SAĞLIKLI BESLENMENİN KURALLARI
– Daha az et yiyin. Balık, tavuk, hindi gibi beyaz ete yönelin. Sığır ve koyun eti miktarını ve yeme sıklığını azaltın. İslam dininin yasakladığı domuz etini yemeyin, başka dinden de olsanız.
– Yağsız et seçin ve yemeden önce gözle görülür tüm yağını çıkarın.
– Izgarada, fırında pişirin ya da haşlayın. Yapışmayan tavalarda pişirin ve fazla yağı süzün.
– Yağsız yoğurt yiyin ve yağsız süt için.
– Daha fazla sebze yiyin. Her gün mutlaka biraz, mümkünse çiğ sebze yiyin. Daha fazla baklagillerden yiyin.Bir büyük öğün yerine, birkaç küçük öğünde yiyin.
– Sosis, salam gibi yağ miktarı fazla etlerden yemeyin.
– Fırında pişirirken içyağı kullanmayın. Kremalı salçalar eklemeyin.
– Kızartma yapmaym. Özellikle mantar, soğan ve ekmek gibi çok fazla yağ çeken besinleri kızartmayın.
– En fazla yağ içeren tavuğun derisini yemeyin.
– Fazla tereyağı, krema, yağlı peynir, dondurma, yağlı süt ya da haftada ikiden fazla yumurta yemeyin.
– Doymuş yağlarla yapılmış kek, hamurişi ya da bisküvi yemeyin.
– Rafine şekerler ya da unlarla yapılmış yiyecekler ya da çok tatlı yiyecekler yemeyin.
– Kahvaltıyı atlayıp akşam yemeğini fazla kaçırmayın.
Yemeklerde ek olarak vitamin almalı mıyım? Dengeli bir beslenme sağlanabildiği sürece vitamin almak gerekmez. Ne var ki bazı özel durumlarda doktorunuz ek vitamin vermeyi gerekli bulabilir. Menopozda olanların magnezyum ve kalsiyum almasının önemi üstünde durulmaktadır. Genç kalmak için E vitamini, iyi görebilmek için A vitamini almanın yararı henüz kanıtlanmamıştır.
Dengeli beslenme yaşamı uzatır mı? Mutlaka uzatır. Bazı otoriteler vücudun günlük döngüsüne çok önem vermektedirler. Daha açık bir şekilde ifade edersek, insanın her gün aynı saatte yemek yemesi ve aynı saatte dışkı yapmasının vücudun biyolojik ritmi bakımından çok önemli olduğu ileri sürülmektedir. Beslenmenizde yapacağınız küçük değişikliklerle yaşamı tehdit eden birçok hastalığa yakalanma olasılığını azaltabileceğiniz, her geçen gün yeniden kanıtlanmaktadır. Yalnızca şişmanlık, şeker hastalığı, eklem iltihabı, sırt ağrısı, göğüs hastalıkları, beslenme bozuklukları ve bağırsak hastalıklarıyla birlikte görülmektedir.
Kilo vererek bu durumlardan korunabilirsiniz. Fazla miktarda hayvansal ve doymuş yağı içeren yiyecekler, menopozdan sonra kalp hastalığına yakalanma tehlikesini artırmaktadır. Posalı besinler açısından zengin bir beslenme tarzı ise sizi kalp hastalıkları, bağırsak kanseri ve meme kanserinden koruyacaktır. Gençliğinizden itibaren uygulayacağınız dengeli beslenmenin faydalarını menopozda göreceksiniz. Menopozdan sonra ise kemikler yumuşama eğilimindedirler. O zaman da kalsiyum ve D vitamini gerekecektir, bilindiği gibi, peynirde ikisi de vardır.
Bazı yiyecekler bizim için zararlı mıdır? Son 10 yılda, bilim adamları bazı yiyeceklerin sağlığımız için uygunsuz, hatta tehlikeli olabileceklerini öne sürmüşlerdir. Bunun en önemli nedeni ise kalp hastalıklarının gelişmesiyle ilgili olmasıdır. Örneğin, tuz alımı ile kan basıncı arasında yadsınamaz bir ilgi vardır, fazla tuz alınırsa kan basıncı yükselir. Gelişmiş ülkelerde sıradan bir insan günde 12 gram tuz alır; oysa kimi başka uluslar günde bir gram, hatta daha azıyla idare ederler ve çok daha sağlıklıdırlar.
Belçika’da son zamanlarda yapılan araştırmalar günlük tuz alımım 11 gramdan 5 grama düşürmenin kan basıncını birkaç derece birden düşüreceğini göstermiştir. Normal koşullar altında tuz almak biyolojik olarak çok da fazla gerekli değildir. Şu halde beslenmenizdeki tuz miktarınızı azaltmanız yararlı olur. Gelişmiş denen ülkelerde sağlıksız olan domuz eti fazla tüketilmektedir. Bu durum toplumun sağlığını kötü yönde etkilemektedir. Kıyaslandığında Türk Akdeniz mutfağı kullanan bizler şanslıyız diyebiliriz.
Kolesterol ve doymuş yağlarla kalp hastalıkları ve felçlerin gelişmesi arasındaki ilgi konusunda tıp dünyası henüz bir görüş birliğine varmış değildir, ama bence denetim altında yapılan tıbbi araştırmaların sonuçları bu ilginin varlığına işaret etmektedir. Yağ alımını da düşük tutmanın hiçbir zararı yoktur.
Şekerin diş çürüklerine yol açtığını herkes bilir, ama daha da önemlisi, kalp hastalıklarının gelişmesine katkısı olmasıdır. Kan şekeri düzeyi ani olarak artınca, bu durum pankreası insülin yapması için uyarır. Bu uyarı karaciğerde ateroskleroz, yani atardamarların yağlı bir maddeyle tıkanması ile ilişkisi olan düşük yoğunluklu lipoproteinlerin yapımını artırır.
Yumurtanın kolesterolden yana zengin olduğu ve kalp hastalıklarında önemli bir etken olduğu söylenir. O halde yumurta yemek zararlı mı?
Yumurta sarısı kolesterolden yana çok zengindir ve koruyucu kardiyoloji konusunda çalışan doktorlar, hayvansal yağlar açısından zengin bir beslenme biçimi olan kişilere haftada yalnızca iki yumurta öğütler. Öte yanda, aynı uzmanlar kalp hastalıklarının gelişmesinde birçok etken olduğu ve yağın bunlardan yalnızca biri olduğu konusundaki düşünceye katılmaktadır. Gerilimli bir yaşam sürmüyorsanız, sağlıklı bir beslenmeniz varsa, düzenli egzersizler yapıyorsanız, şişman değilseniz ve kan basmanız yüksek değilse, ailenizde kalp hastası yoksa daha fazla yumurtanın size hiçbir zararı olmaz.