Özellikle havaların ısınmasıyla birlikte bir çoğunun zayıflamak için diyete başladığı şu günlerde, uzmanlar, aç kalmanın şişmanlamaya neden olduğu uyarısında bulundular.
İHA muhabirinin çeşitli kaynaklardan derlediği bilgilere göre, diyet denince herkesin aklına ‘az yemek yemek’ veya ‘aç kalmak‘ geliyor. Diyetin ‘Sağlıklı beslenme’ anlamına geldiğini belirten uzmanlar, “İster şişman, ister şeker ya da kalp hastası, ister çocuk olun; diyetten kasıt sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlıklarının kazanılmasıdır. Kişinin enerji ihtiyacının yüzde 55’i karbonhidratlardan, yüzde 15’i proteinlerden, yüzde 25-30’u da yağlardan gelmelidir. Bu dengeyi sağladığınız zaman, beslenme tedavisini halledebilirsiniz. Dolayısıyla, zayıflama diyetleri de bundan ayrı düşünülemez” diye konuştu.
Günümüzde dış görünümün neredeyse her şeyden önemli hale gelmesi nedeniyle bu türden estetik kaygılar ve sağlıklı beslenme konularının birer pazar haline geldiğini ifade eden uzmanlar, “Oysa zayıflamak isteyen herkes aslında tıbbi anlamda şişman değil. Bu nedenle zayıflamak isteyen bir kişinin öncelikle şişman olup olmadığının tespit edilmesi gerekiyor. Bunun için de Beden-Kütle Endeksi denilen bir ölçümden yararlanılır. Ölçüm aralıklarına göre şişmanlık tanısı konur. Böylece ideal kilonun ne olması gerektiği belirlenir. Eğer kişi şişmansa, güvenilir bir sağlık kuruluşuna başvurması gerekir. Şişmanlık, tedavisi zorunlu bir hastalıktır. Tedavi de diyetisyen, hekim ve hatta psikologların ortak çalışmasını gerektirir” şeklinde konuştular. Uzmanlar, sağlıklı kilo vermekisteyenlere şu önerilerde bulundular:
“Zayıflamak isteyen herkes, bu işi en kolay, zahmetsiz ve en kısa zamanda halletmek ister. Oysa alınan kilolar bir haftada alınmadığı gibi bir haftada da verilemez. Aç kalmak, şişmanlamanın bir başka yoludur; çünkü bedenimiz açlığa göre değil, sık aralıklarla beslenmeye göre programlanmıştır. Bunun için de öğün disiplinine çok iyi uymak gerekiyor. Yemeklerimizi aralıklı olarak yediğimizde, beden aç kalma tehdidi içinde olduğunu düşünüyor. Böylece yenilen tüm yiyecekleri depolayıp, kıtlık dönemlerinde kullanmak üzere yağa dönüştürüyor. Bunu yaparken de metabolizmayı yavaşlatıyor. Dolayısıyla tek öğünle beslenmek ve öğün atlamak şişmanlığın nedenlerindendir. Tek öğün beslenmenin bir adım ötesi ise ‘Bulumia’, ya da ‘Anoreksia Nervoza’ hastalıklarıdır. Bunlar zayıflama takıntısıyla yememe, yediklerini kusma gibi davranışlarla ilerleyip, ölümle sonuçlanabilen ciddi hastalıklardır. Bu hastalığa sahip kişiler, zayıflama takıntıları nedeniyle, kendilerini olduklarından şişman görme eğilimine ve hep daha fazla zayıflama arzusuna sahip oluyorlar.
Yapılan en büyük hatalardan biri de Su içmemek. Vücudumuzun yüzde 60’ı sudur. Bunun için mutlaka yeterince su almamız gerekiyor. Su aynı zamanda metabolizmayı hızlandırıyor ve toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı oluyor. Çok düşük kalorili diyetlerle, tek besinle beslenmede, gerçekten yağ dokusunu kaybetmek mümkün değildir. Kısa zamanda kilo verdiğinizde, yağ değil, kas ve su kaybı yaşarsınız. Ayrıca bu beslenme şeklini bırakıp, eski beslenme şeklinize döndüğünüz anda, tekrardan kilo almaya da başlarsınız. Üstelik bu kilo alış çok da hızlı olur. Bu tür kilo alıp vermeler metabolizmayı da değiştirip, yavaşlamasına sebep olur. Zayıflamada asıl hedef, beslenme alışkanlıklarımızı değiştirerek bunu hayat biçimine dönüştürmek ve sürekli kılmaktır.
İncelmek için türlü çareler öneriliyor. Bunlar arasında yeşil çay içmekten, sıkılaştırıcı kremler sürmeye, keten tohumu yemekten elma sirkesi içmeye kadar pek çok kanıtlanmamış öneri var. Oysa dengeli beslenmeye başlayıp, bununla birlikte egzersiz uyguladığınızda, hem zayıflamanız kesinleşir, hem de kalıcı olur. Egzersizi hayatınıza çeşitli şekillerde katabilirsiniz. Asansör yerine merdivenleri kullanıp, otobüsten bir durak önce inebilir, arabayla gittiğiniz yakın yerlere yürümeyi deneyebilirsiniz. Yeni bir şeyler denemek adına yoga gibi spor dallarına başlayabilir, ya da bir spor salonuna kaydolabilirsiniz. Önemli olansa bunları hayatınızın bir parçası haline getirerek düzenli uygulamaktır”.