Wasserman Reaksiyonu
August Von Wasserman 1856 – 1925
TIBBA HİZMET etmiş birçok hekimlerin adları ya keşfettikleri bir hastalık veya bir hastalığa ait bir belirtinin tarifi veya hastalıkları teşhis etme bakımından değerli olan bir testin buluşu ile tıp tarihine geçmiştir. Wassermann bunlardan biri olmakla beraber tıbba bambaşka bir hizmette de bulunmuştur. O da gayet kısa ifadelerle çok geniş anlamda anlaşılabilecek deyimlerin icadıdır. Bugün W.R. pozitif deyimi ile çok önemli bir patolojik durumu kolayca ifade etmekteyiz.
Sifilis (firengi)’nin sero-diagnosu olan Wassermann reaksiyonu. Wassermann ve yardımcıları Niesscr ve Brück tarafından 1906 yılında keşfedilmiştir. Bu buluş 1903 yılında Metchnikoff ve Roux nun sifilisin maymunlara aşılanabileceğim göstermelerinden ve Schaudinn ve Hofman’ın da 1905 yılında Sifilisin amili olan spiroketa pallidayı keşfinden sonra mümkün olmuştur.
Wassermann’m buluşu Belçikalı iki bakteriolog olan Bordet ve Gengou’nun kompleman fiksasyonu fenomenine dayanır.
Kompleman fiksasyonu şu prensibe dayanır: Yabancı organik cisimler örneğin hastalık amilleri, kanda bazı karşı cisimlerin, antikorların oluşumuna sebebiyet verir. Bu antikorlar vücuda giren mikroplarla mücadele edecek unsurlardır. Bordet ve Gcngou kan serumundaki bu antikorları saptamak için bir test düşünmüşlerdir. Wassermann da şifilitık maymunlarda bu antikorları saptamıştır. Bu test kısa zamanda insanlardaki sifilisi saplamak amacı ile uygulama alanı bulmuştur. Bu suretle hem bir teşhis metodu elde edilmiş ve hem de hastalığın kontrolü da imkan dahiline girmiştir.
Vv’assermann reaksiyonunun meydana geliş tarzı henüz tam anlamı ile aydınlanmamışım Bununla beraber testin ifade ettiği sonuç çok büyük bir değer taşımaktadır.
Wassermann 1866 yılında Bawera’da Bamberg şehrinde dünyaya gelmiş ve 1925 yılında Berlin’de ölmüştür. Tüberküloz basilinin kaşifi olan Robert Koch’un öğrencisi idi. Robert Koch’un başında bulunduğu İnfeksiyöz Hastalıkları Enstitüsü’nde yıllarca Koch’la beraber çalışmıştı. 1907 yılında Berlin Üniversitesi Terapötikler ve Serum araştırmaları kısmının başına geçmiş ve 1913 yılında da Tecrübi Tera-pötik Kaiser Wilhelm Enstitüsü’nün direktörlüğüne atanmıştır. Bu çalışmaları sırasında Wassermann, difterinin antitoksinle tedavisi, tifo, kolera ve tetanosun aşı tedavisi konularında da çalışmıştır. Yaşamının son yıllarını tüberküloz konusundaki araştırmaları ile geçiren bilgin bu arada kanserin sero-diagnozu için de tetkiklerde bulunmuştur.