Yeşim Sert Karaaslan – Gazi Üniversitesi (GÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cansu Alpaslan, ağız kanserinin geç teşhis edilmesi durumunda, hastaların yüzde 80’inin ilk 5 yıl içinde hayatını kaybettiğini bildirdi.
Alpaslan, yaptığı açıklamada, ağız kanserlerinin de en az diğer kanser türleri kadar tehlikeli olduğunu söyledi.
Haziran ayında Paris’te düzenlenen “Ağız Kanserinin Önlenmesi, Erken Teşhisi ve Diş Hekimlerinin Sorumluluğu” başlıklı konferansta, Türkiye’yi temsil eden Alpaslan, ağız kanserlerinin tüm kanserler içerisinde dünyada 12. sırada olduğunu anlattı.
Alpaslan, ağız kanserlerinin toplumda çok iyi bilinmediğini, bu nedenle farkındalığın artırılması, diş hekimlerinin rutin muayenelerde mutlaka ağız kanseri bulgularına da bakması gerektiğini ifade ederek, bu konuda hem hekimlerin hem de hastaların yeteri kadar duyarlı olmadığını savundu.
Ağız kanserlerinin, diş hekimliği eğitimlerinde müfredatta olan bir konu olmasına rağmen, eğitim dönemi sonrasında çok fazla dikkat edilmediği yönünde eleştiride bulunan Alpaslan, “Maalesef pek çok diş hekimi, hastalarına ağız kanseri muayenesi yapmıyor, bunu rutin kontrollerde takip edilmesi gereken bir durum gibi algılamıyor” dedi.
Alpaslan, bu durumun sadece Türkiye’ye özgü olmadığını, tüm dünyada göz ardı edildiğini ifade etti.
Ağız kanserinin çok bilinmediği için bulguların göz ardı edildiği ve hekime gelinmediği için tanı ve tedaviye geç kalındığını dile getiren Alpaslan, “2008’de yapılan bir araştırmaya göre, Türk toplumunun yüzde 70’i ağızda kanser gelişebileceğini hiç bilmiyor. Ağız kanseri hakkında bilgi sahibi olanların oranı sadece yüzde 5. Katılımcıların yüzde 25’i de bu konuda bir kulak dolgunluğu olduğunu ancak ayrıntılı bir şey bilmediklerini belirtiyor” diye konuştu.
AĞIZ İÇİNDE GÖRÜLEN YARALARA DİKKAT
Alpaslan, ağız kanserinin dil, dudak, ağız tabanı, yanaklarda, diş etinde ve boğazda görülebildiğini vurgulayarak, “Bu bölgelerde 14 gün boyunca iyileşmeyen yaralar en önemli göstergesidir” dedi.
Bulguların yara ya da kitle şeklinde olabildiğini anlatan Alpaslan, şunları kaydetti:
“Bu bulgular, gözle görülebilen, kolay fark edilebilen bulgulardır. Bu bölgelerde kızarıklık, şişlik olabilir, ağızda beyaz plaklar ya da kırmızı lekeler şeklinde lezyonlar görülebilir. Bunlar, zaman içinde kansere dönüşme eğilimindedir. Ağız içinde kanama, kötü koku, dişlerde sallanma, yutma zorluğu, ağrı gibi belirtiler mutlaka önemsenmelidir. Bunlar, ağız kanserinin habercisi olabilir.
Bu nedenle, ağız temizliği yapılırken, bu tür belirtilere dikkat edilmeli. Her gün fark edilen bulgularda değişiklik olup olmadığı kontrol edilmeli, mutlaka vakit kaybetmeden diş hekimine başvurulmalı ve gerekli görüldüğünde o bölgeden bir parça alınarak biyopsi yaptırılmalı.”
Alpaslan, belirtilerin başlangıçta ağrıya neden olmadığı için önemsenmediğini ve bu nedenle de hekime geç gidildiğini ifade ederek, “Ağız kanseri geç teşhis edildiğinde hastaların yüzde 80’i ilk 5 yıl içinde hayatını kaybediyor. Yani 5 yıllık sağ kalım oranı, yüzde 20’ye kadar düşüyor” diye konuştu.
“YILDA BİR KEZ AĞIZ KANSERİ MUAYENESİ YAPTIRILMALI”
Alkol ve sigara tüketiminin çok önemli risk faktörü olduğunu anlatan Alpaslan, ağız hijyenine özen göstermeyen kişilerde de bulguların diğer kişilerden daha geç fark edildiğini söyledi.
Kanserin her geçen gün gençlerde de görülme sıklığının arttığını, bu nedenle tüm yaş gruplarının temkinli olmasını gerektiğini ifade eden Alpaslan, kişilerin yılda bir kez mutlaka ağız muayenesi yaptırması gerektiğini bildirdi.