Bayramda kilo almayın
Ramazan ayında beslenme düzenimizdeki değişikliğin ardından bayramla birlikte birbirinden lezzetli tatlılar ve ikramlarla adeta nefsimizin sınırları zorlanır. Kısa aralıklarla gerçekleştirilen bayram ziyaretlerinde ısrarla ikram edilen kafeinli içecekler, çikolata, çeşitli hamur tatlıları ve sarmaların tüketilmesinin ardından bağırsak problemleri yaşar ve vücudumuzdaki yağ oranını artırırız. Türk toplumu olarak misafirperverlik anlayışımız gereği ikram ettiğimiz her şeyin kabul görmesi ve yenilmesini isteriz. Aksi durumda kırılır ve güceniriz. Misafirin sağlığı gereği yaptığı mantıklı ve gerçekçi itirazlarda dahi “Bir seferden bir şey olmaz” sözleri ev sahibinin ağzından dökülüverir. Her ne kadar fazla miktarda tatlı tüketiminin sağlıklı olmadığını ve kilo aldıracağını bilsek de bu muhteşem lezzetlere karşı koyamaz kolayca kabulleniriz. Sonuç, genellikle pişmanlık ve kilodaki artıştır. Madem toplumumuzda bu gerçeklerle yaşıyoruz, bu koşullarda misafirperver ev sahibini de gücendirmeden beslenmemizde nelere dikkat edip zararı ve kilo alımını asgari seviyelere indirebiliriz? Güne ailecek hazırlanmış güzel bir kahvaltı ile başlamalıyız. Kahvaltıda gün içerisinde ikramlarla fazlasıyla tüketmek zorunda kalacağımız için bal, reçel gibi şekerli yiyecekler tüketmemeliyiz. Domates, salatalık gibi hafif besinleri bolca tüketmeli, peynir olarak yağ miktarı az olan beyaz peynirleri tercih etmeliyiz. Yumurtamızı haşlanmış olarak yemeli, sucuk, salam, sosis vb yağlı besinlerden uzak durmalıyız. Ekmek olarak kepek, tam buğday unu ya da çavdar ekmeğini tercih etmeliyiz. Unutulmamalıdır ki atlanan öğünler ve ara öğünler sizin tatlıya olan düşkünlüğünüzü artıracaktır. Kahvaltı sonrasında bayram ziyaretlerimize başlarız. Adı üzerinde Bayramımız Şeker Bayramı; mutlaka şeker ve tatlı tüketiriz. Burada her ziyarette ikram edilen tatlıların tümünü tüketmemeli, porsiyon kontrolü yapmalıyız. Tabağınızda ikram edilen tatlının ve diğer yiyeceklerin sadece tadımlık bir kısmını tüketmeli ve mümkün olduğunca her ziyarette tatlı ikramını kabul etmemeliyiz. Tatlı tercihlerimizi sağlıklı kılmakta bizim elimizde. Bayram ikramlarındaki geleneksel hamurlu ve şerbetli tatlılar yerine varsa sütlü tatlıları ya da meyve tatlılarını tercih etmeliyiz. Bayram günleri boyunca ara öğünleri atlamamalı, mutlaka ara öğün tüketilmeliyiz. Ara öğün tercihlerinizi ekmek grubu yerine süt veya meyve olarak tercih edebilirsiniz. Ramazan sonrasında normal beslenmeye geçişimizi hafif bir şekilde yapmamız gerektiğini unutmamalıyız. Yemeklerde ağır yağlı yemekleri tercih etmemeli, posalı besinler tüketmeliyiz. Su tüketimimize dikkat etmeli asitli ve kafeinli içeceklerden uzak durmalıyız. Unutmamız gereken nokta midemizin uzun süreli açlıklar yaşadığı bir dönemden yeni çıkmış olduğu ve fazla miktarda şekerli gıdalar, kafeinli içecekler ve yağlı yemeklerle karşılaştığında sorunlar yaşayabileceğidir. Şeker bayramında tabii ki bu uyarılar dahilinde hepimizin dikkatli olması gerekiyor. Ancak özel bir grubumuz var ki onlar çok daha dikkatli olmalı. Şeker hastası bireyler, şeker hastalığı olan bir bireyin vücudunun artık karbonhidratlarla ilgili sıkıntısı vardır . Dolayısıyla şekerli hiçbir besini tüketmemesi gerekir. Bayramda ikram edilen tatlılar tüketilmemeli, kan şekerinin normal seyretmesi için ara öğünlerine dikkat etmelidir. Şeker hastası olan bireyler tatlı tüketmek istiyorlarsa, evde tatlandırıcı ile hazırlayacakları meyveli tatlılar iyi bir alternatif olacaktır. Örneğin tatlandırıcı ile yapılmış bir elma tatlısı gibi. Şeker Bayramı’nı iple çeken çocuklarımız için bu dönem ayrı bir önem taşıyor. Anne babalar gece yatmadan önce çocukların şekerli yiyecekler yerine bir bardak süt içerek uyumasını sağlayabilmeliler. Çoğu alışkanlıklar gibi beslenme alışkanlıkları da küçük yaşlarda kazanılıyor. Bayramın her günü bu şekilde yemek tüketimimize dikkat edemeyebiliriz. Bu durumda kontrolü kaçırdığımız günün sonrasında mutlaka bunu telafi edecek şekilde ertesi günü d