Adını Manisa yakınlarındaki Magnesia antik şehrinden almaktadır. Toprakta değişik bileşikler halinde bulunur ve besinlere geçer. Magnezyum özellikle hücrelerin içinde ve kemiklerde bulunur. Yaşamsal bir mineraldir. Bağırsaklardan çok zor emilir. Günlük gereksinim 300 mgr. kadardır. Fazla miktarda alınan magnezyum dışkı yumuşamasına neden olabilir. Gebelikte ve emzirme dönemlerinde ihtiyaç ihtiyaç artar. 100 mgr. kadar daha fazla alınmalıdır.
Vücuttaki enerji gerekli olan her yerde magnezyum gereklidir. Bitkilerde de klorfilde ter alır ve güneşten gelen enerji fotonlarını tutar.Eksikliğinde kabızlık, kaslarda kraplar ve kasılmalar görülebilir.
En büyük magnezyum kaynaklarımızdan birisi de içme sularımızdır. Normal olarak sularda 50-150 mgr. magnezyum olmalıdır. Suların tadını acımsı yaptığından magnezyumlu sular içmek için tercih edilmez ve ciddi bir magnezyum kaynağımızı kendimiz uzaklaştırmış oluruz. Yapılan çalışmalarda sularında fazla magnezyum bulunan bölgelerde erkeklerin daha az miyokart infarktüsüne yakalandıkları gösterilmiştir.
Çevre kirliliği sonucu asitli yağmurları ve gübrelerinde etkisi ile topraktaki magnezyum bağırsaklardan emilemiyecek tuzlar haline gelmekte ve besinlerle alım azalmaktadır.
Yeşil bitkilerde, ette de magnezyum bulunursa da en çok kuruyemiş türlerinde bulunur.
Magnezyum, tıpta tedavi amacı ile kullanılır. Kabızlık tedavisinde magnezyum tuzları bağırsaklarda yağlar ile sabunlar oluşturarak dışkının yumuşamasını sağlar
Stresin zararlı etkilerinin azlatılmasında magnezyum iyi etkiler gösterir. Dismenore (ağrılı adet görmek) tedavisinde, ağrılı dönemden hemen önce magnezyum sitrat’ın ağız yolu ile 300-600 mgr. kullanılmaya başlanması ciddi yararlar sağlamaktadır.
Gebelikte sık rastlanan sorunlardan olan adele kramplarının tedavisi ve önlenmesinde magnezyum tuzları kullanılır.