Menopozda Uyku Sorunu
Mus dediğimiz bölgeden kaynaklanan bazı nöral, yani sinirsel yollarla ilgili, bazı hormon salgılarına bağlıdır. Yaş ilerledikçe erkeklerde görülen uykusuzluk sorunu, daha doğrusu uyuyamama sorunu kadınlardakine de benzerlik arz eder. Araştırmacılar uykusuzluğun multi faktöriyel denen yani çok çeşitli etkenlere bağlı olduğunu, bu arada kişilik yapısının, toplumsal kültürel etkenlerin kadının duygusal yaşamını ve genel iyilik durumunu etkilediğini ileri sürmektedirler. Bu etkileşimin Menopoz döneminde daha da fazla olduğu belirtilmektedir.
Vücutta yapılan östrojenler, vücutta iletişimin sağlandığı sinirlerdeki nörotransmitterler denilen iletişim noktalarını etkilemektedirler. Bunlar da beyinde uyku mekanizmasında önemli yer tutan serotonin denen maddenin salgılamasını etkiler. Menopozda östrojen seviyesinin azalmasına bağlı olarak yukarıda değindiğimiz nörotransmitterlerde iletişim negatif yönde gelişmekte ve uykuya yardımcı olan serotonin dediğimiz maddede azalmalar olur. Bazı araştırmacılar menopozdaki uykusuzluğu bu şekilde açıklamaya çalışmaktadırlar:
Ancak bu klinik şikâyetlerin her kadında aynı şiddette olmadığını görüyoruz. Bazı kadınlar menopoz şikâyetlerini oluşturan belirtileri çok hafif bir şekilde yaşamakta, hatta bazıları da bu yılları hiçbir şikâyet olmadan atlatmaktadırlar. Uykusuzluk dahil bütün bu şikâyetlerin her kadında menopozda görülmediğini saptamaktayız. Bazı araştırmacılar bu görülen biyolojik şikâyetlerin kadının duygusal yapısı ve kişisel psikososyal etkenler ve kadının dinginliğinin derecesine bağlı olduğunu ileri sürmektedirler.
Menopozda uykusuzluk şikâyeti olan pek çok kadın hormon tedavisi sonucu bu sorundan kurtulmaktadır.