu saldırarak, etrafı kırıp dökerek savunmaya kalkışmanız kavgayı körükler. Gerilimi yükseltmek yerine eşinizden daha fazla bilgi ve ayrıntı talep edin. Diğer kişinin şikâyetlerinin mutlaka bir temeli vardır. Bunun ne olduğunu anlamaya çalışın.
Özel durumları sorun
“Her zaman” ve “Asla” gibi genellemeler sizi hemen hemen hiçbir yere ulaştırmaz ve genelde de doğru değillerdir. Eşiniz bazı şikâyetlerde bulunduğunda ondan böyle genellemeler yerine durumu daha net ve özel olarak belirtmesini isteyebilirsiniz. Böylelikle onu daha iyi anlamanız da mümkün olacaktır. Siz de şikâyetlerinizi eşinize ifade ederken genellemeler yerine ne söylemek istediğinizi net olarak belirtmek için elinizden gelenin en iyisini yapın.
Anlaşma noktaları bulun
Çatışmaların içinde hemen her zaman anlaşmaya ulaşılacak noktalar vardır. Ortada bir sorun olduğunu kabul etmek bile olsa ortak bir payda bulmak, çözüm bulmak için çok iyi bir başlangıçtır.
Önce seçeneklere bakın
Beraber ahenkli bir çalışma başlarsa anlaşmazlıklar biter. Kibarlıkla teklif sunmak ya da beraber çalışmak için alternatif teklifler yapmak, ve yapılan teklifleri dikkatle göz önüne almak saygı görmenizi sağlar.
Kabul edebilmelisiniz
Ufak kabuller durumu değiştirebilir. Küçük kabuller büyük uzlaşmaları getirebilir. Uzlaşma yüzde elli elli gitmeniz anlamını taşımaz. Uzlaşmak demek zaman zaman 60 a 40, hatta bazen 80 e 20 anlamındadır. Tarafların ne oranda kabullendikleri değil iki tarafın da işine yarayacak çözümler bulmaları önemlidir.
Barışa şans verin
68 yıldır evli yaşlı bir kadın kocasıyla beraber evlendikleri gün bir kural koyduklarını, bu kuralın yatağa asla küs gitmemek olduğunu söylüyor. İlişkinin esenliğinin tartışmayı kazanmaktan daha önemli olduğuna karar vermek önemlidir.
İkisinden birini tercih etmek zorunda kaldığımızda şu soruyu kendimize sormamız gerekir:
Haklı olmayı mı seçeceğim, mutlu olmayı mı? Haklı olmak her zaman insan olarak ihtiyaçlarımıza karşılık olmayabilir.